16
Mayıs
2024
Perşembe
KİTAP

Eski Dünya Seyahatnamesi

Kitap için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki kitabı okumak zaman tünelinde yolculuk yapmak gibi.

Aynı dönemde yaşamaktan onur duyduğum değerli tarihçimiz İlber Ortaylı’nın geçtiğimiz ay yayınlanan ‘’Eski Dünya Seyahatnamesi ‘’ adlı eserini, tarihi çok sevdiğimden hemen edinip okumaya başladım. Kitabın önsözünde yer alan şu satırlar ilgimi çekti önce: ‘’ 42 yıl evvelin imkanlarıyla Suriye’yi tanıdım, Venedik’i tanıdım. Soğuk harp sırasında Viyana’da bulunmanın imtiyazından yararlandım.Yunanistan rahattı. Balkanlar sıcakkanlıydı, 1972’de gördüğüm Saraybosna, Bursa’nın kopyası idi. Ama asıl el değmemiş ve güzel olan bizim ülkemizdi.’’

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki kitabı okumak zaman tünelinde yolculuk yapmak gibi, çünkü değerli tarihçimizin seyahatleri, Balkan Yarım Adası’nda 1990’ların başında yaşanan o acımasız savaşın başlamadığı, Ortadoğu’nun – her ne kadar o dönemlerde sinyallerini verse – de kan gölüne dönüşmediği ve Amerika’nın Irak’ı işgal edip henüz komşumuz olmadığı dönemlere rastlıyor

Kitap yazara göre ‘’ Ecdad Toprağı’’olarak gördüğü Kırım ile başlıyor. Kırk yıl önceki Ortadoğu, Suriye, Halep, Irak, Lübnan ve Kudüs ile devam ediyor. Bir tarihçi gözüyle yapılan seyahatlerin doğal sonucu olarak buralarda Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerini ve tarihi bilgileri de öğrenme şansımız oluyor.

Mısır’daki İskenderiye Kütüphanesi ile ilgili de çok değerli bilgiler var kitapta. Ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu, ilk önemli darbeyi ne zaman aldığı ve yeniden kuruluşu ile ilgili bilgi edinmek mümkün.

Bahreyn ve Yemen’den sonra ise yüzümüzü batıya dönüp Girit, Atina ve Selanik’i inceleyerek Yunanistan hakkında bilgi ediniyoruz. Balkan Yarım Adası’ndaki gezimiz bu kadarla bitmiyor. Saraybosna, Makedonya ve Arnavutluk’u da bu geziye ekliyoruz.

İspanya Almanya, Çek Cumhuriyeti tarihçimizin gezip gördüğü yerler arasında. Etkilendiği şehirlerden biri de Prag. Prag’ın efsanevi güzelliğini ve bu güzelliğin nereden geldiğini de okurlarıyla paylaşmayı unutmamış.

Okurken ilgimi çeken bir başka konu ise şehirlerle ilgili tanımlar oldu.Aklımda kalanlardan bazıları:

- İsfahan’a ‘’Isfahan nısfh-ı cihan ‘’ yani dünyanın yarısı denirmiş.

- Venedik için ise tarihçimiz kendisi güzel bir tanımlama getiriyor : ‘’ Adriyatik’in kraliçesi ve şehirden çok cumhuriyet; cumhuriyetten çok diktatör bir Akdeniz İmparatorluğudur.’’

Hindistan’ın ise, okumakla, resimle veya izlemekle anlaşılamayacağını hatta gidildiğinde bile anlaşılamayacağını, sadece hissedilebileceğini söylüyor. Bunun en başta gelen nedeni olarak Hindistan’ın eski eserleriyle değil; sıcak ve bağıran doğası ve kalabalık nüfusunu ve bu kalabalık nüfusun küçümsenmeyecek kadar büyük bir kısmının fakir halktan oluşmasını gösteriyor. Halkın su bulamadığı için yıkanamadığını ve bunu yaşam biçimi haline getirmiş olduklarını ifade ediyor.

Batı uygarlığının dışında kalan Çin’in kendine özel bir kültür ve uygarlık seviyesine sahip olduğundan, Japonya’nın tezatlar içinde gelişen bir tarihe sahip oluşunu ve nedenlerin okuru sıkmadan anlatıyor.

Eski Dünya Seyahatnamesi Arjantin Felsefe Grubu yayını olan Aşina Kitaplar’dan çıkmış. Okurlarıyla Mart ayında buluşan kitap bir ay içinde iki baskı yapmış. Kitap okunup bittiğinde okurda iki farklı duygu oluşuyor. İlber Ortaylı’nın diğer kitaplarını da edinip hemen okumak isteği ve dünyayı dolaşmak isteği. Hayatı fazla ertelemeden
edebiyatodasi.com
Yayın Tarihi : 25 Mayıs 2007 Cuma 18:44:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?