19
Mayıs
2024
Pazar
KİTAP

Hayalleri kitap oldu

İstanbul’dan dört öğrenci gidip Muş’takilere isteklerini sordu, anlattıklarını “İstiyorum”da topladı.

Özel Koç Lisesi 11’inci sınıf öğrencilerinden Elifnaz Köksal, Esra Özdemir, Kaan İnan ve Murat Alemdaroğlu geçen nisan ayında Muş’un Bulanık ilçesindeki Yatılı Bölge Okulu’nun öğrencilerine geleceğe dair beklentilerini sordular. Çocuklarla geçirdikleri dört günün sonunda da kiminin çizerek kimininse yazarak anlattığı hayallerini “İstiyorum” isimli kitapta bir araya getirdiler. Öğrencilerden Murat Alemdaroğlu “Önce bizi öğretmen gibi görüp utangaç davrandılar ama sonra hepimizin öğrenci olduğunu fark edince yakınlaştık” diyor.

Kitap projesini ödev olarak mı yapmaya başladınız?

Bu bir ödev değildi. Zaten proje boyunca okuldan kimseden yardım almadık; “İstiyorum” okuldan bağımsız, bizim kişisel fikir, düşünce, inanç ve ideallerimiz paralelinde gerçekleşti. Biz en yakın dört arkadaşız yani boş vakitlerimizi de hep beraber geçiriyoruz. Her birimiz yaşadığımız bölgelerde yardım amaçlı faaliyetlerde bulunuyorduk. Elifnaz, ben ve Kaan ilköğretim çağındaki çocuklara İngilizce ve matematik konusunda dersler verirken, Esra da TED’in düzenlediği yardım geceleri veya konserlerinin planlanmasında aktif rol alıyordu. Oturup hepimizin beraber yer alabileceği bir yardım projesi geliştirmeye karar verdik.

Muş’taki okula nasıl karar verdiniz?

Esra’nın ailesi okulun müdürünü tanıyordu. Gittiğimiz yerde bize yardımcı olabilecek, çocuklarla daha kolay anlaşmamızı sağlayacak birinin olması fikri hoşumuza gitti, projede daha hızlı ilerleriz diye oraya gitmeye karar verdik.

Muş’ta ne kadar kaldınız ve bu süre boyunca neler yaptınız?

Nisan ayının ikinci haftasında gittik ve orada dört gün geçirdik. Giderken zaten neler yapacağımızı kafamızda kesinleştirmiştik. Çocukların hayalleri ve istekleri üzerine yoğunlaşacaktık. Onlara önceden belirlediğimiz iki aktiviteyi yaptırdık. Beşinci sınıf öğrencileriyle gelecekte ne olmak istediklerine dair resim çalışmaları, yedinci sınıflarla da gelecekleriyle alakalı sorduğumuz sorulara cevap niteliğinde yazı çalışmaları yaptık. Ayrıca bir de tişört boyama aktivitesi düzenledik. Çocuklarla beraber hayallerini anlattıkları tişörtleri boyadık. Kimi futbol forması şeklinde boyadı kimi de üzerine kendi isimleriyle bizimkileri yazdı.

Sizi nasıl karşıladılar? İletişim kurmakta zorlandınız mı?

İlk iki gün biraz utangaç davrandılar. Bizi öğretmenleri yerine koyup çekindiler. Sonra yavaş yavaş aramızdaki yaş farkının az olduğuna, bizim de onlardan olduğumuza karar verince yakınlaştılar.

Peki bu proje artık sona mı erdi yoksa oradaki öğrencilerle görüşmeye devam edecek misiniz?

Kütüphanelerine 10-15 kitap yolladık, yollamaya devam ediyoruz. Ayrıca özel bir parti düzenleyip “İstiyorum” kitabımızı sattık ve yaklaşık 10 bin TL civarında gelir elde ettik. Bu para da çocukların okulunun yenilenmesi için harcanacak. Yazın da ziyaretlerine gideceğiz.


Kocaman bir kütüphane var ama raflar boş

Elifnaz Köksal: Benim bu seyahatte en enteresan bulduğum şey oradaki çocukların hiçbir zaman maddi yardım isteğinde bulunmayıp aksine kitap ve eğitimle ilgili yardımlar talep etmeleriydi.

Esra Özdemir: Benim en cok ilgimi çeken şey tişört boyarken ettigimiz sohbetler sırasında “Okulunuzda en çok ne isterdiniz?” sorusuna aldığım cevaptı. Oyun parkı, top gibi cevaplar beklerken öğrenciler bana tek bir cevap verdi: Kitap. Kocaman bir kütüphaneye sahip olmalarına rağmen hiç kitapları yoktu. Tüm bunlara rağmen şikayet etmiyorlardı. “Her şey çok güzel, sadece kitap olsa biraz daha güzel olurdu” diyorlardı.

Kaan İnan: Beni en çok şaşırtan şey, birlikte çalışmadığımız öğrencilerin bize duyduğu ilgiydi. Verdiğimiz molalarda sınıfın kapısını açtığımız anda içeri onlarca çocuk girmeye çalışıyordu, birkaç tanesi bize arkadaşları aracılığıyla teşekkür mektupları yolladı.

Murat Alemdaroğlu: Benim aklımda en çok yer eden anı; seyahatimizin son gününde, birebir çalışma fırsatı bulamadığımız bir 8’inci sınıf öğrencisinden, “Kardeşim son üç gündür sizinleydi, onu mutlu ettiğiniz için teşekkür ederim” diye bir mektup almamızdı.

Pelin Çini - Milliyet
Yayın Tarihi : 20 Haziran 2009 Cumartesi 14:30:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?