İnsanoğlunun Uzay Macerası

Uçmak, insanoğlunun ezeli tutkusuydu. Bu tutkuyu paylaşan Wan Hu isimli bir Çinlinin gerçekleştirdiği iddia edilen roketli uçuş denemesi ile başlayan süreç, günü geldi uzayın kapılarını araladı.

Aralanan kapıdan içeri süzülen Lagari Hasan Çelebi, Newton, Robert H. Coddard ve modern uzay çalışmalarının babası sayılan Tsiolkovsky gibi havacılık âşıklarının yaptığı çalışmalar insanoğlunun çok yakında uzayda olacağının habercisiydi.

Çalışmalar meyvesini verdi ve biraz da iki süper gücün arasındaki ideolojik çekişmenin de sağladığı itici güçle, Rus kozmonot Yuri Gagarin, 12 Nisan 1961’de dünyamızı, dünyanın dışından gören ilk insan oldu. Gagarin’in uzaya çıkmasından bu yana kırk yedi yıl geçti. Fakat insanlığın uzaya olan merakı hiç dinmedi...

Gazeteci-yazar Ali Çimen de, bu merakı fazlasıyla paylaşanlardan biri olarak, “İnsanoğlunun Uzay Macerası” kitabında akademik bir üsluptan sıyrılarak uzay serüvenini kaleme aldı. İlk roketi yapanın Müslüman bir bilim adamı olmasına rağmen, birçok kişi, uzay çalışmalarını Batı’nın başlattığını düşünüyor. Ali Çimen’i bu kitabı yazmaya teşvik eden nedenlerden biri de, bilimin Batı menşeli olduğuna yönelik bu yanılgı.

‘Ben bilimin aslında insanlığın ortak hazinesi ve emeği olduğunu göstermek istedim.’ diyen Çimen’in hedefi, hem kendisi gibi uzay meraklılarının aklından geçenlere ilginç hikayelerle cevap bulmak, hem de gençlerin ilgisini, bilinen tüm sektörler için ana motor görevi gören uzay çalışmalarına çekmek. Daha önce haber yapmak amacıyla Amerikan ve Rus uzay üslerine yolculuk yapan Çimen, hem kendi gözlemlerini seyahatname kıvamında aktarıyor, hem de bire bir görüştüğü uzay kahramanlarıyla paylaştığı anıları okuyucuya aktarıyor.

Çimen’in kitabının bir diğer özelliği de, önsözünü Neil Armstrong ile birlikte Ay’a ayak basan ilk insan olma ayrıcalığını yaşayan Amerikalı astronot Buzz Edvin Aldrin’in yazmış olması. Aldrin’in danışmanlığını da yaptığı kitapta, ilk roket çalışması, geçmişten günümüze gelene kadar süren uzay çalışmaları, Amerika ile Sovyetler arasındaki nefes kesen uzay yarışı, Ay’a yolculuğun perde arkası ve ilginç insan hikayeleri yer alıyor. Aynı zamanda Buzz Aldrin ve Neil Armstrong ile yapılmış söyleşiler de mevcut.

Çimen, yaptığı bu söyleşilerde, birtakım çevrelerin Ay’a gidilmediği iddialarını da Aldrin’e hatırlatıyor. Bu söylentileri dikkate almadığını söyleyen Aldrin, bunları astronomiye değil, astrolojiye inanan insanların söylentileri olarak değerlendirip ciddiye almıyor. Ayrıca birçoğumuzun merak ettiği, astronotlar eğlenmek için uzay aracı içerisinde ne yapar, astronot elbiselerini nasıl giyerler gibi sorulara da kitapta cevap aranmış.

Uzaya tatile gidiyoruz

Kısa bir süre öncesine kadar uzaya çıkmak, seçkin astronot ve bilim adamlarına yönelik bir lükstü. Lakin Amerikalı milyoner işadamı Dennis Tito’nun 2000 yılında 20 milyon dolar ödeyerek uzaya çıkmasıyla, uzay turizmi de resmen başlamış oldu. Çimen kitabında, uzay turizmini de, sektörün önde gelenleriyle birlikte masaya yatırmış. Birkaç yıl içerisinde 100 bin dolar veren herkesin uzaya çıkabileceğini söyleyen Çimen, Virgin Hava Yolları’nın daha şimdiden uzay taksileri hazırlattığını ve bilet kesmeye başladığını söylüyor.

Ali Çimen, Türkiye’nin uzay çalışmalarında emekleme safhasında olduğunu, fakat bilincin oluşmaya başladığını düşünüyor. Buna örnek olarak da Amerika ile imzalanan 2015’te uzaya Türk astronot gönderme antlaşmasını gösteriyor. ‘İnsanoğlunun Uzay Macerası’, bu bilince hizmet etmeyi düşünen özgün bir çalışma.

Uzay mekiği kurşundan daha hızlı!

İnsanoğlunun Uzay Macerası, aynı zamanda ilginç detayları da barındırıyor. Sözgelimi bir uzay mekiği, NASA’ya yaklaşık 2,3 milyar dolara mâl oluyor ve yapımı 3-5 yıl arasında sürüyor. Fırlatıldıktan 9 dakika sonra yörüngeye çıkan mekiğin motoru, 39 lokomotifin itiş gücüne eşit bir güç sağlıyor.

Mekik, dünya etrafında saatte 28 bin 150 km hızla dönüyor. Diğer bir deyişle bir kurşundan 10 kat daha hızlı hareket ediyor! Mekiğin, bir sonraki seferi için 6 bin 500 kişi, 90 iş gününde 300 bin saat çalışıyor. Uzay mekiği, yörüngeden her saniyede dünyaya 20 ansiklopediyi doldurabilecek kadar bilgi geçiyor. (Yaklaşık 34 milyon kelime.)