13
Haziran
2025
Cuma
KİTAP

Liderin Takım Çantası

Türkiye'nin önde gelen profesyonel yöneticilerinden Cem Kozlu, THY Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı'nın yanı sıra Coca Cola'nın Orta Avrupa, Avrasya ve Ortadoğu Grup Başkanlığı görevlerinde de bulunmuş bir isim.

Kozlu, Remzi Kitabevi'nden yayınlanan 'Liderin Takım Çantası' kitabında iş yaşamında başarıyı getiren tecrübelerini paylaşıyor. Kozlu'nun takım çantasında Mevlânâ'dan Peter Drucker'a birçok önemli düşünürün kitabı da bulunuyor. Pek çok kişiye liderlik dersi veren Kozlu'nun lideri ise rahmetli Turgut Özal. "Özal, çok da insanca liderlik yapardı. Duyarlı bir kişiydi. Çok hatıram vardır onunla." diyor.

Liderleri örnek almak doğru değil

Piyasada '7 adımda zirveye tırmanmanın yolu', '9 günde lider olmanın ipuçları' gibi birçok kitap var. Sizin 'Liderin Takım Çantası' kitabınız bütün bunlardan farklı olarak ne söylüyor?

Ben o tarz kitapların hiçbirisinden yararlanamadım. Basit bir formül halinde, adeta bir hap gibi yutacaksınız, bir saat okuyup sonunda başarılı olacaksınız şeklindeki yaklaşımların gerçekçi olmadığı, ticarî olduğu kanaatindeyim. Başarının tek tanımı olmadığı gibi bir tek formülü de yok. Ama insanların yaptıklarından, olaylardan, kurumların tarihinden, başarılı ve başarısız örneklerinden herkesin çıkarabileceği sonuçlar var.

Her derde deva değil herhalde söyledikleriniz?

Bunları uygulamakla sonunda başarılı olunacağını iddia etmiyorum. Liderlik neticede bir üsluptur, ama herkes kendi üslubunu, kendi kıyafeti gibi kendisine uyacak şekilde seçmelidir. Liderleri örnek almayı da doğru bulmuyorum. Çünkü insan tipleri farklı. Her lider herkese uymaz.

Şablonları mı var liderliğin?

Liderle yöneticiyi ayırmak lazım. Yönetici bir makama atanmış, yetkilerle donatılmış. Ona kurumsal yetkilerin ötesinde güç veren olay, birden fazla insanın, özellikleri nedeniyle, inanıp peşinden gitmesidir. Risk alabilme ve karar alabilme cesareti gerekiyor. Yanlış olmasın diye karar almakta geciken birisinin lider olması mümkün değil. Ama kararlarında yanlış oranı yüksek olduğunda o da başarısız bir lider olur. Başarıyı yakalamış insanların hiçbiri para kazanmak için yola çıkmamış, hepsinin bir heyecanı ve tutkusu var.

Yöneticiye ne gerekiyor başarı için?

Bir yönetim kontrol listesi uygulanmalı. Veri toplayacak, analiz yapacak, tartışacak, karar alacak, planlayacak, takip edecek ve uygulayacak. Güzel! Hepimiz bunu biliyoruz, ama iş hayatımda çoğu kez bunların doğru sıralamayla ve eksiksiz yapıldığını görmedim. Ne yapıyoruz? Kestirmeden gidiyoruz. Benim çantamda simgesel araçlar var. Onlardan birisi de bir orkestra şefinin batonu. O da liderin bir koordinasyon görevi olduğuna işaret ediyor. Ayrıca hesap makinesi gerekiyor.

Aman Cem Bey, şimdiki gençler için hesap makinesinin önemi ne? iPhone filan deseydiniz bari?

Üniversiteye başladığımda elektronik hesap makineleri bir öğrencinin alacağı ucuzlukta değildi. Sınıfta hesap cetveliyle çalışırdık. Benimkisi Aristo idi, Cadillac gibiydi. Ailem bir üniversite öğrencisinden alarak hediye etmişti. O Aristo şirketi bugün yok, çünkü elektronikteki devrimi göremedi ve yok oldu. 25 sene önce Polaroid makinesi vardı, o da devrimseldi ama dijital döneme geçemedi. Bir liderin görevi para kazanmak değil, önemli olan kurumunu yaşatabilmek. Bu yüzden sürpriz, devrimsel olayların sizin hizmetinizi gereksiz kılmasına izin vermeyeceksiniz.

İyi de siz bu çantanızdaki sembollerden yüzde kaçını uygulayabildiniz?

İnsan bu sonuçlara sıfır kilometrede varmıyor. Takım çantasının rolü, bunları devamlı bana hatırlatması. İş hayatının önemli bir bölümü planların uygulanmasından çok, beklenmeyen olayları fırsata dönüştürme gayretidir.

Kitapta doğrularınız mı daha çok yer kaplıyor, yanlışlarınız mı?

Birçok hatalar da var. İnsanın kendi hatasını görmesi zaman alıyor. Başkalarının hatalarından daha çok şey öğrenmişimdir.

Takım çantası sadece lidere mi lazım? İşsize, emekliye, işçiye takım çantası lazım değil mi?

Bir tane takipçiniz varsa siz lidersinizdir. Arkadan gidecek ve size inanacak birisinin olması lazım. Bu kitap genç yöneticilere ve yönetime ilgi duyan üniversite öğrencilerine yönelik yazıldı, ama hayatın her safhasında geçerli deneyimler var.

İyi liderle kötü lider arasındaki temel ayrım ne?

Kötü liderliğin de tonları var. Stalin ile Hitler de var, ama bir şirketi batıran insanlar da var. Liderlik bencilliğe dönüşürse kötü. İyi liderin hedefleri ise daha kurumsal ve kendi dışında. Kötü lider bir şey olmak istiyor, iyi lider bir şey yapmak istiyor. İyi lider arkasında bir eser bırakmak istiyor, kötü lider eser olmak, hatırlanmak istiyor.

Türkiye'deki iş dünyasında iyi lider profili mi çok, kötü lider profili mi?

Türkiye'de lider modeli sınırlı maalesef. Okullarda da lider örneklerimizi biraz askerî alanlardan seçiyoruz. Halkın lider örneği noktasında kafasının karışık olduğunu düşünüyorum. Lideri sadece iş hayatı ya da politikada aramamalıyız. Toplumun birçok dalında var. Bunun en önemli göstergesi sivil toplum kuruluşları. Ülkemiz iyiye gidiyor, iyiler kötülerden daha fazla demek ki!

Mahallenin abisi de lider sayılır değil mi?

Elbette. Diyelim muhtarı tahrik ederek, çocukları seferber ederek, marketten üniforma alarak mahallenin çöplüğünü sahaya dönüştürmüştür. Bu lider işte, gençler için de bir model. Toplam 137 üniversitemiz olacakmış, bunlar güzel gelişmeler. Toplumun genel insan kalitesi yükseliyor.

İyi bir lider olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Ben değişik takımlarla çalışma imkanını buldum, takım kaptanlığı yaptım. Zaman zaman aldığım sonuçlara baktığımda takım olarak başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Ticarî sonuçları oldu ama THY'de olduğu gibi manevi haz da verdi.

Kitapta sık sık babanızın öğütlerinden bahsediyorsunuz. Kitabın arkasına sanki 'Babam sağ olsun' diye yazdırsanız olurmuş...

Babamın etkisi çok. O kadar çok ki, ben babamı kaybettiğimde 20 yaşımdaydım, ama bir hayat boyu destek oldu. 20 yaşına gelinceye kadar sekiz yıl yatılı okul, iki sene de ABD... Süre olarakçok fazla kısaydı ama çok şey verdi bana.

Babanızın verdiği prensipler takım çantasına sığar mı, ayrı mı tutarsınız?

Babamın verdiklerinin bir kısmı çantada, ama insanî ilişkiler noktasında verdikleri bu çantaya sığmaz. Liderlik bu hayatın bir kısmı, manevî hayatınız var, aile var onun ilerisinde.

Babanızdan öğrendiğiniz en önemli şey ne?

Bir piyesten alınmış bir cümle var, babamın da söylediği bir cümle. Çok basit: "Doğru bildiğin işi yap, doğru olmadığını bildiğin işi yapma." Babam "Doğru ile yanlışı ayırt etmek her zaman kolay değildir. Doğruyla yanlışı ayırt etmedikten sonra doğruyu uygulamak da zordur, o da cesaret ister." derdi. Ben doğruyu açıkça söylerim. Her şeyi dan diye söyleyen bir karakter oluyorsunuz belki ama net ve doğru şekilde söylemek en iyi tepkiyi almanızı sağlıyor.

Babanız lideriniz değil miydi?

Benim için babaydı. Kendi kurumunda çok insan yetiştirmiş biriydi ve liderlik özellikleri olan birisiydi.

Kitapta bahsettiğiniz liderlerin takım çantası içindekiler evrensel mi?

Oldukça evrensel olduğunu düşünüyorum. Neticede insan ilişkisi söz konusu. Liderlerin manevî güçlerinin kaynakları farklı olabilir, ama araçlar evrensel.

Alanında bir başarı elde etmiş insanlar genelde bunu 'Az uyudum, çok çalıştım.' diye formüle ederler. Doğru mu bu?

Bir kere çok çalışmak gerekiyor. Uyku konusunun propaganda, abartma olduğuna inanıyorum. Tam tersini düşünüyorum. Uyku mevzuuna THY'de iken çok kafa yorduk. İnsanın sağlıklı karar vermesi için belli koşullarda ve saatte uyuması gerekiyor. Ülkeyi yöneteceksiniz, en az bir pilot kadar zihninizin dinç olması gerekir. Kriz anlarında üç dört saat uyuyabilirsiniz ama bir hafta içinde uyku açığı oluşur. O uyku açığı kapatılmazsa sizin refleksleriniz zayıflıyor, kararlarınızın kalitesi düşüyor. Liderlik yolunda ilerleyen bir insanın kendi sağlığına da iş rutini gibi dikkat edip, disiplinli yaşaması lazım. Uyku da, gıda da, spor da lazım.

Otuz yıldır cebinizde not kartonları taşıyor musunuz? Bu yazdıklarınızı biriktiriyor musunuz?

Hepsini değil ama THY'de yaptığım her seferi, notları, pilot isimlerini filan saklarım. Kitap yazarken de bana yardımcı oluyor. Yüzlerce not kâğıdı var, saklıyorum.

Peki sizin çantanızda ne var?

Programlar için hazırladığım dosyalar var, çok seyahat ettiğim için diş fırçası, macunu ve tıraş takımından oluşan bir seyahat kiti. Haftalık, yıllık programım, hatta gelecek yılın programının yazılı olduğu kağıtlar ile kendi kitaplarım var.

O kadar yurt dışı tecrübeleriniz varken neden Türkiye'yi seçtiniz?

Liseden sonra yurt dışına çıktım, 13 sene kaldım. 1976'da geldim ve terörün zirvesi idi. Allah'a şükür, pişmanlık hissetmedim. Kararı verince geriye bakmayacaksın. İleriye bakacaksın. Hiçbir ülkeye imrenmedim. İstanbul ve Türkiye'nin birçok yerinde yaşarım ama Ankara'ya gitmem.

CNN Türk'teki 'Başarının İzinde' programına başlama nedeniniz ne?

Merak ediyorum. Bilmediklerinizin de sınırları ortaya çıkıyor ve öğrenmeye çalışıyorsunuz. İnsanların hikâyeleri neler ve öğreneceğimiz ne var ona bakıyorum. Çok zevk aldım, TV'ye ilk kez sunucu olarak çıktım. İlkinden olumlu tepkiler aldım, şu an beş bölüm hazırladık. Her çarşamba 21.00'de yayınlanacak. s.zengin@zaman.com.tr

***


"Benim liderim Turgut Özal'dı"
Sizin lideriniz kim?

Bir lider olarak yakından tanıdığım kişi rahmetli Turgut Özal'dı. Çok da insanca liderlik yapardı. Duyarlı bir kişiydi. Çok anekdotum vardır onunla.

Şu anki pozisyonunuzu ne gibi teklif gelirse değiştirirsiniz?

Orada ortaya ne çıkarabilirim, fark koyabilir miyim diye bakarım. Herkesin yaptığı şeyi yapmaya kalkışmak çok anlamlı değil.

Peki normal hayatta nasıl bir Cem Kozlu var?

Benim iş hayatımın önemli bir kısmı seyahatle geçti. Çocuklar büyürken kalan zamanımızı aile olarak değerlendirmeye çalıştık. Onun dışında uğraşım deniz ve yelkendir. Çok renkli değil ama bana çok yeten bir düzenimiz var.

Bir yere uçakla mı gidersiniz, yelkenliyle mi?

Yelkenden zevk alıyorum, kafamı dinlendiriyor. Ama uçağa bindiğimde de çok hafiflerim. Uçakta okunacak kitaplar, raporlar filan, işlerimi yaparım. Neticede uçak işin bir parçası oluyor ama yel-kenli tamamen dinlence.

Yürümeyi sever misiniz?

İş için gittiğim kentlerde çok yürürüm, toplu ulaşım araçlarına binerim. Gençleri izlerim, kelime dağarcıklarına ve davranışlarına dikkat ederim. Yurtdışındaki toplantıların çoğunu müzelerde yaptım, ekibimle konserlere giderim. İş hayatında sanattan yararlanmak gerekir. Sadece teknoloji inovasyon ve mühendislere emanet edilecek bir konu değil, sanattan esinlenilmeli. Tekneye giderken şiir kitabı alırım, karada olmuyor.

Şiir yazıyor musunuz?

Lisede iken yazıyordum. En son şiirimi hanıma yazmıştım.

 

M. Halis Zengin - Zaman
Yayın Tarihi : 30 Mayıs 2009 Cumartesi 16:54:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?