3
Mayıs
2025
Cumartesi
KİTAP

Machiavelli muamması

Machiavelli'nin en ünlü eseri olan 'Prens'in bizzat şeytan tarafından yazıldığı söylenmiştir. Nitekim on yedinci yüzyıl İngilteresi'nde 'Old Nick' tabiri hem Machiavelli'yi hem de şeytanı anlatmak için kullanılmıştır

Floransa'daki Santa Croce Kilisesi'nin gotik ihtişamının insan ruhu üzerindeki etkileri tescillidir. Stendhal'in bu kilisedeki sanat eserlerini ve burada gömülü ünlü Floransalıların mezarlarını gördüğünde kısa süreli bir baygınlık geçirdiği biliniyor. Bu durum tıp literatürüne de girmiş ve sanat eserleri karşısında söz konusu türden bir kendinden geçme haline Stendhal Sendromu denmiştir. 

Stendhal'i bu kadar sarsan mezarlardan birisi de Niccolo Machiavelli'ye aittir. Güzel sanatlarla Stendhal kadar ilgili olmadıkları için Giotto'nun fresklerinin etkisinden kolayca kurtulanlar bile, bu ünlü Floransalının mezarının karşısında allak bullak olmaktan kurtulamazlar. Bu mezarda Rönesans'ın en önemli siyaset kuramcısı yatmaktadır. İktidarın kaynağının tanrı değil kuvvet olduğunu söyleyen Machiavelli siyaset ve ahlak arasındaki mutsuz evliliği bitirerek, etkileri günümüze kadar süren bir zihinsel devrime önderlik etmiştir. 

Machiavelli'nin mezarının üzerinde "Hiçbir övgü bu adın büyüklüğüne erişemez" yazılıdır. Oysa onun adı yüzyılar boyunca kötülükle eş tutulmuştur. Shakespeare kötü karakterlerini hep ona benzetmiştir. Yalnızca Elizabeth döneminde hazırlanmış üç yüz tiyatro oyununda ondan kötülüğün temsilcisiymiş gibi bahsedilmektedir. Canterbury Piskoposu, Machiavelli'nin en ünlü eseri olan Prens'in bizzat şeytan tarafından yazılmış olduğunu söylemiştir. Nitekim on yedinci yüzyıl İngilteresi'nde 'Old Nick' tabiri hem Machiavelli'yi hem de şeytanı anlatmak için kullanılmıştır. Öte yandan birçok insan Machiavelli'yi önemsemiş ve desteklemiştir. Jean Jacques Rousseau, Machiavelli'nin krallara ders verir gibi görünürken, aslında halklara büyük dersler verdiğini söylemiştir. Gramsci ise onu erken gelmiş bir jakoben, Prens'i ise siyasi bir manifesto olarak nitelendirir. Ünlü filozof Louis Althusser birbirine zıt bu tanımlamalardan yola çıkarak 'sınıflandırılamaz' diye nitelendirdiği Machiavelli'nin 'yalnız' olduğunu söyler. Althusser, Machiavelli'nin üç yüz elli yıl önce kaleme aldığı Prens'i ve bir diğer ünlü kitabı olan Titus Livius'un İlk On Kitabı Üstüne Konuşmalar'ı okuyan bir kişinin Freud'un 'Unheimlichkeit' dediği tekinsizliği hatırlatan bir ruh haline yakalanacağını söyler. Althusser, bu iki kitap hakkında şunları yazmıştır: "Bu eski metinler, nedenini anlamamız mümkün olmaksızın, sanki bizim zamanımıza aitlermişcesine bize seslenirler ve belli bir şekilde, sanki bizim için ve bize doğrudan dokunan bir şeyleri bize söylemek için yazılmışlar gibi, nedenini tastamam bilmemiz mümkün olmaksızın bizi kavrarlar."

Silahlı Peygamber
Machiavelli'ye kadar ki siyaset geleneğine göre bir hükümdar için yararlı olanın ahlaki de olması gerekmektedir. Bu bakış açısına göre arzulanan amaçlara ancak ahlaki yöntemlerle ulaşılabilir. Hile yaparak hiçbir başarı kazanmak mümkün değildir. Bir hükümdarın merhametli ve cömert olması, her türlü ahlaki zaaftan da kaçınması gerekmektedir. Machiavelli ise Prens'in başında hükümdarın erdemleri ve ahlakı meselesinde "bu konuda yazan pek çok kişiden farklı şeyler söyleyeceğini" ifade ederek okuyucuyu uyarır. Machiavelli'ye göre insanların iyi olmadığı bir dünyada hükümdarın iyi olmaya çalışması saçmadır. 

Hükümdar mümkün olduğu ölçüde iyi ve erdemli olmalı, ama gerektiğinde zorbalıkta bir aslana hilebazlıkta ise bir tilkiye benzemekten kaçınmamalıdır. Machiavelli'ye göre hükümdar için insanların onu sevmesinden ziyade korkması daha önemlidir. Merhamet tehlikelidir; cömertlik ise ancak başkalarının keselerinden yapıldığında güzeldir. 

Bugünkü mezarının biraz uzağındaki Piazza della Signoria'da yakılarak öldürülen Girolamo Savonarola'nın akıbetini çok iyi bilen Machiavelli döne döne "silahlı peygamber"in üzerinde durur. Bu yüzden tarihte örnek gösterdiği kişilerden birisi de İsa değil, gerektiğinde kendi kavmine karşı bile hiç düşünmeden şiddet uygulayabilen Musa'dır. Machiavelli iktidar olmanın haklı olmakla bir ilgisi olmadığını bilir. Ancak silahlı peygamberler yeni düzen kurabilir ve onu yaşatabilirler.
Machiavelli kısaca Konuşmalar diye de anılan Titus Livius'un İlk On Kitabı Üstüne Konuşmalar isimli eserindeyse devlet içerisinde çatışan güçleri ve birbirine zıt çıkarları inceler. Ünlü tarihçi Titus Livius'un 142 kitaplık dev eserinden ilk onunu ele alan Machiavelli, Livius'un yazdıklarını açıklarken cumhuriyet yönetimi hakkındaki görüşlerini de ifade eder. Machiavelli, halkın yönetime katılmasını savunduğu bu eserinde kilisenin İtalyan birliğinin önünde bir engel olmanın ötesinde İtalya'daki ahlaksızlıkların da esas nedeni olduğunu söyler. Yanılan halk sözlerle, kötü bir prens ise çelikle düzeltilmelidir. Konuşmalar'da bahsedilen Cumhuriyetin prens, soylular ve halkın katılımıyla işlemesinden yola çıkarak aslında daha çok bir karma yönetim biçimini andırdığını söylemek mümkündür. Ama buna rağmen monarşiyi savunan ve halkı kararsız diye niteleyen Prensile cumhuriyetten yana tavır koyarak halkı hükümdardan daha bilge ve kararlı gören Konuşmalararasında bir farklılık olduğu açıktır. Althusser, üzerinde bolca tartışılan bu farklılığın hiçbir zaman çözülemeyecek bir muamma olduğunu söylemektedir.


Kimsenin varamadığı menzil
Eserleri Avrupa'da muazzam bir etki yaratan Machiavelli daha önceleri kimsenin ayak basmadığı yollardan geçtiğini söylemektedir. Bu iddianın yanlış değilse bile eksik olduğunu söylemek gerekir. Batı dillerinde devlet sözcüğünü ilk kez kullanan Machiavelli yeni doğmakta olan burjuvazinin siyaset anlayışının laikleşmesini sağlamıştır. Ama onun hükümdarının geçtiği yollar, insanların yönetenler ve yönetilenler diye ikiye ayrıldığı bir dünyada kimseye yabancı değildir. Nitekim araştırmacılar 12. yüzyılda Sicilya'da yaşayan Muhammed ibn Zafer'in Sulwan al-Muta'fi'Udwan al-Atba isimli eserinin Machiavelli'ye ilham verdiğini söylemektedirler. Belki de bu yüzden Mısır Hidivi Mehmet Ali Paşa Prens'i okuduğunda büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaktır. Paşa'ya göre okudukları arasında bilmediği ve yapmadığı hiçbir şey yoktur. Söz konusu benzerlik sadece Mısır hidiviyle de sınırlı değildir. Kardeş katlini kurala bağlayan Osmanlı hanedanının da, iktidara gelmek için kardeşini öldüren Romulus'un suçlanamayacağını söyleyen Machiavelli'den öğrenebileceği fazla bir şey yoktur. Her iktidar kendi birikimin yaratmıştır. Ancak bu durum Machiavelli'nin eserlerinin önemini gölgelememektedir. Onun büyüklüğü başkalarının da geçtiği bir yolda cesurca ilerleyerek, daha önce kimsenin gidemediği bir menzile varabilmesindedir.


PRENS
Niccolo Machiavelli, Çeviren: Kemal Atakay, Can Yayınları, 2008, 165 sayfa, 12 YTL.

HÜKÜMDAR
Niccolo Machiavelli, Dergâh Yayınları, 2008, 117 sayfa, 7 YTL.

Radikal/HALUK HEPKON
Yayın Tarihi : 18 Mart 2008 Salı 19:45:39
Güncelleme :18 Mart 2008 Salı 19:50:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?