22
Mayıs
2024
Çarşamba
KİTAP

Şeyhülislam'ın Türklükten istifa şiiri

Yazar Emin Karaca’nın Altın Kitaplar’ın “Kurtuluş Savaşı Kütüphanesi” dizisinden çıkan ve 2. baskısını yapan “150’likler” adlı eser, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Lozan Andlaşması’nda da onaylanan 150 sürgünün hikayesinin bilinmeyen yönlerini açığa çıkarıyor…

Kurtuluş Savaşı’nda karşı cephede yer alan 150 kişiden biri de Osmanlı’nın son Şeyhülislam’ıydı... 

Atatürk daha sağlığındayken 150'liklerin çoğunu affetti; bir kısmı yurda döndü bir kısmı ise dönmedi... 

Şiirle Türklükten istifa eden Osmanlının son Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi affedilenlerden değildi. O sürgünde öldü... 

Şiir ibret vesikası

Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) ve arkadaşları hakkında verilen idam kararını onaylayan Mustafa Sabri Efendi, sürgün günlerindeki kızgınlık ve öfkeyle bir şiir yazar; “Türklükten istifa ediyorum” diye…

Osmanlı’nın son Şeyhülislam’ı Mustafa Sabri Efendi’nin “Türklükten istifa ediyorum” şiiri kitapta bir ibret vesikası olarak yerini aldı…

Kitap hakkında bilgi

Bizim “1640 Cromwell İhtilal’imiz” ya da “1789 İhtilal-i Kebir”imiz (Büyük İhtilal) olan “1919-1923 Cumhuriyet Devrimi”nin sonuçlarından biri olan “l50’likler” olayının üzerinden 80 yıl geçti.

Kurtuluş Savaşı sırasında düşman devletlerle ve işgal İstanbul’undaki hükümetlerle işbirliği yapıp; Kuvayı Milliye’ye ve Ankara Hükümeti’ne yazı, söz ve silahlı eylemle karşı çıktıkları için 1924’te 150 kişi Türkiye Cumhuriyeti uyruğundan çıkarılarak, ülke dışına sürüldü. Bu 150 kişiden bugün hiçbiri hayatta değil. 

Sıradan okurun ve yurttaşın 80 yıl önce bu ülkede olup bitmiş önemli bir devrimci tasarruf hakkında hiçbir bilgisinin olmayışını temel alan bu çalışma önemli bir görevi yerine getirecektir.

Hiç bilmeyen, unutan, az bilen ve öğrenmek isteyenlere işte 150’liklerin hikâyesinden "Türklükten istifa şiiri..."

Şiir 340 dize

Sürgünde yayınlanan Yarın’da; 150’lik son Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin 340 dizelik Türklükten istifasını ilan eden şiiri bulunuyordu. Mustafa Sabri Efendi, bir ibret vesikası olan bu şiirinde: 

"Ben de ayniyle red edip Türk’ü,
Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme
Beni Türk milletinden ad etme"
demekteydi.

Şiirin sunumu ve meraklısı için tümü 

Yunanistan’da yaşayan 150’liklerden Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Mustafa Kemal Paşa’ya düşman olan kesimin sözcüsü Yarın gazetesinin 29 Muharrem 1346 (29 Temmuz 1927) tarihli sayısının edebiyat sayfasında son Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin sözkonusu uzun bir şiiri yayımlandı. Gazete bunu şöyle sunuyordu:

“İstifa Ediyorum… 

Yarın gazetesi müdiriyet-i âlisine: Ankara Hükümetinin Lozan Muahedesi’yle vatanları haricinde yaşamağa mecbur bıraktığı 150 Türkiyeli hakkında ahiren tebaiyeden iskad kararı vererek icra ettiği yeni taarruz münasebetiyle kaleme aldığım melfuf cevapnamenin muhterem gazetenizle neşrini rica ediyorum efendim.
M. Sabri”


İSTİFA EDİYORUM

Bir zaman dehre şan veren Türkler
Ne idi evvel, ne oldu şimdi de bak:
Müteavi olur abalılar
Görmeden göz, işitmeden kulak;
Derbeder fikri, aklı…, zikri elem!
Deli mazurdur delirdi desem!
Yapamaz kıyıp da divane,
Türkün endişesizce yaptığını
Dini İslam’dan muhinane
Hareketlerle küfre saptığını;
Hâlâ zilletle zulüme taptığını,
Akıl almaz cihanda bir kavmin…
Tapar insan olur ki hayvana!
O zelaletde bir samimiyet
Hissi icra, hüküm eder, lakin;
Zalime kulluk eden bizim millet
Tapandır ölmeyip sürünmek için!
Memleket sanki bir dev aynasıdır
Kocaman gösterir çocuklarını,
Hokkabazlarla dalkavukları
Arz eden bir tiyatro sahnesidir…
Hareket, hem hayat: oyuncuların;
Çalkanır bin çeşit göbek ve karın.
Ekseriyet adetçe en azim
Ekseriyet seyirci; lakin hem
Bakıyor hem de titriyor tir tir,
Çünkü onlardan intihap edilir
Kanlı rollerde harcanan eşhas;
Hep ölen kurtuluş, kalanlar için:
Daha müşküldür ihtimal halas
Daha müşküldür, ah, can sağ iken
Ölüden beş beter olanlar için
Deniyor, uhrevi ruha bulmak;
Bu hakikat acıklıdır cidden:
Çıkamaz Türk kolay kolay yüzü ak!..
Sokularak bazı kere bir emni,
Atlayıp sahneden: seyircileri
Oynatır, salta durdurur saf, saf;
Coşturur, koşturur mutaf, mutaf!

Türkün artık bugün işittiği ses
Yeni rehberlerinden aldığı ders:
Ananet, mukaddesat, ahlak,
Din, iman, azap, vicdan, hak,
Muadelet, merhamet, haram ve helal
Belki bir devre-i hesab ve sual
Kesem, biat, ah, mazlumun
Hürmet-i nefs el emr doğru yalan,
Kader ve kısmet, fazilet, İnsaf,
Hakkı bikeste olsa istihfaf
İmandan biraz haya ve hazer,
Dünkü mağrurlardan ahz-ı gubur,
Akıl ve mantık, ayıb, günah, tevih
Irz ve namus, edep, şeref gibi her
Kayd, mülefi ve meydan işte fesih
Eski rençberler kırılsın hep
Kılsın erkek kadınla bizim türap!..
Hele şeri Muhammedi denilen
On asırdır önünde Türk eğilen
Eski kanun ki gökten inmiş imiş
Onu yıkmaktır en mukaddes iş:
Kalmasın memlekette doğru dürüst
Hiçbir varlık olmadan alet evsat!
Çünkü manayı inkılap budur!
Türke çıldır, kudur! Duy, tek deme=Dur!
Bir avuç eşkıya aid-i hal,
Olamaz bilumum millete mal
Diyerek itizar ider hala
Ya tarafgirlik yapar, ya riya…
Bir avuç eşkıyaya, on milyon
Şu kadar her adam esir olmaz!..
Memleket dahilinde mekr farz
Etseniz türkü= haric ez kanun!
Gösterir hep: o der ikmihari
Müteveccih muhacirin akını,
Türkün aklında zahmet olduğunu!
İş kalmış okumak Allah’a!..

xxx

Gitme ey yolcu! Dön yolundan, eğer
İzzet nefse malik insansan,
Şeyhe doğru bir Müslümansan
Sana olmaz o memleket muhacir!...
Oradan geldim, ibret al benden:
Yol yakınken nasihat al benden
Beni hain tanıttılarsa sana
Sen de hain de! Dikkat et ama
Yeni Türklerce doğru söyleyenin
En (mutena) ismi hanidir “hain!”
Olduğun memlekette tercihen
Otur… İmkanı yoksa Türkiye’den
Başka yer bul… Ya ölmeden ikdam!...
Gömül ecdadının mezarlığına!
Gitme tuan kaza bela ağına!
Yoktur: akli selim mantığına
Dar-ı idamdan diyar-ı adem!...
Galiba eski isme aldandık
Orda din kardeşleri mi var sandın?
Yaşıyor varsa son nefeslerini:
Hiç işittik mi dünkü seslerini
Şimdi görsen tanır mısın Türk’ü?
Git de bir kere gör!... O gün bil ki
Öğreneceksin geçip de kendinden
Ailen, ailen değil; sen, sen!..
Bulanan Türk’ü, ben de nalanım,
Ararım: nerde milletim vatanım?
İnanılmazdı girse rüyaya
Dönmeler şaştı “dönme” Türkiye’ye!

xxx

Bu fenalıkların vukuuna hep,
Milletin cehli gösterilse sebep
Ya münevver denen erazil-i nas
Cehlinden ziyade yüz karası;
Vatanının en onulmayan yarası;
Onların ilmi varsa: ilm iflas
Ediyor Asya-i suğrada;
Daha bin yıl kalırsa razıdır,
Eski cehliyle şimdi halk, orada
Aranan her türlü mazidir.
Hani; sünnet düğünlerinde çocuk
Kesilirken; gürültü, mesherelik
Yaparak, bastıran adamlar olur
Çocuğun can hıraç nalesini;
İşte bunlar da milletin sesini
Boğarak zulm içinde sür sürur
Top ve nekkaresiyle ortalığı
Doldurur… Ve muttasıl çalgı
Nağra, alkış, kaside, tazimat!...
Ne hazin mahşer hayat ve memat
Halk, rahat döşeklerinde ölüm
Bekleşirken zelil, dört büklüm;
Kaplamış cevvi bir alay baykuş
Handeden asumanı çınlatıyor.
Ölüler aleminde: Tafra füruş
Bir hayasız hayat, keyf çatıyor.
Bitme bilmez bu bahis, uzundur çok;
Varılan bir netice var şöyle:
Zir-i belası has ve amile
Türk’ü mazur görmenin yolu yok!...
Mülfet ve minnetle anlamış
Kalpler sanki mincemid taşmış!
Öyle şeyler yapıldı Türkiye’de
Ki tahammül getirmeyip te aman
Ölüler kalkmalıydı kabirden,
Hareket hissi yoksa ihyada!
Şuna en çok hayıflanır yanarım:
Ne felakettir ey büyük Tanrım,
Ki, demek mümkün olur: Bana ne?
“Bakınız Türk’ün rezaletine”
Denilirken içinde ben de varım!
İnsanda fikri milliyet,
Ne kadar cahilane bir illet.
Hep o himaye cehli coşturarak
Sevk ederler avamı her tarafa,
Kah olur, bir paçavradan bayrak
Yapılır taçlar kalır turfa!
Ne zamandır bu korku, bizde pek
Had bir devre girdi işleyerek;
Şahlanır Türk ocaklarında duman
Bu dumandan kurum alan ve satan
Yosma beyler, hain oğlu hain paşalar,
O ocaklarda çöp çatan maşalar;
Bir düzendir ki değme keyfine sen:
İyi düzen bu destgahi düzen!
Ayıran fikirdir her insanı
Asıl insanca; yoksa cinsi değil;
Var mı, milliyetim benim; batıl
Denerek hak sayılmak imkanı!
Sen Arapsan felan da Çerkesdir
Herkesin imtiyazı: Herkesdir!..
Kendi şahsınla iftihara yüzün
Tutmasın, sonra milletinle öğün!
Aynı suretle bir tenezzüldür,
Bu tenezzülde bir tekamüldür…
Haklı haksız vazife: Milletini
-Cemi olmak meziyetiyle seni-
İltizam eylemekse milliyet
Hissi insanca his değil elbet.
Ne yazıktır ki asr-ı hazırada
İş bu hodkamlıkla hasta şuur,
Medeniyette irtica ediyor!
Eskiden alır azınca müvda!
Hem bu hodkamlık: Mukaddesmiş!
Sanki mantık: hava imiş, esmiş!
Bence: Millet iddiasıyla
Yapılan her nevi hafiflikler,
Görmemişlikten inbiaş eyler…
Öyle eblehgarab ahvale,
Kudretim iktizası zaten ben
Mücezib bir nazarla bakmazken,
Hele; milletiyle birlikte
Türk’ü bozkurda kaptıran, maymun
Gibi oynattıran tutup bir gün
Şarkdan garba attıran, hem de
Güya Türk’ün inkılab adlı.
Mütenakıs, feci kurt masalı
Bu sebepten oldu mucib nefret!
“Kendi cinsimde olsa bin lanet
ona!” dersem değil miyim haklı?
Bu kadar iddiayı hürriyet
Eden asrilerin esir aklı,
Almıyor yoksa, alsa ben çoktan
Alacağım zavallı boynumdan
Türk’e nisbet vebal ve töhmeti…
Alsın Allah için hacaletini!...

xxx

Hal-i hazan-ı istimal böyle iken
Yeni bir nağme, bir acaib haber:
Karakuşlar haber vermişler
Beni iskat-ı tabiyetten!
İşitip kahkaha ile güldüm ben!
Ve teşekkür ettim işte…Fakat
Beni iskat edenler, etmiş halt!...
Haydi ordan muhannesin nizam!
Sizi çok bildiğim için tanımam!
Biz ki bir lahza dostunuzdan: adam;
Hak tiğan susturan (sehpa ipi)niz
Çıksa ipsiz kalırsınız hepiniz:
Müslüman Türk’ü; öldürüp ne kadar
Mal-ı muruşu varsa hep kapışın,
Bir de ıskatı arkasında koşun
Muhtelis, muhteris haramiler!
Ne kadar aklınız sizin kıttır,
Asıl iskatdır ki: sakattır!
Çoook geç kaldınız!! Ve beyhude
Zahmet etmeyiniz şu meselede…
Sizin olsun karanlık Ankara’nız;
Bana mebus olur mu hiç dinsiz
Bir hükümet ne haddi var zaten?
Ona tabi değildim evvelden!
Bu asarım elde şahittir;
Tabiyet telaşı zaittir!
Ben asıl isterim ki: Türklükten
Çıkayım, Ah! Kabul olsun da;
Sökeyim derdi iste ta kökten,
Beşeriyet ilaç bulsun da!..
Biraz evvel de söyledim; İnsan,
Çıkamaz yoksa her bataklıktan;
Yenilikler satar da hep geridir;
Diyemez: hür değil misin? Çık, gir!
Kimi hemşerilik alır fahri,
Şu benim Türklüğüme pek cebri!
Evet Allah’a itimadım çok;
Ona hiçbir cihetçe güçlük yok;
O benim ilticamı red etmez
Şu yürekten ricamı red etmez
Türk eğer… her gelenle Türkiye’de
Uyuşan… İnönü de, Çankaya’da
Kapansın… ustalıkla tedricen
Güzelim inhisar-ı aileyi
Bozarak herkes ihrakından
Müşterek istifade etmeği
Düşünüp zevcenin feraşı için
Hazır olmuş birer dekolte gelin
Gibi şık, musteha, birer kelebek
Kadar oynak kadınlı, erkekli
Muhtelif ailetten mah
Muhtelit bizim veselat-ı akid iderek
Medeni bir nevi Kızılbaşlık
Olmasıycün de mum söndürmek
Şöyle düşün: latif, rengarenk
Nurlar altında: aşıkare, açık
Aguş aguş, çift çift yapışık,
Birbirinden hayat alıp vererek,
Kalbden kalbe sevgi sızdırarak
Raks eden… ciddi olsa, geçmişine
Küfr edip, daima elha cedid
Bergahında dest bir sine
Yaşayan her gününde bir iki iyd;
Dün: hilafetci, Müslümancı, bugün:
Bolşevik, Türkçü, diktatör, halkçı,
Karışık, zülvücuh bir münci
Aşkının vecdiyle bütün
Eski sermaye mefahirine,
Ölmüş insanların kemiklerine
Tükürüp, leş atıp bu şeylerde
Yeni münciye, münkibat takdir
Eyleyen kem bidaa, pestakir
Dalkavuklarla sanki müttefikin
Çekilip sahneden susan: Kardeş;
Asılanlardan kalan asan: Kardeş;
Kan içen hem de kan kusan: Kardeş
Olarak; emirber cerideleri,
Fırkanız, ihtilaftan ari
Meclisi milletiyle best zaman
Sahte haritayla Tu’elim olan
Sahte asriyyetle, pek aleni
İktisafata bakmadan medeni
Geçinenlerle… bir de hariçden,
Dahilin nevheva davul sesi
Yılışık, mest bu el hoşçasına
Kapılanlar… demekse, artık ben:
Badema -Şahit olsun işte cihan-
Yalnız Müslüman ve insan
Olarak kalmak üzere, Türklükten,
Şeref ve izzetimle istifa
Ediyorum Allah’ın huzurunda!...
Oh, hürriyetim tamam işte!...
Ne: derununda gayret-i iman,
Ne, arkanda mevce-i heyecan,
Ve ne ecdadının kanından kan
Kalmayan handan saltanata
Ne de bir aslı nesli ne malum,
Düşman-ı ırz ve din, cehil ve zulüm
Şımarık, züppe sonradan görme,
Kahbe, namerd, kafir el name…
Usta hırsız, reis-i evtasan
Yaman hırsız, haris-i servet, ve şan
Rahmanı sefih, sefiha
Mütecasir, dedim küstaha
Neyim var hükme Allaha
Tabiyim!... Milletim de İbrahim
Milletinden, bu nakle fahr ederim!
En büyük millet, en büyük devlet!
Eski Osmanlı Türkünüm zaten
-Hani İslam dini u zere iken
İlm halinde yer bulan millet
Buydu… Lakin sonuncu nesil deni
O nebi-i celile nispetini
Zayi etmekle kalmayıp, bir de:
Türk’e, hatta o eski peygamber,
Bilakis, kendi müntesiptir de
Diye bir başka yave söylediler:
-Hezeyanın hududu yok, ne diyeyim?-
İşte bizzat hur-u İbrahim;
Böyle tımarhane harici deli,
Böyle hep akli ve nakli bilteleyan
Çoğu makhur ve münderis, ahali;
Azı kahır ve müfteris hayvan
Denecek kavme intisabı nasıl
Red ve inkar ederse, elhasıl
Ben de ayniyle red edip Türk’ü,
Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme
Beni Türk milletinden ad etme

İskeçe, 1 Temmuz 1927
Mustafa Sabri

M. Yüksel Özbek/Kenthaber
Yayın Tarihi : 8 Mart 2007 Perşembe 10:34:02
Güncelleme :8 Mart 2007 Perşembe 18:56:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Süleyman KARAEL IP: 88.233.77.xxx Tarih : 7.03.2007 21:51:42
Herkesin Öküz Altında Buzağı Aradığı bu süreçte bu şiiri ortaya çıkarmanın hiç anlamı yoktu bence. Aydın insan bu ülkenin düzeni için mücadele edendir, ülkeyi karıştırmaya çalışan değil.

Hakan Aydoğdu IP: 160.75.46.xxx Tarih : 8.03.2007 15:25:11
Osmanlı'nın son Şeyhülislamı Emperyalizmle işbirlikçilikte o denli ileri gitmiş ki, Allah müstehakını vermiş. Bu şiirin ortaya çıkarılması kanımca iyi olmuş. Uyarıcı ve uyandırıcı. Günümüzde de Türkiye'nin tam bağımısızlığına kavuştuğunda, bu tür şiirler, yazılar döktürecekler çok. Şeyhülislam Efendi öyle bir düş kırıklığı yaşamış ki, şiirine de bunu yansıtmış. Darısı benzerlerinin başına diyelim.

mehmet şahan IP: 85.98.25.xxx Tarih : 11.10.2007 02:42:43

çok elem verici bir hadise ben yuhalanması, idam edilmesi, vatan haini ilan edilmesi gereken değilde kulak verilmesi ders çıkartılması gereken bir hadise olduğunu düşünüyorum dinimize, milletimize, devletimize yazık edilmiş diye düşünüyorum ve bu mehterem büyüğümüzü rahmetle anıyorum sen hepimizden daha türktün!


semih SmHbRtC IP: 88.227.21.xxx Tarih : 7.03.2007 23:27:54
Osmanoğulları 600 yıl boyunca Türk halkının egemenliğini tıkadı. Saltanat olmasın dolayısıyla Türk'ler fazla hak elde edemediler ülke yönetiminde. Bu Türk'lerin binevi özgürlük savaşı olmuştur ve Osmanoğulları(Osmanlı) sürülmüştür.

yavuz Yıldırım IP: 85.102.208.xxx Tarih : 16.03.2007 23:00:20
Mustafa Sabri Efendi çok büyük bir islam alimidir. Bütün kararlarının doğru olduğuna inanıyorım. Bu büyük zatı terbiyesizce eleştirenler hadlerini bilsinler.

AHMET ASLAN IP: 80.132.56.xxx Tarih : 8.03.2007 01:44:29
Nedir bu ya nedir Allah aşkına bu milleti bir karanlığa doğru çekişiniz?? Yok 100 sene önce bilmem ne,nerede,nasıl oldu!Herşey oldu bitti..Osmanlı şöyle yaptı yok böyle yaptı yok bilmem ne ihtişamlıyız falanda filan...Tamam kardeşim tamam bunları hepimiz biliyoruz hepimiz herşeyin bilincindeyiz...Bütün herşeyi okul yıllarında ve daha sonrada kitaplardan okuyup öğrenecek kadar akıl,mantık vede imkan sahibiyiz...Bırakın artık bu işleri yeter artık..Kesip atın bir yerden...Olmuşa bitmişe ne çare nede şahit gerek...Şimdi Türkiye var artık,ne Osmanlı kaldı ne haçlı seferleri nede karşımızda güçsüz düşmanlar...Artık insanlar ilerliyor,gelişiyor daima ileriye doğru,geleceğe doğru hamlesini yapıyor...Okuyor insanlar,eğitim alıyor,iş sanat öğreniyor,yeni yeni icatlar peşinde her ulus kendi milletinin refah düzeyini yükseltmeye ve hatta en iyi seviyeye getirmeye çalışıyor..E peki biz ne yapıyoruz???İcraat lazım icraat o kadar Osmanlı Osmanlı diyoruz,diyoruz da ne oluyor ne oluyor yani???Cevap hiçbir şey evet boş boş konular ve tartışmalar vede tartışmacılar...Gereksiz işleri bırakın artık yeter be yeter vallahi...Diğer Devletlere bakalımda ibret alalım,,Allah bizi bu tür boş işlerle meşgul edenlerin belasını versin İnşallah...Aşırıcılık yok,savaş yok,Düşmanlık yok,Ayrım yok,Kıskançlık yok,Fesatçılık yok,Tembellik yok,yokta yok bu yoklar olmasın hiç içinizde çalışın ve artık birbirinize sarılın...Tarihide fazla kurcalamayın kardeşim..Yeter artık Tarih marih...

talat karakuş IP: 85.105.114.xxx Tarih : 8.03.2007 11:20:38
slm ben konya kömişini den talat yaww türk oğlu türk kardeşlerim bu ne iştir ne demek şimdi bu şiir yaw medem var böyle bir şey neden çıkarıyosyosunuz birisi ülkesini satar nobel ödülü almak için biri istifa eder bakın ey damarlarında zerre kadar osmanlı kanı olmayan satıcı haysiyetsiz insanlar barınıyor aramızda bır arkadaşın dediği gibi artık bır ATATÜRK ÜMÜZ YOK BUNUN İÇİN ARTIK BİR KONUDA bütün olmalıyız böyle durumlar ı da görmemeliyiz çünkü birlik olursa bunların hiç bir sorununu yaşamayız bu ülkede 2 tane böyle çıkarsa 2000 tanede en kralından osmanlı torunu çıkar yeter ki birlik olsun hep bır kararda birleşelım

Teoman Törün IP: 85.103.57.xxx Tarih : 8.03.2007 11:01:24
Seneca: "Historia est magistra vitae = Tarih yaşamı öğreten hocadır" demiş. Tarih'i unutursak (ki toplumumuzda bu zaaf ne yazık ki fazlası ile var. Boşalmış bir zihnin fikir üretebileceği sanılıyor) hatalarımıza yeniden başlarız. Bu bir, ikincisi: neden düşünce özgürlüğüne karşı geliniyor? Söylenmiş, yazılmış bir fikre karşı hayır bunu söyleme, yazma denebiliyor.

özden eken IP: 85.104.47.xxx Tarih : 7.03.2007 13:47:52
BU VATANIN EKMEĞİNİ YEMİŞTİ DEĞİL Mİ? UMARIM 1919 UN O KARANLIK VE UMUTSUZ GÜNLERİNE GERİ DÖNMEYİZ ÇÜNKÜ BİZİ KURATRACAK BİR ATATÜRK DAHA YOK....

selim akpinar IP: 145.76.227.xxx Tarih : 8.03.2007 10:48:30
Turkiye bu kafayala daha cok rezil olur, bu kafayla daha cok gavura kolelik eder. yok biz boyleyiz soyle yapariz yok soyle ederiz anca hava.ses var goruntu yok turkiyede. anca turkiyedekilerine gucunuz yetiyor baska yerde kedi gibi susuyor bastakiler. utanin utanin