Türk Atı /Jeremy James/E yayınları...
Jeremy James, kitabında ardına düştüğü Türk Atı’yla ilgili araştırmalar esnasında 1987 yılında Türkiye’ye gelir.
Zorlu savaşların itici gücü, taşıyıcısı, vazgeçilmez dostu Çal’da karşısına çıkar yazarın.
Atın adı Ahmet Paşa’dır.
Bütün gün harıl harıl çalışıp kereste, çimento ve taş yüklü demir tekerlekli at arabasını çekmekten yelesi çamur içinde bitap düşmüştür.
James, atın sahibi Zoran’a para verip Ahmet Paşa’yı satın alır. Onu Anadolu’ya götürür.
Dolana dolana Ege’den denize dökülen Menderes nehri kıyılarına varırlar.
Kavaklardan, gül bahçelerinden, zeytinliklerden geçerler. Kayalıklarda durup manzara seyrederler.
Bu süreçte Ahmet Paşa kendini toparlar. Artık yol gösterici odur. Bir İmparatorluk…
Bir at… Bir seyis... Üç kent… Viyana, Buda, İstanbul… 1683'te Osmanlı'nın Viyana'yı kuşatmasıyla başlayan bir tarih sahnesi.
Sahnenin önünde varlığını atıyla bütünleştirmiş 'Gazi' yemini eden evlad-ı fâtihan bir Seyis ve kökleri Orta Asya'ya Atilla'ya ve Cengiz Han'a uzanan Türkmen soyundan bir Karaman atı Azaraks (Ateşin Oğlu).