Hayat, insanın dünyada bulunduğu dönem içerisindeki yaşadıklarının toplamıdır desek herhalde yanlış bir tanım yapmayız. Herkes farklı biçimde de olsa yaşamını sürdürür. Acılar, mutluluklar, aşklar ve git gel’lerle dolu bazen kısa bazen uzun bir ömür akıp gider. Tıpkı bir şiirin dizeleri gibi, ya da bir film gibi.
İnsan nedense ömrü geçtikten sonra da, geçerken de, nasıl geçti tanımlayamaz, anlayamaz. Bilmem sizde oluyor mu? Ben sıkça düşünürüm. Nasıl geçti bunca yıllar diye. Sonunda cevabı aslında içinde saklı bir cevap vardır ama biz onu pek anlamayız. Bir telaştır tüketiriz ömrümüzü. Türküde diyor ya:
Çok yaşayanlar yüze kadar yaşıyor
Nedir bu telaşın ey deli gönül
Sanki hadi acele et yaşa der gibi hızla akıp gidiyor. Bu hıza kaptırıp nasıl, ne şekilde hayat tükettiğimizi pek anladığımız kanaatinde değilim. Öyle olsaydı cinayetler, hırsızlıklar, iftiralar, ihanetler olmazdı. Dünya o kadar renkli ve o kadar gerçekçi geliyor ki insana, çok büyük ve kalıcı hissediyor kendini. Böylece de kibrin ve büyüklüğün tutsağı oluyor. İşte o zaman kaybetmeye başlıyor. İlk olarak duygularını kaybediyor. Peşinden insanlığını. Amaçsız yaşayan bir varlık haline geliyor. Ve her şeyi yapabilen kör, doğruyu duyamayan sağır, güç ben de diyen insancıklar olmaya başlıyorlar. Başlangıçlarında aslında biten bir hayat onlarınki ama anlayamıyorlar.
Hengâme ve koşturmaca ile süren ömür, aslında o kadar kısa ki hep başlangıçlar ve sonlar akılda kalıyor. Kimse gelişmeleri konuşmuyor.
İnsan, anlayabilenler için ne hüzünlü bir canlıdır bence. Doğru olan, iyilik yaparak, yardımcı olarak, sevgi dilini kullanarak, mütevazı bir hayat yaşamaktır. Yunus Ermenin şu mısralarını
hiç unutmamak gerekir.
Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin
Bir garip ölmüş diyeler Üç günden sonra duyalar Soğuk su ile yuyalar Şöyle garip bencileyin
HAKTAN İNEN ŞERBETİ Haktan inen şerbeti içtik Elhamdülillah Şol kudret denizini geçtik Elhamdülillah. Şu karşıki dağları, yemişleri, bağları Sağlık safalık ile aştık Elhamdülillah.. Beri gel barışalım, yar isen bilişelim Atımız eğerlendi aştık Elhamdülillah.. Kuru iken yaş olduk, ayak iken baş olduk Kanatlandık kuş olduk uçtuk elhamdülillah.. Vardığımız illere, şol safalı yerlere Baba Taptuk manasın aldık Elhamdülillah.. Açtık evi kışladık, çok hayırlar işledik Üş bahar oldu, geri göçtük Elhamdülillah.. Derledik pınar olduk, ayrıldık ırmak olduk Şol akar sular olduk şükür Elhamdülillah... Taptuğun tapusunda, kul olduk kapusunda Yunus miskin çiğ idik, piştik Elhamdülillah... Yunus Emre
hocam çok güzel . başarılarınız ve kariyerinizin devamını dilerim
hocam çok iyi olmuş