27
Mayıs
2024
Pazertesi
KÜLTÜR/SANAT

İpsiz Kuklalar ve adamcıklar

Sorumluluk, insanın kendisini sık sık dürtmesidir desek abartmayız herhalde. İnsan, yaşadığı toplumda, neler oluyor, neler bitiyor bilmek zorundadır. Sadece bilmek mi? Hayır, olabiliyorsa söz de söylemeli. Özellikle de, sanatçılar, yazarlar, çizerler kısacası Aydınlar.
İşte bunlar sele kapılmamalı, akışa uymamalı bol bol kendilerini dürtmelidirler ki; o dürtüşle silkinip topluma bir şeyler sunabilsin.

Yazarlar, çizerler, sanatçılar, kısacası aydınlar, kimsenin adamı olmamalı, suyunu içtiği, havasını soluduğu, ona cömertçe her şeyini veren bu toprakların ve nasırlı elleriyle çocuk yetiştiren anaların, babaların diliyle konuşmalıdır. Zaten aydın olmak ta bunu gerektirir. Adı aydın, kendisi karınlık olanlar, ısrarla aydın olma çabasında olsalar da, halk onları bilir ve zamanı gelince gerekeni söyler. Özellikle köşelerde yazı yazanlar objektif olmalıdırlar. Çok dikkatimi çeken bir şey var. Genelde köşe yazarlarımız yazdıkları dergi, gazete vs sahipleri yanlış yaptıklarında hiç bunları kaleme alamıyorlar. Genel bir politika belirleyip bütün yazarlar buna uyuyorlar. Bu benim çok trajik bulduğum bir meseledir. Nasıl bir yazar, nasıl bir kalem, boyunduruğa girebilir. Yazar olmak: Aydın olmak, özgür olmak ve halkın yanında olmaktır.

Onun bunun adamı olup, ahkâm kesmek son derece ayıp ve aşağılık bir durumdur. Yazar her yerde doğruyu yazmalıdır. Ucu nereye dokunursa dokunsun. Zaten bunu göze alabilenler hakiki yazar olabilir. İşine geleni eleştiren, işine gelmeyene ses çıkartmayan köşeleri tutmuş patronalarının adeta kölesi olmuş kalemleri halk asla unutmayacaktır.

Kravat takıp, son model arabalara binip, bir elinde kalemle tartışma programlarına katılan sözde aydınlara yazıklar olsun. Yanlışı kim yaparsa yapsın yazar dile getirmeli, yüksek sesle söylemelidir. Aydın olmanın gerekliliklerini yerine getirmelidir.

Şimdi merak edebilirsiniz neden yazarlar? Bu ülkede birçok aydın var diyebilirisiniz. Nedeni şu: O kadar bariz adamcılık yapılmaya başlandı ki, bazı yazarlar öyle abartı ki, saçma sapan şeyler yazıp, birilerine çanak tutuyorlar, âcizane bir yazar olarak bana çok dokunuyor. Bu nedenle yazmak bu konuyu sizlerle paylaşmak istedim.

Birinin boyunduruğuna girmiş aydınlar aydın değil, ipleri başkasının elinde olan kuklalardır. Yazık ki onu oynatan kirli eller, bu oyundan sıkılınca kırıp çöpe atacaktır.
Yayın Tarihi : 2 Ekim 2006 Pazartesi 11:59:50
Güncelleme :5 Ekim 2006 Perşembe 15:33:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Eren Okumuş IP: 81.213.224.xxx Tarih : 3.10.2006 23:01:15
Ben bazen spor gazetelerde ki köşe yazarlarına bakıyorum.Kendi takımını övüp başka takımları kötülüyor... Mesela yazarın takımı yenildiği zaman, yarın spor gazetesine bakıyorum...Kendisi piayasada olmuyor...Not:bunu 'Ömer Çavuşoğlu' için söylüyorum.. Güncel gazetesinde ki köşelerdekine de bakıyorum... Her köşe yazarcı, kendi partilerini savunuyor...Her köşe yazarı doğru konuşmuyor.Hepsi yalan...Ben o yüzden hiç bir gazeteyi okumuyoru.Ama bi gazete okuyorum.O da zaman gazetesine bakıyorum ve okuyorum... Köşe yazarcıların hepsi yalancı.... Selamlar