Senaryosunu Önder Çakar’ın yazdığı yönetmenliğini Özer Kızıltan’ın yaptığı Takva filmini ben de birçok insan gibi merak edip gittim. En çok önemsediğim şey şu idi: Böylesi bir konu nasıl işlendi ve oyuncular tarafından nasıl oynandı. Mevlana haftası kutlamaları yapılırken, takva filmi bakalım nerede duruyor diye merak ettim. Takva, bilmeyenler için söyleyelim Allah’a yakınlık demektir.
Filmde ilk dikkatimi çeken, Namaz kılarken başrol oyuncuların ellerini bağlama şeklinin yanlışlığıydı.. Sanat ayrıntıda gizilidir. Ayrıntı bütünü oluşturur. Bu nedenle ayrıntıya daha önem verilmesini isterdim. Ama her şeye rağmen konu cesurca işlenmiş bu çok güzel. Fakat işlenişte özensizlik hemen göze çarpıyor. Konular o kadar hızlı gelişiyor ki, birçok şey es geçilmiş. O hızlı geçişlerle konu gölgede kalmış, birçok soru cevapsız havada uçuşuyor. Film bitince neden böyle oldu, niye şu şekilde olmadı, niye adam bunu anlamadı gibi birçok soruyu senaryoda göremedik yönetmen de işlememiş.
Ama Muharrem rolündeki Erkan Can’ ı hakikaten tebrik etmek lazım. Oldukça doğal ve etkili oynamış rolünü. Sade, çapaksız tam bir saf insan. Fakat senaryodan kaynaklanan hızlı geçişlerle bu karakter sanki örselenmiş gibi geldi bana. Rauf rolündeki Güven Kıraç’ı abartılı buldum. Bana doğal gelmedi. Canlandırdığı karakter zihnimde yerini bulmadı. Garip, kesik tonlamaları oynadığı karakterle bağdaştıramadım.
Fakat yine de böylesi bir konuyu işlemek cesaret ister öncelikle senaristi ve yönetmeni kutluyorum. Takva gibi felsefi derinliği olan bir konuyu işlemiş bu filmde, Gazali biraz okunmalıydı. Gazali’den felsefi anlamda derinliklerle ince işlenmiş Takva filmi daha da başarılı olur du diye düşünüyorum.
Son zamanlardaki çekilen Türk Filmlerini çok başarılı buluyorum. Umarım bu grafik daha da yükselir.
Yayın Tarihi :
9 Aralık 2006 Cumartesi 11:46:24