Vay sanatçılara!

Konservatuar sınavları başladı. Yüzlerce insan yetenek sınavlarına hazırlanıyor. Ağustos ortası ve eylül ayı gibi sınava girecekler. Girsinler bakalım, ne olacak. Bunu böyle söylememde ki maksatım bazı şeylere dikkat çekmek.

Bu konu iki boyutlu bir mesele. Şimdi siz hazırlanıyorsunuz. Hazırlanmak ise oldukça külfetli. Çünkü sektör haline geldi. Üniversiteler bile hazırlık kursları düzenliyor. Önemli paralarla tabiî ki. Eeee sonra sonrası sınava giriyorsunuz. Belki kazıyorsunuz. Ikinci boyut; asıl sorun şimdi başlıyor. Güzel Sanatlar Fakültesinde veya Konservatuarlarda ortalama beş yıl eğitim alıyorsunuz. Mezun oluyorsunuz. Hadi bakalım güzel ülkemde sanat yapmaya. Ama nerede, hangi ortamda. İnanılmaz bir sanat anlayışımız var. Sanat adamları birbirine laf yetiştirmekle meşgul. Medya garip garip yarışmalar yaparak eğitime çok ciddi darbe vuruyor. Hemen bir gecede oyuncu, şarkıcı, türkücü olabiliyorsun. Eğitim senin neyine adeta…

Anlamak hakikaten zor, bu ülkeyi seven, bu ülkede yetişmiş insanlar nasıl oluyor da reyting diye sadece popülist kültürün dayattığı yarışmalar yapıp, sanat’a ket vuruyorlar. Tabi ki bütün yarışma programlarını kastetmiyorum. Onlar kendini biliyor. Ne oluyor bu tür programlarda! her şey kolaylaştırılıyor. Bir gecede, bir haftada ünlü olunuyor. Emek, eğitim bilinçaltına gereksizmiş gibi kodlanıyor. Genç kuşak ta bu tür yarışmalara başvurmak için günlerce sıra bekliyor. Bilinç altına yanlış kodlanmış bilgilerle.

Eeeee hal böyleyken ülkemizde sanat gelişmez. Popülist kültür yaygınlaşır. Çok tehlikeli gelişmeler bunlar. Her şeyin başı eğitim. Bir ülkenin gelişebilmesi için eğitim, sanat, kültürün gelişmesi gerekir. Toplumda nezaket, saygı, hoşgörünün yaygınlaşması ancak bunlara bağlıdır.

Tüm bunlara rağmen, cengaverlere Özel yetenek sınavlarında başarılar dilerim.