Konservatuvar sınavları başladı. Herkes harıl harıl çalışmaya başladı. Bazıları kazanırsa ortalama beş yıl dirsek çürütüp, Türkiyemizde sanat yapmaya çalışcaklar. Fakat durum keşke böyle olsa. Çok popüler yaşıyoruz, öyle olunca durum şöyle oluyor:
Popülist kültürün yaygın olduğu toplumlarda kolaycılık yayılır. Çabukluk, acelecilik, kestirmecilik, her alanda kendini gösterir. Ben biraz sanatsal popülizmden bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz bu ülkede konservatuarlar var. Giriyorsunuz, kazanabilirseniz, dört, beş yıl eğitim alıyorsunuz. Sonra ciddi bir mücadele başlıyor. Okulu bitireceksiniz. Öğrencilik boyunca ailenizden ekonomik destek göreceksiniz. İyi şeyler öğreneceksiniz. İlim, bilim öğreneceksiniz. Ve nihayet mezun olacaksınız. Sonra ne olacak. İş bulacaksınız öyle mi, yanılıyorsunuz. Artık şimdi her kanalda yarışmalar var. Meşhur olma yarışmaları. Formül kolay yetenekliyseniz oldunuz, ne eğitimi, ne okulu, işte hemencecik iş. Okul neymiş, eğitim neymiş, onlar ayıp şeyler…
Memleketimde herkes sanatçı! herkes artist!. Bu tür yarışmalara müracaat kuyrukları alabildiğince uzun, ben korkuyorum bu kadar sanatçıyı nerede, nasıl istihdam edeceğiz! Pardon bazı TV kanalları var. Amacı sadece, reyting olan, topluma bir şey katma gibi amacı gayesi olmayan ilkesiz yayınlarla, basit, seviyesiz, önermesiz programlar yaparak halk böyle istiyor deyip zürt teselli yapan kişilerin yapımlarında yer bulabiliyorlar. Ben şu cümleyi çok anlamsız buluyorum.’’Halk bunu istiyor.’’ Nerden biliyorsun halkın bunu isteğini? Hem halk bir tarla gibidir ne ekersen onu biçersin. Böyle konuşan söyleyen, köşelerdeki ağabey, amca, teyze, dayı’lara şunu sormak istiyorum: ‘’Siz bu ülkede, bu toplumda yaşamıyor musunuz, geceleri yastığa başınızı rahat koyabiliyor musunuz, sizin düşüncesizliğinizden dolayı, birçok insan yanlış yollara sapıyor. ‘’
Ayrıca bu tür programlarla meşhur edilen kişiler çok yıpranıyorlar. Onlara çok yazık. Umut bağlıyorlar. Sonları hüsran oluyor. Ben bu işi kardan adamlar yapmaya benzetiyorum. Çünkü kardan adamların ömrü yaz gelinceye kadardır.
Manzara böyle olunca eğitim neden yaygınlaşsın!. İki, üç ayda meşhur olmak varken. Neden dört, beş yıl üniversite okunsun. Boyacı küpü gibi daldır çıkar sanatçı! Olsun. Bazı ağabeyler amcalar, teyzeler de, sorumsuzca buna çanak tutsun. Yazık, garip, üzücü, benim ülkemde araştıran, sorgulayan, düşünen, yaşadığı toprakları seven, insanlarına ve insanlığa faydalı gençlerin yetişmesi lazım.
Hal böyle olunca, kimse kimseyi anlamaz. Ne dedin anlayamadım dediğinizde, o da : ‘’ Zırt anladın mı’’ der .
ANLAYANA…………...