CHP, inceliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, rektörlerin yargılamasının ancak Yüksek Öğretim kurumu (YÖK) tarafından yapılabildiğini belirterek, "Bunu bir kenara iterek sanki suçüstü bir durum varmış gibi savcılığın harekete geçmesi önce yargıya gölge düşürmüştür. Anayasamızın ilgili maddeleri çok açık YÖK ile ilgili maddeleri çok açık" dedi.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın tutuklanmasının ardından olayı incelemek üzere bugün Van'a gelen CHP heyeti çalışmalarına başladı. Heyet adına CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Ferit Melen Hava Alanı'nda yapacakları inceleme ile ilgili basın mensupları kısa bir açıklama yaptıktan sonra partinin Van İl Teşkilatı üyeleri ile birlikte YYÜ'ye geçti.

Rektörlük binasında Rektör yardımcıları Prof. Dr. Fuat Doğu, Prof. Dr. Ayşe Yüksel ve Prof. Dr. Hasan Ceylan ile yarım saat basına kapalı bir görüşme yapan CHP heyeti daha sonra Prof. Yücel Aşkın'ın üniversite kampüsünde bulunan lojman olarak kullandığı konutuna geçti. Heyet üyeleri, burada Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın üniversitede öğretim görevlisi olan Yrd. Doç. Dr. olan Eşi Oya Aşkın ile görüştü.

Yaklaşık bir saat süren görüşmelerin ardından bayan Aşkın CHP heyetini kapıya kadar uğurladıktan sonra tekrar içeri geçerken, CHP heyeti Elit İş Merkezi'nde bulunan Van Bölge Baro Başkanlığı'na geçti.

Burada da Baro Başkanı Ayhan Çabuk ile yaptıkları görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, YYÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın uğradığı bir olaydan ötürü Van'da olduklarını söyledi. Üniversite rektörlüğü ile Rektör Prof. Dr. Aşkın'ın eşi Yrd. Doç. Dr. Oya Aşkın'ı ziyaret ettiklerini hatırlatan Ateş, baroyu da ziyaret ederek Başkan Ayhan Çabuk'tan bilgi aldıklarını söyledi.

Rektör Prof. Dr. Aşkın'ın durumunun gerçekten üzüntü verici olduğunu belirten Ateş, yaptıkları görüşmelerde üniversite üyelerini de çok üzgün gördüklerini söyledi. Üniversitenin bunu hak eder bir durum içerisinde olmadığını anlatan Ateş, "Üniversitemizin A'dan Z'ye bütün kadroları, tam bir bilim yuvasına dönüşmesi için göreve geldikleri günden bugüne kadar canla başla çalışıyorlar. Bir uğraş veriyorlar. Elbette yargının kararlarına son derece saygılıyız. Türkiye'nin bir sosyal hukuk devleti olmasını sağlayan bir partinin, bir düşüncenin mensuplarıyız. Türkiye'de hukukun üstünlüğünü yaşamı boyunca savunan bir partiyiz. Ama ortada bir gerçek daha var, o da rektörümüzün cezaevine olmasıdır. Rektörümüz bu muameleyi hak eden bir uygulama içerisinde değildir" dedi.

"YARGIYA SONUNA KADAR SAYGILIYIZ"
2002 yılında böyle bir soruşturmanın Rektör Prof. Dr. Aşkın'ın talimatı üzerine açılmış olduğunu vurgulayan Ateş, o günün Van Cumhuriyet Savcılığı görevsizlik kararı verdiğini kaydetti. Buna YÖK'ün bakabileceğine karar verildiğini de anımsatan Ateş şunları söyledi:
"YÖK'ün istemi üzerine soruşturma açılmış, Danıştay 2. Dairesi bunu onaylamış. Ama şimdi yeniden bazı makamların kendi yetkilerini aşacak şekilde tartışma ortamına götürecek, böyle bir davayı başlatmış. Anayasada çok açıktır.

Rektörümüzün yargılaması ancak YÖK tarafından yapılabilir. Bunu bir kenara iterek sanki suçüstü bir durum varmış gibi savcılığın harekete geçmesi önce yargıya gölge düşürmüştür. Yargıya gölge düşürmemenin en başında gelenler yargı mensupları olmaları gerekir. Anayasamızın ilgili maddeleri çok açık. YÖK ile ilgili maddeleri çok açık savcılığın harekete geçebilmesinin temel koşulları vardır. Bunlarda biri vatana ihanet gibi bir suçlamadır. İkincisi eğitim ve öğretimi engellemek gibi temel görevi olan bir görevi suçlamayla olması halinde savcılık direk harekete geçebilir.

Aksi takdirde YÖK'e başvurması lazım. YÖK, 3 defa kendisi başvurmuş ve 'Yaptığınız soruşturmanın bize gönderilmesi gerekir' demiş. Ama 3 defa da YÖK'e cevap bile verilmemiş. Şimdi böyle bir durum ile karşı karşıyayız. Elbette yargıya sonuna kadar saygılıyız. Ama yargıda bir an önce adaletin tecelli etmesi gerekir. Bir rektörümüzün gerekçesi ne olursa olsun üzüntü verici bir durumdur."

Ateş konuşmasında, Rektör Prof. Dr. Aşkın'ın çete oluşturmakla suçlandığını hatırlattı ve "Gizlilik kararı alınıyor. Ama bu gizlilik kararı önce gizlilik kararının alınmasında katkısı olan makam mevki tarafından ihlal ediliyor. Dosya hakkında enine boyuna açıklama yapılıyor. Kamuoyu oluşturuluyor. Yargının diğer birimleri bu asılsız iddialar çerçevesinde oluşturuluyor ve bu noktaya geliniyor. Geciken adalet adalet değildir. Adaletin tecelli etmesini uzatarak kişilerin cezalandırılması yöntemi doğru bir yöntem değildir.

Dilerim bir an önce mahkemeler başlar sayın rektör de özgürlüğüne kavuşur. Bir çete oluşturma iddiası var, ama sayın rektörün dışında çetenin diğer üyeleri yok. Ortadan rektöre kadar uzanabilen bir mekanizmanın diğer üyelerine de hayli hayli uzanması gerekir. Ama bu güne kadar böyle bir olay yok. Van'da gördüğümüz manzara üzücü bir manzara. Dilerim bir an önce bu duruma son verilir" şeklinde konuşmasını tamamladı.