4
Mayıs
2024
Cumartesi
GÜNCEL

Tutuksuz yargılanacak

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü. Prof. Dr. Yücel Aşkın hakkında tahliye kararı verdi.

3. Ağır Ceza Mahkemesi`nde yapılan duruşmaya ara verildikten sonra saat 13.00'te başlayan ikinci oturumda müdahiller dinlendi. Müdahil ve savunma avukatlarının da dinlenmesinden sonra, Cumhuriyet Savcısı Metin Dikeç, Yücel Aşkın'ın yurtdışına çıkma yasağı koşuluyla tahliyesini istedi.

Yaklaşık 5 saat süren duruşma sonunda, mahkeme heyeti delillerin büyük çoğunluğunun toplandığı, sanıkların tamamının dinlendiği gerekçesiyle Rektör Aşkının tahliyesine ve diğer sanıklarla birlikte tutuksuz yargılanmasına karar verdi.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, 76 günlük tutukluluk süresinin ardından özgürlüğüne kavuştu. 15 gün önce yapılan duruşmada "sanıklar dinlenmediği, deliller toplanmadığı" öne sürülerek tutukluluğunun sürmesine karar verilen Aşkın, oybirliğiyle tahliye edildi. Aşkın, kararı, rahatsızlığı nedeniyle bulunduğu hastanede kutlamak zorunda kaldı.

Üniversiteye tıbbi malzeme alımı ihalesine fesat karıştırdığı, 418 kişiyi fişlediği iddiasıyla 3115 yıla kadar hapsi istenen Aşkın'ın yargılanmasına Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

GELMESİNE GEREK YOK

Mahkemenin "gelmesine gerek yok" bildirimi nedeniyle duruşmaya getirilmeyen Aşkın, gelişmeleri hastaneden izledi. Duruşmada sanıklar YYÜ Genel Sekreter Yardımcısı Salih Yurtkuran, idari görevliler Şükran Yurtkuran ve Bülent Şahin suçlamaları reddetti.

SARSICI İFADE

Aşkın'ın kasasında çıkan 418 kişiye ait fişleri hazırladığı iddia edilen sanık YYÜ Özel Güvenlik Müdürü ve eski kampus Jandarma Karakol Komutanı Saffet Kara da fişleme konusundaki ağır suçlamaları sarsan ifadesinde şunları söyledi:

"17 Temmuz 1995 - 20 Ağustos 2000 arasında karakol komutanıydım. İl Jandarma ve İl Güvenlik komutanlıklarının verdiği istihbarat görevlerini yerine getirdim. 2000'de Sinop'a tayin oldum. 1 yıl sonra da emekliye ayrılarak üniversitenin güvenlik müdürlüğüne getirildim. Bu yıldan sonra hiçbir bilgi toplamadım. Yücel Hoca'nın da böyle bir talebi olmadı. OHAL döneminde türban eylemleri, PKK, Hizbullah faaliyetleri olmuştu. Raporların bir örneğini de İl Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Mustafa Uygun'un sözlü talimatıyla rektörlüğe ilettim. Zaten MİT ve İl Jandarma da gönderiyordu. Bunlar istihbarat raporudur. Özel yaşama ilişkin değildir. Aşkın'ın görevde olmadığı 1996 - 1997 yıllarında da bu raporlar hazırlanıyordu. Herhangi bir çıkar amaçlı suç örgütünden haberim yok. Olsaydı komutanken zaten ben işlem yapardım. Sanki bütün bunlar sadece Aşkın döneminde olmuş gibi algılanıyor. Benden sonraki komutanlar da raporlar hazırladı. Eski rektör de beni birkaç kez çağırıp, 'MİT'ten aradılar, eylem olacak' diyordu."

Özel Güvenlik Müdürlüğü'ne Aşkın'ın talebiyle değil, valilikçe atandığını kaydeden Kara, 2002'de Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında istihbarat notu aldığı iddiası için de, "Bakan geldiğinde yönetimden kimse kampusta yoktu. Askerlikten kalma alışkanlıkla görüşmelerini not aldım. Bunu rektöre de vermedim. Kaldı ki, bakan üniversitede görevliyken odasına el bombası atılmıştı. Takip etme gereği duydum" dedi.

Duruşmaya verilen 1 saatlik aranın ardından Aşkın tarafından fişlendikleri iddia edilen 17 müdahil ve avukatları dinlendi. Müdahil avukatlarından Hüsnü Tuna, tüm beyanların organize yapılanmayı ortaya koyduğunu, Aşkın'ın YÖK'e gönderdiği yazıların da bunu gösterdiğini belirtti.

Tuna, geçen duruşma ifade veren üniversite çalışanları hakkında soruşturma açılmasının baskı ortamının sürdüğünü gösterdiğini, bu nedenle tutukluluk halinin devamına karar verilmesi gerektiğini söyledi.

Aşkın'ın avukatı Teoman Evren de mağdurların hiçbirinin 5 kuruşluk çıkardan hiç söz etmediğini, çete unsurlarının oluşmadığının ortaya çıktığını kaydetti. Evren, "Muhbir kişiler bilirkişi, tanık yapılıyor. Dava siyasi zemine oturtuluyor. Önümüzde yılbaşı, bayram var. Tahliyesi gerekir" dedi. 

YURDIŞU YASAĞI YOK

Duruşmada, 14 Aralık'taki duruşmaya çıkan ve Aşkın'ın tahliyesini talep eden Savcı Sezgin Kanmaz'ın yerine "adliyedeki iş bölümü" gerekçe gösterilerek Savcı Metin Dikeç görev yaptı. Dikeç de Kanmaz gibi Aşkın'ın tahliyesini istedi, ancak yurtdışına çıkışının yasaklanması isteminde bulundu. 

İTİRAZ ETMEYECEK

Mahkeme tüm sanıkların ifadelerinin alınması, delillerin büyük bölümünün toplanması ve tutuklulukta geçen süreyi göz önünde bulundurarak, oybirliğiyle Aşkın'ın tahliyesini kararlaştırdı.

Yurtdışına çıkış yasağı istemini reddeden mahkeme, diğer sanıkların tutuklanması talebini de yerinde görmedi. Hazine Müsteşarlığı ile Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne iddianame ve duruşma tarihinin "ihbar" edilmesini de kararlaştıran mahkeme, duruşmayı 19 Ocak'a erteledi.
Tahliye kararına tepki gösteren avukat Hüsnü Tuna, "Mahkeme siyasi baskı altındaydı. Kararla rahatladı. Karara itiraz etmeyeceğiz" dedi.

HAFTAYA ÇIKACAK

VYÜ Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hüseyin Avni Şahin, Aşkın'ın gelecek haftaya kadar hastanede tutulacağını söyledi. Aşkın'ı özgür ve doğal bir ortamda takip edemedikleri için sıkıntı yaşadıklarını belirten Şahin, "Yargıda gelinen noktayı mutlulukla karşılıyoruz. Hocamızı demir parmaklıklar arkasında değil de normal koşullarda izleyeceğiz" dedi. Şahin, Rektör Aşkın'ın kalbi ve ruh sağlığıyla ilgili sorunların devam ettiğini kaydederek, "Gelecek hafta kalp bulguları parametleri izlenecek. Karar ona göre verilecek" dedi.

NOTLAR
Kararı kampusta yemekle kutladılar


Aşkın, tahliye kararını duruşmayı izleyen Araştırma Hastanesi Başhekimi Hüseyin Avni Şahin'in telefonla haber verdiği Hastane Başmüdürü Metin Gülsan ve Hastane Müdürü Mahmut Erdoğan'dan öğrendi. Gülsan ve Erdoğan'a sarılan Aşkın, "Gerçek dostlar bugünlerde belli olur" dedi.

Eşinin istememesi nedeniyle duruşmaları izlemeyen Oya Aşkın, karardan sonra kardeşiyle birlikte hastaneye gitti. Aşkın, geç saatlere kadar hastanede, eşinin yanında kaldı.
18.00'de biten duruşmadan birkaç saat sonra Aşkın'ın hastanedeki odasının kapısında duran jandarmalar çekildi ve rektör normal hasta statüsü kazandı.

Duruşma öncesi mahkemeye sadece 3 gazetecinin alınacağının söylenmesi, basın mensuplarının protestosuna neden oldu. Bunun üzerine salona kurayla belirlenen 5 gazeteci alındı.
Tanık Saffet Kara ile üniversitenin çok sayıda öğretim üyesi ve eşleri, tahliye kararını kampusta yemekle kutladı.

15 GÜNDE NE DEĞİŞTİ

15 gün önceki ilk duruşmada Aşkın'ın tahliyesini savunan Yargıç Ferhat Erbaş, heyetten taraflı olduğu için çıkarılmış, yerine giren Vahit Baltacı da tahliye oyu vermesine karşın oyçokluğuyla istem reddedilmişti. Aradan geçen 15 günde dosyaya ek deliller girmemesine rağmen çıkan tahliye, "15 gün neden beklendi?" sorusunu gündeme getirdi. Aşkın'la birlikte tutuklandıktan sonra 13 Kasım'da cezaevinde intihar eden Enver Arpalı da, ağır cezaevi koşullarına ve haksız olduğunu söylediği suçlamalara dayanabilseydi, dünkü duruşmada özgürlüğüne kavuşabilecekti.

.
Yayın Tarihi : 30 Aralık 2005 Cuma 09:53:29
Güncelleme :30 Aralık 2005 Cuma 10:10:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?