Çiçek, Gaziantep Adliye Sarayı'nın hizmete açılışında yaptığı konuşmada, Adliye Sarayı'nın yargı camiasına ve millete hayırlı olmasını diledi. Gaziantep'e yakışan güzel bir eser meydana getirildiğini kaydeden Çiçek, "Açılışa Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin meclis çalışmaları nedeniyle katılamadı. O, resmi Adalet Bakanı ben de fahri adalet bakanı olarak bu işi görüyoruz. Tabiatıyla bunlar Cumhuriyete yakışan hizmetler. Yargı hizmetlerinin uzunca bir süre ihmal edildiğini hepimiz biliyoruz. Hiç bir adli açılışı yok ki; yargının sorunlarıyla ilgili hizmetlerle ilgili şikayetler, serzenişler, talepler gündeme gelmiş olmasın. Bugün Türkiye'nin her tarafında bu tür eserleri arka arkaya açmaya çalışıyoruz. Eğer hesapta yanılmıyorsam 150'ye yakın eser bitmiştir. Bunlar Türkiye'nin arzu ettiği hizmetlerdir. Türkiye bölgesel bir ülkedir, bölgesel güçtür, dünya devletidir. Böylesine büyüğe oynayan, birinci ligde oynayan bir ülkenin adalet hizmetlerinin namüsait şartlarda sürdürülmesi toplum olarak da üzerinde durmamız gereken bir konudur" dedi.

4 sene 5 ay 18 gün Adalet Bakanlığı görevinde bulunduğunu ifade eden Çiçek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gördüğümüz ve yaşadığımız çok acı manzaralar var. 18 Kasım 2002'de Adalet Bakanı olarak göreve başladık. Ocak ayında Samsun'da toplantı yapıyoruz. Uyum yasalarıyla ilgili. Genç bir savcı yaklaştı, 'zabıt katibim yok, belediyeden emanet aldığım memurla iddianameleri yazdırıyoruz' dedi. Aradan bir kaç ay geçti. Antalya'da bölge toplantısı yapıyoruz. Bayan hakim arkadaşımız yeminle ifade etti. 'Yemin ederim oturacak ne bir sandalyem, ne bir masam var. Rica etsem 3 milyar gönderebilir misiniz?' Ben seferberlik hatırası anlatmıyorum. 5-6 sene evvelki durumu anlatıyorum."

Türkiye'nin muhtelif yerlerinde hukuk adamlığı yapmış Zekeriya Özdil'in de bir kitap yayınladığını dile getiren Çiçek, şöyle devam etti:

"O kitapta enteresan şeyler var. Adalet Bakanlığı müfettişi olarak Bodrum'a teftişe gidiyor. Ahşap bir bina. Merdivenlerden çıkarken haşur puşur ses çıkıyor. Başsavcının odasına oturuyor. Şüpheli kişi aşağıya bakıyor, yukarıya bakıyor. Sordukları sorulara cevap vermiyor. Diyor ki, burası adliye binası olamaz. Ankara'nın yanı başında teftişe gittim. Berbat bir koku var. Neden diye sordum. Savcı görev yaptığımız yerin altı ahırdır. Dediğim gibi seferberlik döneminden anılar değil, savcıların hizmet yaptığı mekanlar ve bu şartlar altında bizler adalet hizmeti yapılmasını bekledik, bekliyoruz. Ben onun için göreve başladığımda dedim ki, bu ülkede yargı mensubu olmak büyük bir vatanseverliktir, fedakarlıktır. Bu insanlar Türkiye'nin her tarafında güçlerinin yettiği kadar görevlerini yerine getirmeye çalışıyor. Onlar bu hizmetin en iyisine layıktır. En öncelik verdiğimiz konun başında adalet işleri geliyor. Yapılan ve yapılacak çok iş var. İnşallah güven, istikrar ve huzur devam ederse ve yargıya önem verme noktasında bilincimiz yükseldiği nispette bu hizmetlerin daha iyilerini kazandırmak mümkün olacaktır. Bunlar benim şahsi düşüncelerim. İnanmadığım hiçbir şey söylemedim."

Çiçek, her ülkenin yargısı olduğunu ama Türk yargısının geçtiğimiz süreçte bir - iki önemli misyonu olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

"Küreselleşen dünyada AB ile başa baş dişe diş mücadele veren bir ülkede artık yargı Türkiye'deki dış politikanın, Türkiye'nin dış imajının görüntüsünün en büyük destekçisi ya da en çok tartışılan yönü olmaya devam ediyor. Gaziantep'te verilen bir ceza 1 saat sonra Brüksel'de yankı buluyor. 5. sınıf ilçede verilen bir karar 1-2 gün sonra Avrupa Parlamentosu'nda tartışma konusu oluyor. Türkiye'de hangi istikamette yol aldığını bu kararlardan yola çıkarak değerlendirme yapıyor. O halde büyük Atatürk'ün hedef olarak gösterdiği çağdaş medeniyetin üzerine geçme bir ölçüde yargıdan geçiyor. Yasalarımızı mümkün olduğu kadar güncelleştirmeye, çağdaş bir anlayışla hukuk sistemini modernize etmeye çalıştık çalışıyoruz. Tabiatıyla bunun çok kolay olmadığını, eksiklikleri ve aksayan yönleri olduğunu biliyoruz. Ama medeni dünyada yer almayı bir devlet politikası haline getirdiğimize göre; bunun en önemli göstergesi de yargı hizmetlerindeki kalitedir, çağdaş hukuk politikalarıdır. O nedenle geçen 30 seneye nazaran yargımızın aldığı kararlar, hukuk ve adalet anlayışı, Türkiye'nin dış dünyada itibarını yükselten en önemli faktörlerin başında yer almaktadır."

Türkiye'nin kalkınmasını her sene sürdürmek mecburiyetinde olduğunu hatırlatarak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Hatta hesaplamaları doğru yaparsak Türkiye, en az yüzde 7 kalkınma ile işini götürmek zorunda olan bir ülke. Başka ülkelerle aramızdaki farkı kapatabilmemiz için Türkiye her sene büyümeli. Kendi kaynaklarımız yetmiyorsa dış dünyadan sermaye çekebilmemiz lazım. Adalet Bakanlığı içe dönük gibi gözükse de adeta ikinci Dışişleri Bakanlığı gibi çalışmıştır. Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen hiç bir müteşebbis görmedik ki bizi ziyaret etmiş olsun. Başka ülkelerin yargısından ilave olarak da Türkiye'nin kalkınması, sürdürülebilir kalkınma, Türkiye'nin hukuki garantilerinden ve uygulamalarından geçiyor. Onun için bundan sonra bu iki konuda da sınavı başarıyla verecektir. Adalet hizmetlerinin; oksijen kadar hizmet alanı olduğunu, ihtiyaç olduğunu biliyor ve buna inanıyoruz. Rakamlar değişmedi. Bilgisayarı olmayan hakim ve savcı yoktur. Türk yargısı iyi yoldadır. El birliğiyle gayret etmemiz lazım. Zaman zaman karşılıklı şikayetler olabilir ama hukuka olan güvenimiz ve inancımız bütün bu engelleri aşmaya yetecektir."

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de konuşmasında, hizmete açılan Gaziantep Adliye Sarayı'nın modern bir bina olduğunu belirterek, "Adalet Bakanlığı irgı mensubu olmak büyük bir çalışanları, bilgisayar altyapısı ve çalışma ortamıyla burada çok iyi, kaliteli hizmet verecekler. Ben kendilerine çalışmalarında başarılar diliyorum" diye konuştu.

Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı da, Gaziantep'in bölgenin en önemli merkezlerinden birisi olduğunu kaydederek, "Yargı teşkilatının modern şekilde hizmet vermesi için temeli atılan Adliye Sarayı'nı hizmete açmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Gaziantep'te adliye hizmetleri bundan sonra modern ve görkemli bir binada yürütülecektir. Yıllardır 4 farklı binada yapılan hizmetler bundan sonra tek bir binada verilecektir" şeklinde konuştu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey ise tarihi ve kültürel değerleri ile öne çıkan Gaziantep'in modern bir Adliye Sarayı'na kavuştuğunu dile getirerek, "Gaziantep'e yakışır Adliye Sarayı'nın hizmete girmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı Kazım Arapoğlu da Adliye Sarayı'nın temelinin 13 Mayıs 2006 tarihinde atıldığını hatırlatarak, "Adliye Sarayımız 7 bin metrekare oturum alanı, 34 bin metrekare kullanım alanı ve 400 odadan oluşmaktadır. Binamızda 67 duruşma salonu bulunmaktadır. 41 mahkemenin kurulu bulunduğu Gaziantep'te bundan sonra adliye hizmetleri uzun yıllar sorunsuz şekilde hizmet verecektir. 7 milyon YTL'ye mal olan Adliye Sarayımızın açılışına katılan herkese ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.

Gaziantep Adliye Sarayı'nın açılışına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu, Vali Süleyman Kamçı, Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Cumhuriyet Başsavcısı Kazım Arapoğlu, milletvekilleri Fatma Şahin, Mahmut Durdu, Özlem Müftüoğlu, Mehmet Sarı ve Akif Ekici ile ilçe belediye başkanları, kaymakamlar ve yargı mensupları katıldı.

Konuşmaların ardından Gaziantep Adliye Sarayı'nın açılışı gerçekleştirildi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve beraberindekiler, kurdele kesiminden sonra binayı gezdi.

Çiçek, açılış sonrasında bir basın mensubunun terörist elebaşlarından Cemil Bayık ve Murat Karayılan'ın Türkiye'ye iadesiyle ilgili iddialar bulunduğunu hatırlatması üzerine "O konuyu Adalet Bakanı'na sorun" diye cevapladı.

İHA

Yayın Tarihi : 4 Aralık 2008 Perşembe 17:59:05