Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı A. Faruk Demir, son günlerde etkisini gösteren kar yağışı öncesinde don olmamasının hububat üretimine büyük fayda sağladığını söyledi. 

Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı A. Faruk Demir, bölgede uzun süreden beri görülen kuraklık ve iklim şartlarının mevsim normallerinde gitmemesi tarım açısından olumsuzluklara sebep olduğunu belirtti. 

Demir, "Hububat ekiminden sonra görülmeyen yağışlar ekimi yapılan tohumların çimlenmemesine, çimlenen tohumların kurumasına, ekimle beraber kullanılan gübrenin toprakta çözülmemesine neden olurken, ağaçlarda ise düşük sıcaklılığın görülmemesi erken filiz vermelerine neden olmuştur. Bitki türleri bir dizi spesifik iklim ve lokasyon şartlarına adaptasyon sağlamaktadırlar. Bitkilerin büyümesi, sıcaklık, yağış ve atmosferdeki konsantrasyonları tarafından belirlenmektedir. Bitkiler çimlenme, fide veya olgun bitki devrelerinde 4-8 hafta süreyle 0-5 derecede kalmaması durumunda vejetatif devreden generatif devreye geçemezler. Bölgemizde ekimi yapılan kışlık hububat türleri de kışın ılıman geçmesi nedeniyle gerekli soğuklanmayı alamadıkları için sapa kalkma ve dane ürünün veriminde olumsuzlukların yaşanması gözlenmekteydi" dedi. 

Son günlerde görülen kar yağışının bitkilerin su ihtiyacını karşılaması bakımından çok önemli olduğunu hatırlatan Başkan Demir, "Karın bitkilere su sağlamadaki etkinliği su muhtevası ve erime şartlarına bağlıdır. Karın su muhtevası, soğuk ve kuru, ılık ve ıslak olmasına bağlı olarak yüz 5-10 arasında değişir. Alt toprak tabakalarının donmadığı durumlarda kar yavaş yavaş erirse, ihtiva ettiği suyun çoğu toprağa girer ve bitkilere faydalı olur. İlimizde de kar yağışından önce şiddetli don olaylarının olmayışı yağan karın yavaş yavaş erimesi toprak tarafından alınması ve düşük sıcaklığa neden olması bitkiler üzerinde olumlu etkiler göstermektedir. Bu da çiftçilerimizin yüzünü güldürmüştür. Diğer taraftan karın bitkiler üzerindeki olumlu etkilerinden biriside bitkileri yorgan gibi örterek bitkileri soğuğa karşı korumasıdır. Bunların yanı sıra yer altı sularının hacmini de artırmaktadır" diye konuştu.