Özel bir televizyon kanalında canlı yayınlanan sektör dosyası programına katılan Koçer, “Eğer geriye doğru baktığımızda bugünlerde kullanmak üzere bir şeyler yapabilmişsek, ortaya bir şeyler koyabilmişsek, gerek firma bazında gerek şehir bazında, gerek ülke bazında, bugün yapabildiklerimiz bizim rekabet gücümüzü oluşturacak” diye konuştu. Koçer şunları kaydetti:

“Markalaşmada, Ar-Ge’de, inovasyonda, hemen krizin arkasında yeni fırsatların bizi beklediğini bilmek zorundayız. Biz bunu Gaziantep olarak daha önce denedik ve gördük. Ekonomi yönetimimizin mutlaka bütün alınabilecek tedbirleri aldığına inanıyorum. Yani bu konuda, ekonomi yönetimi geç kaldı, geç kalacak, şöyle olacak, böyle olacakların dışında mutlaka Türkiye’nin kalkınması ve Türkiye’nin refahı için bu kriz ortamında daha sakin ve selamete çıkması için alınacak kararlar alınıyordur. Ancak burada bizlere düşen şey, tabiki çok soğukkanlı hareket etmek. Ve oluşmamış birçok şeyi sanki oluşmuş gibi göstererek ya da oluşacak gibi göstererek moral ve motivasyonu çok daha kötü noktalara götürürsek toparlanmamız bir o kadar da zor olur. Biz Gaziantep olarak paritenin bugünkü geldiği noktada bir avantaj yakaladık. Toplam 3 milyar dolara yaklaşan 2008 ihracatımızın yüzde 29’u Avrupa Birliği ülkeleri ve diğeri, geri kalan kısmı dolar bölgesinde. Dolayısıyla bu parite mesela bizim için bir avantaj ortaya çıkarttı. Döviz kurları nerede duracak, ne kadar istikrarlı olacak biz onu bilmiyoruz. Ancak, döviz kurunun yükseliyor olması tekstil için yeni bir fırsat oluşturabilir. Ama eğer tekstilde inovasyon yapabilmişseniz, markalaşabilmişseniz, farklı ürünleriniz varsa çok daha hızlı hareket edebilirsiniz."

Mali sektörle reel sektörün Türkiye’de el ele bu soğukkanlılığı muhafaza etmesi gerektiğini ifade eden Koçer, şunları söyledi:

"Özellikle tolerans artmalı Türkiye’de. İnsanların akıllarında, günlük yaşantılarında vadelerin artması lazım. Daha toleranslı bir Türkiye’nin oluşması lazım. Güçlü ve güçsüz bankaların, kurumların piyasadaki sonuçları çok önemli. İşte buna çok dikkat edilmesi gerekiyor. Burada çok büyük sorumluluk düşüyor taraflara. Belki bugün, geçen haftaya göre daha büyük moral duyacak insanlar. Belki bir hafta sonra çok şey değişecek, daha iyi şeyler olacak ama bugünkü karamsarlığımızın, ya da bugünkü kötümserliğimizin etkileri belki de bizi bırakmayacak. Daha önce neler yaptığınızın burada çok önemli olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. Eğer daha önce, şirketinizle ilgili veya şehrinizde uyguladığınız politikalarınız varsa bu direnci arttıracak, bunlarda bugün için çok önemlidir diye düşünüyorum. Açıkçası ben Başbakanın çağrısını olumlu karşılıyorum. Burada bir kriz havası oluşturmamamız, soğukkanlı hareket etmesiz gerektiğini düşünüyorum."

İHA

Yayın Tarihi : 13 Ekim 2008 Pazartesi 19:10:35