Silahla kutlamanın Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, kaza kurşununa yılda 700 kişinin kurban olduğunu söyledi.

Düğün ve maç sonrasında silahla kutlama yapmanın, sonuçta bir insanın canına mal olabileceği gerçeği göz önünde bulundurulduğunda anlaşılabilir bir şey olmadığını ifade eden Dedeman, şöyle konuştu: ''Silahla ilgili tüm yanlış toplumsal ön kabulleri besleyen, en önemli kültürel alanlardan bir tanesi düğünler, sünnet törenleri, nişan ve kına geceleridir. Mutluluğun, coşkunun silahlarla gösterildiği bu eğlence alanlarında, insan mutluluğu silahla taçlandırılamaz, ancak kanlandırılır. Meskun mahalde silahla havaya ateş edilmesi nedeniyle yılda ortalama 700 kişi 'kaza kurşunu' ile ölüyor. Yılda ortalama 3 bin kişi ise ateşli silahlarla hayatını kaybediyor.''

Dedeman, insanların kaza kurşunuyla ölmesinin önüne geçmek için öncelikle kısa ve uzun vadeli çözüm yolları belirlemek gerektiğini, bu konuda en önemli rollerden birinin kanun yapıcıya, siyasilere ve milletvekillerine düştüğünü belirtti.

Ateşli Silahlar Kanunu ile ilgili yasa tekliflerini değerlendirmek üzere toplanan İçişleri Komisyonu'nun, düğün, nişan, kına gecesi, sünnet gibi törenlerde, ''koyacak yer bulamazlar'' gerekçesiyle ateşli silahların bulundurulmasına izin verdiğini belirten Dedeman: ''Oysa, kaza ile ölümler ve yaralamalar, en çok açık alanlardaki düğünlerde meydana geliyor. Törenlerde, kutlamalarda silah kullanma davranışı yok edilebilir, fakat bunun için yerel yönetimlerin, kaymakamlıkların, valiliklerin, kolluk güçlerinin işbirliği gerekir.''

Dedeman, yasaklamaları çözüm olarak gören bir zihniyeti kabullenmelerinin mümkün olmadığını, dolayısıyla yasaklamanın ancak daha fazla insanını ölümüne ve yaranmasına engel olacaksa kısa vadeli bir çözüm olarak düşünülebileceğini söyledi.

Dedeman, sitelerinde ''açık alanlardaki düğün, nişan, kına gecesi ve sünnet törenlerine silahla katılmak yasaklanmalı mı?'' başlıklı bir anket yayınladıklarını ve ankete bugüne kadar 1983 kişinin katıldığını belirtti. Ankete katılanların yüzde 97'sinin soruya ''evet'' cevabını verdiğini ifade eden Dedeman, bunun konunun aslında ciddi bir sorun olduğu ortaya konulduğunda, insanın yaşam hakkını elinden alan bir silahlı kutlama biçiminin asla onaylanmayacağını gösterdiğini bildirdi.