Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada, beyin ölümünün, beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybolması anlamına geldiğini, bu durumun koma ve bitkisel hayattan farklı olduğunu belirtti.

Beyin ölümünde, beyin fonksiyonlarının tamamen ve düzelmeyecek şekilde kaybolduğunu kaydeden Yıldırım, "Solunum ve kalp atımları yapay olarak makinelere bağlı ve tıbbi tedavi ile sürdürülebilir, fakat beyin fonksiyonları yapay olarak sürdürülemez. Koma ve bitkisel hayatta olan hastalardan bazıları uzun yıllar sonra bile hayata dönebilmesine rağmen, beyin ölümü gelişmiş hastalar için bu söz konusu değildir. Kişi beyin ölümü gerçekleştiği zaman tıbben ölü kabul edilebilir. Beyin ölümünün gerçekleşmesinden sonra yakınları organlarını bağışlarsa bu kişiler donör olarak adlandırılır ve organları fonksiyonlarını kaybetmeden alınarak bekleyen hastalara nakledilmesi gereklidir" dedi.

Tedavisi sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıkların, tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye'nin de en önemli sağlık sorunlarının başında yer aldığını kaydeden Yıldırım, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye'de, organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her geçen gün artıyor. Özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, uygun organ bulunamaması nedeniyle hayatlarını kısa süre içinde kaybediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, organ bağışını insanın insana yapacağı en büyük yardım olarak tanımlamıştır. Organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir. Diğer İslam ülkelerinde de ve bütün büyük dinlerde de benzer kararlar mevcuttur. Yaş yüksek veya süregelen sağlık sorunları bile olsa organlardan bazıları uygun alıcılara nakledilebilir. Mesela 70 yaşında bir insanın böbrekleri gayet normal bir şekilde çalışıyor olabilir. Organ alımı, ameliyathane koşullarında uzman bir hekim ekibi tarafından gerçekleştirilir. İlgili organ, alıcıya nakledilene kadar saklanır. Organ alındıktan sonra, insan cesedinin bakımı uygun ve saygın bir şekilde yapılır. Cesedin vücut bütünlüğü korunur. Dış görünümde ameliyat izi dışında herhangi bir bozukluk oluşmaz."

İnsanların ancak organ alıcısı durumuna gelince organ bağışının önemini fark ettiğini savunan Yıldırım, "Herkes organ bağışında bulunmalı, yakınlarını bu konuda bilinçlendirmeli ve ancak bu sayede ihtiyacı olduğunda organ bulabileceğini bilmelidir. Birçok hasta bağışlanmış bir organ için beklerken ölmektedir. Bağışlanmış bir organ, başarılı bir nakilden sonra, gerçek bir yaşam armağanıdır" ifadelerini kullandı.

İHA

Yayın Tarihi : 3 Kasım 2008 Pazartesi 17:59:15