6
Mayıs
2024
Pazertesi
GAZİANTEP

Piliç ve yumurta sektörü

Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürü Mustafa Balaban, bulgur, mercimek, un, şekerleme ve çikolata sektöründen sonra, piliç eti ve yumurta sektörünün yaşadığı problemler ile ilgili araştırma çalışması yaptıklarını bildirdi.

Balaban, yaptığı yazılı açıklamada, piliç eti ve yumurtanın insan beslenmesinde önemli yer tutan ve geniş kullanım alanları olan ürünler olduğunu belirtti. Kullanım ve pişirme kolaylığının yanında, hem zengin protein kaynağı olması hem de fiyatlarının diğer protein kaynağı gıdalara oranla ucuz olmasının, tüketicilerin bu ürünleri tercih etmelerinde en büyük etken olduğunu kaydeden Balaban, "Piliç eti, yüksek derecede biyolojik değere sahip olması ve kolay sindirilebilir özelliğinin yanında, yüksek kalitedeki protein elzem amino asitlerini, elzem yağ asitlerini diğer etlerle aynı oranlarda içerir. Piliç eti aynı zamanda B grubu vitaminlerinin ve demirin de iyi bir kaynağıdır. Yumurta öylesine değerli bir besin kaynağıdır ki, yeni bir yaşamı başlatmaya yetecek zenginlikte besin öğelerini barındırır. Anne sütünden sonra insanın ihtiyacı olan tüm besin öğelerinin bulunduran tek besin kaynağıdır" dedi.

Dünya beyaz et ve yumurta üretiminin, ekonomik gelişmelerin de etkisiyle, 70'li yıllarda yumurta üretiminde lider olan ülkelerin yerlerini daha alt seviyedeki ülkelere bırakmasına yol açtığını ifade eden Balaban, şunları söyledi:

"1970 ve 2005 yıllarında yumurta üretiminde lider konumundaki 10 ülkenin karşılaştırmasına göre, Avrupa kıtasındaki altı ülke lider konumda iken, 2005 yılında dünya üretiminin hacminin yüzde 72,4'ünü üreten 10 lider ülke içinde yalınızca Fransa kalmıştır. Diğer 5 ülkenin yerlerini, Hindistan, Meksika, Brezilya, Endonezya ve Türkiye almıştır. 2005 yılında dünya üretiminin yaklaşık yarısı Çin, Hindistan ve Japonya tarafından gerçekleştirilmiştir. 1970'te dünya yumurta üretimini gerçekleştiren 10 ülke arasında gelişmekte olan tek ülke Çin iken, 2005'te gelişmekte olan ülke statüsünde yer alan 6 ülke üst sıralarda yer almıştır. Bu ülkelerden 4'ü Asya'da, 2 tanesi ise Latin Amerika'da bulunmaktadır. Bütün bunlar dünya yumurta üretiminin Avrupa'dan Güney ve Doğu Asya'ya kaydığını göstermektedir. 1970-2005 yılları arasında dünya beyaz et ve yumurta üretimi kırmızı et üretiminden daha fazla büyümüştür. Bu tarihler arasında kırmızı et üretimi yüzde 57.6, beyaz et yüzde 436.5, yumurta yüzde 203.2 oranında artış göstermiştir. Türkiye'de kanatlı sektörü, 1990 yılında 217 bin ton üretim seviyesinde iken 2000 yılında 752 bin ton, 2007 yılında bir milyon 100 bin ton üretim düzeyine ulaşmıştır. 2007 yılı kanatlı eti üretiminin bir milyon 12 bin tonu piliç eti, 33 bin ton hindi eti, 55 bin ton çıkma tavuk ve diğer kanatlı etlerinden oluşmuştur. Üretilen 12 milyar adet yumurta da dikkate alındığında, sektörün ülkenin hayvansal protein açığını kapatan bir numaralı hayvansal protein kaynağı durumuna eriştiğini söylemek mümkündür. Ülkemizde kişi başına düşen yıllık ortalama piliç eti tüketimi 1990 yılında 3,8 kilo iken, 2007'de 15,2 kiloya yükselmiştir. AB ülkelerinde ise kişi başı yıllık ortalama tüketim 26 kilonun üzerindedir. Yumurta tüketiminde ise 2007 yılında yıllık ortalama kişi başına düşen tüketim 180 adet olmuştur."

Balaban, yaklaşık 500 bin kişinin istihdam edildiği sektörden geçimini sağlayan insan sayısının 2 milyon kişinin üzerinde olduğunun tahmin edildiğini söyleyerek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Kanatlı eti sektörünün yıllık cirosu 3 milyar ABD Doları civarındadır. Türkiye'nin yıllık kesim kapasitesi de bir milyon 400 bin tondur. Kesimhane ve yetiştirme kümeslerinde 2007 yılı kapasite kullanım oranı yaklaşık yüzde 85'dir. 2007 yılında yumurta kümeslerinin kullanılan kapasitesi yüzde 75 olarak tahmin edilmektedir. Beyaz et ve yumurta üretimi her ne kadar birbiriyle iç içe olan iki sektör gibi düşünülse de, aslında birbirinden bağımsız işleyen iki ayrı sektördür. Türkiye'de broiler üretiminde ilk on sıradaki iller sırasıyla; Kocaeli, Bolu, Çanakkale, Balıkesir, Sakarya, Düzce, İzmir, Manisa, Ankara ve Elazığ'dır. 2007 yılı toplam üretimi 205 milyon 82 bin 159 adet olmuştur. Gaziantep'te 295 bin adetlik üretimle, Türkiye üretiminin yüzde 0,14'ü gerçekleştirilmiştir. Broiler üretiminde 81 il içerisinde 32. sırada bulunan Gaziantep'te, piliç eti üreten sadece bir adet işletme bulunmaktadır. Broilerleri kendi kümeslerinde yetiştiren işletme, Kalite ve Gıda Güvenliği Yönetim Sistemini uyguladığı tesisinde üretim yaparak, ürünlerini Gaziantep ve ilçelerinde tüketicilere sunmaktadır. Satışta olan ve tüketilen ürünlerin büyük çoğunluğunu diğer illerden gelen ürünler oluşturmaktadır. Türkiye'de yumurta üretiminde ilk on sıradaki iller ise sırasıyla; Konya, Afyon, Balıkesir, Manisa, İzmir, Kayseri, Çorum, Ankara, Bursa ve Denizli'dir. 2007 yılında toplam üretim 12 milyar 724 milyon 959 bin adet olmuştur. Gaziantep'te 30 milyon 192 bin adetlik üretimle, Türkiye üretiminin yüzde 0,24'ü gerçekleştirilmiştir. Yumurta üretiminde 81 il içerisinde 46.sırada bulunan Gaziantep'te, yumurta üretimi yapan üç adet işletme bulunmaktadır."

Türkiye'nin birkaç sene öncesine kadar tavukçulukta dışa bağımlı bir durumda bulunduğunu hatırlatan Balaban, "Ancak, 1930 yılında kurulan Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü'nün (ATAE), yumurta tavukçuluğunda yaptığı başarılı çalışmalarla, biri Türkiye'de olmak üzere sadece altı ülkenin sahip olduğu 'safhat' tavuklar sayesinde üç tavuk ırkı geliştirildi. Atabey, Atak ve Atak-S adlarıyla Türk Patent Enstitüsü'ne (TPE) tescil ettirilen tavuklar, Türkiye'de ticari önemi olan ilk hayvan ırkları özelliği taşımaktadır. Aynı başarının sadece yumurtada değil, etçil bir tavuk ırkı geliştirilmesi yönünde olması, sektörü daha da güçlendirecektir. Son yıllarda 2007 yılına kadar yumurta ihracatında çok fazla bir değişiklik olmasa da, 2007 yılında yaşanan artış, son beş yılda yapılan ihracat miktarından daha fazla olmuştur" diye konuştu.

Gaziantep'in nüfus yoğunluğu, mutfak kültürünün zenginliği ve et ürünleri tüketiminin azımsanmayacak seviyede olduğu göz önüne alındığında, piliç eti ve yumurta üretimi konularında faaliyet gösteren işletme sayısının azlığının dikkati çekmekte olduğunu belirten Balaban, sözlerini şöyle tamamladı:

"Piyasada satılan ürünlerin çok az bir bölümünü bölgede üretilen ürünler oluşturmaktadır. Yerel firmaların gelişebilmesi ve sayılarının artabilmesi için bölge halkının lokal olarak üretilen ürünleri de tercih etmesi gerekmektedir. Tüketicilerin bu konuda bilinçlendirilmesi, yerel firmaları tercihe özendirilmesi sektörün yararına olacaktır. Bu sektörlerin gelişmeye açık olduğu ve kentte hakim olan girişimci ruhun bu alanlara da yansıyarak, bölgede yeni işletmelerin faaliyete geçmesiyle, hem ticaret, hem de istihdam açısından kent ekonomisine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Son yıllarda kimyasal kalıntı içermeyen, çevreyle dost, hayvan refahına saygılı organik (ekolojik, doğal) tarım ve hayvancılık ürünlerine büyük talep olmaktadır. Organik hayvancılığa yönelik çalışmalar henüz ülkemizde başlangıç seviyesinde olup, yumurta tavukçuluğu yapı itibariyle organik üretime en müsait alanlardan biri olarak değerlendirilmektedir. İşletmeler sektördeki en büyük sorun olarak, maliyetlerinin yaklaşık yüzde 70'ini oluşturan hammadde maliyetlerinin yüksek olmasını belirtmektedirler. Yem hammaddesini oluşturan soya ürünleri, mısır ve diğer girdiler, iç piyasada yeterli miktarda ve uygun fiyatlarda bulunamadığından, ithalatla temin edilmektedir. Sektörde faaliyet gösteren işletmelerin bağlı olduğu birlikler, yayınladıkları raporlarda; kanatlı etleri, yumurta, yem ve yem hammaddelerinin KDV oranının yüzde 8'den, yüzde 1'e düşürülmesinin, maliyetler üzerinde olumlu etki yaratacağı ifade etmektedirler. Diğer bir maliyet arttırıcı unsur enerji fiyatlarındaki artıştır. Özellikle elektrik ve katı yakıt fiyatlarındaki artış işletmeleri olumsuz etkilemektedir. Gaziantep'te 2007 yılında yumurtacı tavuk başına üretilen yıllık ortalama yumurta sayısı 122 adet olmuştur. Türkiye ortalamasının 198 adet olduğu düşünüldüğünde Gaziantep'teki üreticilerin, yumurta üretimindeki düşük verimlilik sorunu üzerine eğilmelerinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Yumurta verimi yüksek tavukların tercih edilmesi üretimi ve verimi arttıracaktır. Bunun yanında kümeslerdeki ölüm oranlarının düşürülmesi ve kırık yumurta oranlarının azaltılması, maliyetlerin düşürülmesini ve verim artışını sağlayacak unsurlardır. Geçtiğimiz dönemlerde kuş gribi vakalarının oluşturduğu tedirginlik tüketimi azaltmış olsa da, gıda güvenliğini sağlamaya yönelik uygulamalar ve denetimler sayesinde üretim ve satış noktaları, canlı güvenliği (biosecurity) tedbirlerinin uygulandığı, hastalıktan arındırılmış, HACCP prensiplerine uygun yerler olma zorunluluğu getirilmiştir. Bu gelişmeler sayesinde sektör tekrar tüketicinin güvenini kazanmış ve en mükemmel insan besinlerinden olan piliç eti ve yumurta tüketimi artmaya başlamıştır. Yaşadığımız kriz döneminde tüketicilerin tasarrufa yönelmeleriyle, yumurta ve kırmızı ete göre üçte bir fiyatında olan piliç etinin tüketiminde daha da artış yaşanacağı düşünülmektedir. Bu durum emek yoğun niteliğindeki sektör için bir fırsat olarak da değerlendirilebilir."

İHA
Yayın Tarihi : 17 Kasım 2008 Pazartesi 12:13:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?