DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Bu hükümetle birlikte sistem sorununun da tartışmaya açılmış olduğunu söyledi. Sezer, Bu hükümet işbaşına geldiğinde AByi kendisine en büyük hedef olarak koyduğunu söyleyerek her konuda olduğu gibi bu konuda da takiye yapmıştı. Şimdi takiyenin gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Takke düşüyor ve bu hükümetin keli de gözüküyor dedi.
Sezer, DSP Gaziantep İl Başkanlığı tarafından Duru Düğün Salonunda düzenlenen Medya İle Buluşma, İktidarı Uyarma ve Uyandırma Toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınçın değiştiklerini söylediklerini, ancak bu söylemin takiye olduğunu söyledi.
Arınçın bulunduğu görevin ağırlığını kaldıramadığını vurgulayan Sezer, Partisinin içinde rüştünü ispat etme iştahından bir türlü vazgeçemeyen Arınç, (Anayasa Mahkemesini gerekirse kapatırız) diyerek, laik, demokratik Cumhuriyetin temellerini sarsacak girişimlerini yansıtmış oluyor diye konuştu.
Arınçın, geçtiğimiz günlerde DSPyi de eleştirdiğini belirten Sezer, şunları söyledi:
TBMM Başkanı Arınç, bir Amerikan vatandaşı hanımın, TBMMde yaptığı şova engel olan DSPlileri kast ederek, (Dışarı dışarı diyenler, şimdi Meclis dışında kaldılar) diye incilerde bulunmuş. Sayın Arınç, biz şimdi Meclis dışındayız ama Amerikada değiliz. Halkımızla birlikteyiz.
İşsizliğin Cumhuriyet tarihinin en büyük rakamına ulaştığını, Başbakan Erdoğanın Türkiyede büyümenin yüzde 9.9 olduğunu söylediğini, ancak bu büyümenin alım gücüne yansımadığını ifade eden Sezer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Başbakan Erdoğan, açıklamalar yaparak, ekonominin iyiye gittiğini söylüyor. Ancak, ithalatla ihracat arasındaki fark 34 milyar dolara çıktı. Başbakan bu rakamı ekonomiye ekleyip, ekonominin büyüdüğünü söylüyor. Anadoluda bir tabir var: Gelsin de bunu benim külahıma anlatsın.
FEZLEKELER MECLİSTE İŞLEME KONULMUYOR
Maliye Bakanı Kemal Unakıtanı da eleştiren Sezer, Sayın Maliye Bakanının oğlu, bütün Türkiyeye yetecek kadar mısırı bir günde ithal ediyor. E kolay gelsin Sayın Maliye Bakanı. Tabii bu Maliye Bakanının ilk ve son vukuatı değil. Biliyorsunuz, birçok fezleke Meclise taşınmıştı, hakkında suç duyuruları vardı. Milletvekili olduğu için bunlar işleme konamadı. Haksız, hukuksuz arazi temininden başka birçok ticarî konuda yaptığı hataların karşılığında hazırlanan bu fezlekeler Mecliste işleme konamıyor diye konuştu. Sezer, şöyle devam etti:
Bunlar yetmiyor; Maliye Bakanı, ekonomide ikide bir af yasaları hazırlıyor. Bunları gündeme getiriyor, Başbakanın desteğiyle yasalaştırıyor. Kendisi de o suçlardan kurtuluyor. Maliye Bakanı şimdi yeni bir af yasası hazırladı, Başbakanlığa gönderdi. Hayalî ihracat yapan firmalara aracılık eden firmalardaki yöneticilerin cezaî sorumluluğu bu yasayla kaldırılıyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu konuda Mecliste fezlekesi olan Sayın Maliye Bakanı bundan da yırtıyor demektir. Kolay gelsin Sayın Maliye Bakanı.
Hükümetin 2-B diyerek orman arazilerini satışa çıkarmak istediğini vurgulayan Zeki Sezer, GAP bölgemizdeki arazileri de yabancılara satıyorlar. Orman arazilerini ve tarım arazilerini satarak birilerine ülkemizin toprakları pazarlanıyor. Hükümet de bunu Batılılaşmanın, çağdaşlaşmanın bir gereği olarak sunuyor. Sayın Başbakan, bunlara karşı duranı statükoculukla suçluyor. Eğer toprakların pazarlanmasına karşı çıkmak statükoculuksa, DSP statükoculuğa devam ediyor dedi.
BUNLARIN ÖĞRETMENLERİ DE YANLIŞ
Bölgedeki çiftçilerin, kırsal kesimde yaşayanların büyük bir bölümünün hayvancılıkla geçindiğini ifade eden Sezer, şöyle konuştu:
Hayvancılık bitirildi. Dışarıdan artık canlı hayvan ve et ithalatı çokça yapılıyor. Ama bizim hayvancılıkla uğraşan köylülerimiz desteklenmiyor. Çünkü AB Köylü desteklenmez, çiftçi desteklenmez diye öğretmiş bunlara. Yanlış öğreniyorlar. Öğretmenleri yanlış. Onlar da zaten çok kötü, çok beceriksiz, çok basiretsiz öğrenci. Gelsinler, köy-kentleri hayata geçirmek isteyenlerden çiftçinin sorununu öğrensinler. Köyden ve köylüden başlayacak kalkınmayı hedef alanlardan çiftçinin, kırsal kesimin sorununu öğrensinler.
Bugünkü hükümetle birlikte dış politikada ulusal bütünlüğümüzle ilgili konularda da çok büyük sıkıntılar yaşandığını belirten Zeki Sezer, Ekonomideki sıkıntıları ağır bir şekilde yaşıyoruz. Ama bunları biz çözeriz, altından kalkarız. Fakat dış politikada bu hükümetin verdiği ödünler ülkemizin, halkımızın geleceğini ipotek altına alıyor. Bunlardan dönüş biraz zor olabilir. Onun için sesimizi bugünden itibaren daha çok, daha çok yükseltmeliyiz diye seslendi. Sezer, ayrıca şunları söyledi:
Bu hükümet işbaşına geldiğinde AByi kendisine en büyük hedef olarak koymuştu. Ya da aslında hedef olarak koyduğunu söyleyerek, her konuda olduğu gibi bu konuda da takiye yapmıştı. Şimdi takiyenin gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Takke düşüyor ve bu hükümetin keli de gözüküyor.
SAYIN BAŞBAKAN GÖLGE ETMESİN
AByi en büyük hedef olarak koydular, ama Türkiyeyi 2.5 yılda ABden kopardılar. ABnin önündeki en büyük engel bugünkü hükümettir, Başbakandır. Başbakan gölge etmesin. Bu ülke sorunlarını aşar. Türkiye de dünyada hak ettiği yerini mutlaka alır. Yeter ki Sayın Başbakan gölge etmesin. Artık Türkiyenin önünü tıkamaya devam etmesin.
AByi en büyük hedef olarak koymuşlardı kendilerine. Onun için her türlü girişimde de bulunacaklarını söylemişlerdi. Gerçekten de bulundular. Hangi girişimlerde bulundular? AB uğruna, Kıbrısı verme girişiminde bulundular.
Alevi-Bektaşi yurttaşlarımızı azınlık statüsüne indirme girişiminde bulundular; bulunmaya devam ediyorlar. Kürt kökenli yurttaşlarımızı azınlık statüsüne indirgemeye çalıştılar; çalışıyorlar. Böylece Türkiyenin bölünmesinin, parçalanmasının önünü açıyorlar. Bunu tabii yapamayacaklar; izin vermeyeceğiz.
Fıratın, Diclenin uluslararası yönetimlere bırakılması girişiminde bulundular; bulunuyorlar. Ama biz de onları uyarmaya devam ediyoruz; devam edeceğiz. Uyanmazlarsa gereğini halkımız ilk seçimde sandıkta yapacak. Türkiye onlardan kurtulacak; Türkiye hak ettiği yönetimi bulacak.
TÜRK HALKI, DENKTAŞI YALNIZ BIRAKMAZ
Bugünkü hükümet, ABye girebilmek için, 17 Aralıkta Brükselde Zirve Raporunu imzalayarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimini Adanın tümünün temsilcisi olarak tanıma sözü verdi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimini Adanın tümünün temsilcisi olarak tanımak demek, Mehmetçiğin kanıyla, Kıbrıstaki mücahitlerin kanıyla kurulmuş olan KKTCyi tanımamak demektir. Bunu kabul etmiş oldu hükümet. Ama öyle yağma yok. Kıbrısı verdirmezler; verdirmeyiz. Hiçbir şey Kıbrıstan vazgeçmemizi gerektirecek kadar önemli olamaz. Sayın Denktaşı, kahraman Denktaşı bu hükümet etkisizleştirdiğini sanıyor, cumhurbaşkanlığından uzaklaşmasını sağlayarak. Onda da yanılıyor. Sayın Denktaş da bir mücadele başlattı. Bu mücadelesini sürdüreceğine inanıyorum. Hükümet yine sanıyor ki Sayın Denktaşı Türk halkı yalnız bırakır
Bırakmayacaktır, bırakmayacağız.
ALEVİLER BU ÜLKENİN ASLİ UNSURLARIDIR
Alevi-Bektaşi kardeşlerimizi azınlık statüsüne indirgemeye çalışıyorlar, dedim. Kimin ne haddine. Alevi-Bektaşi kardeşlerimiz bu ülkenin aslî unsurudur, kurucu unsurudur; laik demokratik Türkiyenin güvencesidir. Bunu başaramazlar.
Kürt kökenli yurttaşlarımızı azınlık statüsüne indirgemeye çalışıyorlar... Bu ülke, Anadolumuz binlerce yıllık tarihiyle geniş bir kültür birikimine sahiptir. Bu topraklarda nice uygarlıklar yaşadı. Onların da birikimleriyle bir büyük kültürel mozaik oluştu bu topraklarda. Bu kültürel zenginliğimizi ayrışma aracı gibi göstermeye çalışanlar yanılıyorlar.
Ama bugünkü hükümet bu konuda da aymazlığına devam ediyor. Ülkemizi Türk kökenli, Kürt kökenli diye bölmeye çalışanlar bilsinler ki, bizim yüreğimizi ikiye bölmeye çalışıyorlar. Bizim yüreğimizi ikiye bölemezler, böldürmeyiz.
Başbakan Erdoğanın sendikalar arasında ayrımcılık yaptığını kaydeden Sezer, hükümete yakın sendikalara üye olunması için diğer sendika üyelerine baskı yapıldığını vurguladı.
TÜRKİYE HER GEÇEN GÜN İRTİFA KAYBEDİYOR
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Gaziantepte düzenlenen Medya İle Buluşma, İktidarı Uyarma ve Uyandırma konulu toplantısının birinci gününde (dün) de Tilmen Otelde medya mensuplarıyla bir araya geldi. Sezer, burada yaptığı açıklamada da, Türkiyenin şu anda çok sıkıntılı bir dönemden geçtiğini söyledi. Hükümetin, olumsuzlukları söylemek isteyenleri susturma yoluna gittiğini ifade eden Sezer, şöyle devam etti:
Ekonomi iyi değil. İşsiz sayısı tarihin en büyük noktasına ulaştı. Tarım kesimi çöktü, küçük esnaf ve sanatkâr kriz dönemlerinde olduğundan çok fazla kepenk kapattı. Dış politika çok başarısız. Kıbrıs elden gidiyor. Sorunlar çok büyük. Çözüm için daha fazla zaman kaybetmeden erken seçime gidilmesi gerekir. Çünkü, Türkiye iki buçuk yıldır iyi yönetilemiyor. Türkiye her geçen gün irtifa kaybediyor.
DSPnin iktidar olduğu dönemde gerek dış politikada, gerekse ekonomik alanda başarılı çalışmalar yaptığını belirten Sezer, DSP, bedelini ödemek pahasına, seçimi değil, ülkenin geleceğini düşünerek çok önemli işlere imza attı. Türkiyeyi 1999 yılında, bugünkülerin yaptığının aksine önkoşulsuz olarak Avrupa Birliğine taşıdı diye ekledi.