6
Mayıs
2024
Pazertesi
GAZİANTEP

Türkiye'de eşi benzeri yok

Bir süre önce Gaziantep’te bir cam müzesi açıldı. Tarihi kalenin karşısındaki sokakta bulunan Medusa Arkeolojik Cam Eserler Müzesi’nde tam 1500 cam eser var. Bu özel müzenin kurucusu, Antep’in tanınmış ailelerinden birinin üyesi olan Füsun İşsever, cam eser koleksiyonunun, Rahmi Koç’un koleksiyonundan sonra ülkemizdeki ikinci büyük koleksiyon olduğu görüşünde.

"Yıllardır tarihi cam eserleri topladık. Kıymeti parayla ölçülemeyecek değerde olan bu eserleri kutularda saklamak yerine herkesle paylaşmak istedik. Eski bir Antep evi alarak restore ettik, bir bölümünü müze haline getirdik. Diğer bölümünü ise kültür ve sanat evi olarak kullanacağız" diyor.

Füsün İşsever (42) iki çocuk annesi bir ev kadını. Üniversitede İngiliz Dili Edebiyatı eğitimi almış ama mesleğini yapmıyor. "Çocuklarım büyürken yanlarında olmayı daha uygun buldum, zaten eşimin maddi durumu benim çalışmamı gerektirmiyordu" diye durumu özetliyor. Avukat olan eşi Kamer İşsever, aynı zamanda Gaziantep’in önde gelen işadamlarından. Plastik çuval ve çelik telli ip, yer döşemeleri üretiyor. 20 yıllık karı kocanın ortak hobileri koleksiyonerlik.

Füsun İşsever "Evlenmeden önce ben eski lambalı radyoları biriktirirdim" diyor. "Kamer de eski para koleksiyonu yapardı. Evlendikten sonra cam objeler biriktirmeye başladık. Bir gün eşim bir mezardan çıkartılan gözyaşı şişesi satın aldı. Koleksiyonumuzun ilk ve bizim için en önemli parçası olan bu küçücük cam şişeye çok para ödemişti. Günlerce karşısına geçip şişeyi seyrettik. Baktık ki ikimiz de cama áşıkmışız."

BİRİKTİRMEYE BAŞLADIK ÇOK KANDIRILDIK

Küçük bir gözyaşı şişesinden müzeye doğru adım adım çoğalan cam eserlerin her birinin bir hikáyesi var. Füsun İşsever cam objelere çok para yatırdıklarını ve çok da kandırıldıklarını anlatıyor: "Eski devirlerde, ölülerin ardından ağlayanların gözyaşlarını biriktirip ölenin mezarına koydukları gözyaşı şişesine ikimiz de aşık olmuştuk. Yüzyıllardır toprak altında kalan şişenin üzerinde oluşan renk değişimi, mavinin, yeşilin, kahverenginin tonları, bizi kendimizden geçirdi. Çevremize haber verdik. Elinde cam olanlar bize getiriyordu. Konuyu tam bilmediğimiz için ilk zamanlar bizi çok kandırdılar. Çok paralar talep ettiler. Tarihi eser kaçakçılığı konusundan korktuğumuz için eşim hemen koleksiyonerlik belgesi için başvuruda bulundu. Ondan sonra rahatladık. Satın aldığımız her parça kayda giriyor, envantere alınıyordu."

ROMA BİLEZİĞİ KIRILDI KOCAM MOSMOR OLDU

İlk başlarda aldıkları cam objeleri, káğıt peçetelere sarıp kadife kutularda saklıyorlardı. Roma devrinden kalan bir bileziğin kırılmasını hiç unutamadılar:

"Yabancı ülkelerden Gaziantep’e gelen misafirlerimiz ve bizim şirketin yetkilileri eve yemeğe geldiler. 16 kişi yemeğimizi neşe içinde yedik. Masa başında sohbet sürüyordu. Ben kahve yapmak için mutfağa gittim. Eşim de bir gün önce satın aldığı eserlerimizi konuklarımıza gösteriyordu. Bu sırada 2-4’ncü yüzyıldan kalma cam bilezik bizim kadın konuklardan birisinin çok ilgisini çekmiş. Peçetelerin içinden çıkartıp eline almış. O sırada bilezik kırılmış. Ben de hiç bir şeyden habersiz ’evet kahveler de geldi’ diye bağırarak içeriye girdim. Kimseden çıt çıkmıyordu. Eşime baktım hiç kıpırdamıyordu. Rengi resmen mosmordu. 5-10 dakika kimse konuşmadı..."

ROMALILARDAN KALMA CAM VİBRATÖR

Gaziantep Medusa Müzesi’nin en ilginç parçalarından biri Romalılardan kalma cam vibratör, diğeri loğusa annelerin sütlerini depoladıkları cam süt pompası. Füsun İşbilir, MS 2-4’ncü yüzyıldan kalma vibratörün, ziyaretçileri çok şaşırttığını söylüyor: "Genellikle ziyaretçilere eserler hakkında bilgileri ben veriyorum. Geçenlerde dört bey geldi. Müzeyi gezdiriyordum. Vibratörün bulunduğu camekanın önüne geldiğimizde adamlardan birisi bu nedir diye sordu. Ne diyeceğimi bilemedim. Camdan kılıç kabzası olabilir, diye geçiştirdim. Genellikle muzırlık olsun diye soruyorlar, önüne geçebilmek için de yanına yazıyla yazdık".

1200 CAM OBJE VAR

Müzenin danışmanlığını, Gaziantep Müzesi’nin eski yöneticisi, arkeolog Fatma Bulgan yapıyor. Binanın iç dekorasyonu da çocukluk arkadaşları Arzu ve Murat Özen’e ait. Füsun İşbilir, müzedeki eserlerin değerlerini açıklamak istemiyor. Hatta sigorta ücretini bile söylemiyor. Bin 200 parça cam eser, 4 ayrı salonda teşhir ediliyor. Ayrı bir bölümde ise sikkeler ve pişmiş topraktan eserler var. Müzenin karşısındaki binada antik mücevher tasarımı, Midyat telkari işleri, üfleme tekniklerinin yapıldığı cam ocağı ve kafeterya bulunuyor. Sabah saat 09.00’da açılan müze, gece 02.00’e kadar hizmet veriyor. Giriş ücreti kişi başına 4 YTL. Öğrencilerden 2 YTL alınıyor.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 15 Ağustos 2008 Cuma 11:41:37
Güncelleme :15 Ağustos 2008 Cuma 18:35:46


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?