6
Mayıs
2024
Pazertesi
GAZİANTEP

Uyku bozuklukları tedavi yöntemleri

Gaziantep Özel Sani Konukoğlu Hastanesi'nde verilen halka açık konferanslar kapsamında, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Çetin tarafından 'Uyku Bozuklukları' konusu anlatıldı.

Vatandaşları sağlık konusunda bilinçlendirmek amacıyla Özel Sani Konukoğlu Hastanesi tarafından düzenlenen konferansların bu seferki konusu 'uyku bozuklukları' oldu. Uyku bozukluklarının sebepleri hakkında vatandaşlara bilgi veren Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Çetin, ''Sabah uyandığında kendisini dinlenmiş hissetmeyen, unutkanlık, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğundan yakınan, son zamanlarda daha çabuk sinirlenen, kolay kilo veremeyen ve tansiyonu kolaylıkla düzenlenemeyenlerin uyku bozukluğu sorunu yaşıyor olabilir. İnsomni (uykusuzluk), hipersomni (aşırı uyku hali), uyku apne sendromu (uykuda solunum durması hastalığı), periyodik bacak hareketleri, parasomni (kabus görme, uyurgezerlik'' gibi sorunların en sık görülen ve uyku merkezinde tedavi edilebilen bir hastalıktır. Horlama, uykuda solunum durması ve gündüz aşırı uykulu hali bu hastalığın belirtileridir'' dedi.

Uyku apne sendromunun şişman ve yaşlı erkeklerde, yumuşak damak ve küçük dili büyük, küçük çeneli ve geniş boyunlu olanlarda, sigara ve alkol kullananlarda, tiroid hormonu yetersizliği yaşayanlarda ve uyku ilacı kullananlarda daha sık görüldüğünü vurgulayan Çetin, ''Polisomnografi (uyku testi), bu hastalığın tanısında altın standarttır. Bu tetkikle beyin dalgaları, kas gerilimi, göz hareketleri, solunum, kan oksijen düzeyi ve horlama kaydedilir. Bir gece hastalar yatırılır ve tüm gece boyunca yapılan test sonucu değerlendirilir. Uykuda solunumun kaç kez durduğu, süresi, kan oksijen seviyesinde düşme olup olmadığı, yatış pozisyonu ve anormal diğer bulgular saptanır. Buna göre hastalığın derecesi belirlenir ve tedavi planlanır. Basit horlama, kilo verme, yüksek yastıkta yatma, alkol alımının azaltılması, sigaranın bırakılması, sırtüstü yatmanın engellenmesi gibi önlemlerle bu hastalık tedavi edilebilir. Uyku apnesi tanısı konulduktan sonra şiddetine göre tedavi yaklaşımı belirlenir. Uyku apne sendromunun derecesi hafifse ve apneye yol açabilecek yapısal bir bozukluk varsa, öncelikle bunlar cerrahi olarak düzeltilmelidir'' diye konuştu.

İlerlemiş uyku apne sendromunda, en etkili ve kesin tedavi yöntemi CPAP (sürekli pozitif basınçlı hava) yöntemi olduğunu ifade eden Çetin,''Uyku boyunca burun etrafına bir maske yerleştirilir. Burun yoluyla devamlı olarak basınçlı hava veren bu alet, üst solunum yolunun açık kalmasını sağlar. Bu tedavi ile horlama ve uykuda solunum durmaları ortadan kalkmaktadır. Aletin uzun süreli kullanımı aynı zamanda çoğunlukla kilolu olan uyku apneli hastaların önemli ölçüde kilo vermesini de sağlar ve böylece alete duyulan ihtiyaç zaman içinde ortadan kalkabilir'' şeklinde konuştu.

Uyku bozukluğu olan kişilerin muhakkak tedavi görmesi gerektiğine dikkat çeken Çetin,''Bu kişiler kendilerini gün içinde yorgun ve uykulu hissederler. Dikkatlerini toplama ve yaptıkları işe karşı konsantre olma yetenekleri azalır. Daha kolay sinirlenirler ve bu kişilerde cinsel istek kaybı görülebilir. Obstrüktif uyku apne sendromu olan kişiler uzun dönemde başta kalp ve beyin damar hastalıkları (kalp krizi ve inme gibi), hipertansiyon, kalp yetmezliği, kalp ritm bozuklukları, depresyon gibi rahatsızlıklar açısından risk taşırlar. Zaman zaman direksiyon başında da uyuyan bu hastaların normal insanlara göre 2 - 3 kat daha fazla trafik kazası yaptığı, yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur." cümlelerini kullandı.

İHA
Yayın Tarihi : 25 Ekim 2008 Cumartesi 20:36:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?