3
Mayıs
2024
Cuma
GAZİANTEP

Mütercim Ahmed Asım


Mütercim Ahmed Asım   (1755-1819)

Mütercim Asım, 1755’te Antep’te doğdu. İlk bilgileri  babası Şer’iye Mahkemesi Başkâtibi Mehmed Cenani Efendi’den aldı. Döneminin tanınmış bilim ve sanat adamlarından da ders aldı. Hoca Necip Abdullah Efendi’yle Kilisli Şair Ruhi Mustafa Efendi bunlar arasındadır. Arapça, Farça  öğrendi. Türkçe, Arapça ve Farsça manzumeler yazdı. Bir ara Antep’te mahkeme kâtipliği yaptı, daha sonra Mehmed Nuri Paşa’nın divan Kâtibi oldu.
1789’da mehmed Nuri paşa’nın idama mahkum edilmesi ve hükümetin Antep’e kuvvet yollaması üzerine, önce Kilis’e sonra da İstanbul’a gitti.
Burada dönemin ve sarayın önde gelen kişileriyle tanıştı. İlişki kurdu. 1891’de başladığı Burhan-ı Kaatı çevirisini altı yılda tamamladı ve Padişah III.Selim’e sundu. Padişah, bu çalışmalarına karşılık Mütercim Asım’a bir ev, medrese rüusu (bilginlik aşaması) ve yüklüce para bağışladı. Ailesini İstanbul’a getirebilmesi için de aylık bağlattı.
Bu ilgiyi çekemeyen Şeyhülislâm Şerifzade Ataullah Efendi, bağlanan aylığı işlemez hale getirdi ve Mütercim Asım’ı gözden düşürmeye çalıştı.
Asım, 1798’de Tufe-i Asım adlı Arapça-Türkçe manzum sözlüğü yazdı. Bunun ardından Siyer-i Halebî’yi Türkçe’ye çevirip III.Selim’e sundu. 1802’de Hac’ca gitti. Dönüşünde ailesini de getirdi.
1805’te Kamûs’u Türkçe’ye çevirmeye başladı. Bundan iki yıl sonra vakanüvisliğe atandı. Kamûs çevirisini 1810’da bitirerek o dönemin Padişahı II.Mahmud’a sundu. Padişah Mütercim Asım’ı bilginlikte bir aşama olan Süleymaniye Müderrisliği’ne yükseltti. Selanik Kadılığına getirdi. Bu üç görevi ölümüne değin sürdürdü (1819).
XVIII-XIX.yy dil çalışmalarına öncülük eden ve önemli katkılarda bulunan Mütercim Asım, tarih çalışmaları ve şairliği ile tanınır. Uzmanlar, Mütercim Asım’ın sözlüklerinin Türk Dilinin anlaşılması ve gelişmesinde büyük katkıları olduğunda birleşmektedirler.
Yazı diline temel olarak konuşma dilini almıştır.Çevirilerinin halk bilimini, inançlarını ve geleneğini ortaya çıkarmada değerli bir kaynak olduğu kabul edilmektedir.
Mütercim Asım, batı kültüründeki gelişmelere, tasavvuf düşüncesini yansıtan ürünlere de eğilmiştir. Gazalî’den çevirdiği İhya-i Ulum bu alandaki çalışmalarından biridir.
Yapıtları: Tebrizli Hüseyin bin Halef’den çecirdiği Burhan-ı kaatı (Kesin Tanık) Farsçadan, Farsçaya bir sözlüktür. Dönemin en önemli yapıtlarından biridir. İçinde genel terimler yanında astronomi, hekimlik, felsefe, tasavvuf, nücum ile ilgili bilgiler de vardır. Asım bu yapıtı çevirirken Farsça aslına bağlı kalmıştır. Sözlüğü başka kaynaklarla karşılaştırarak sağlam bir yapıt ortaya çıkarmıştır. Farsça sözcüklere öz Türkçe karşılıklar göstermiş, bu karşılıkları titizlikle seçmiştir.
Mütercim asım’ın en önemli çevirisi Kamûs, Arapçadan Arapçaya bir sözlüktür. İranlı Yakup Firuabadî hazırlamıştır.Asım, yapıtı Türkçe’ye çevirirken, Arapça aslını olduğu gibi aktarmamış, başka kaynaklardan yararlanarak maddelere önemli katkılarda bulunmuştur.Metinde tartışmalı bir konu varsa, yazarın ve kendisinin düşüncelerini birlikte vermiştir.
Tuhfe-i Asım (Asım’ın Armağanı) Arapça-Türkçe manzum bir sözlüktür. O dönemde gençlerin ezberlemesi için yazılan manzum sözlüklerin çoğu “tufe (Armağan” olarak adlandırılırdı. Tuhfe-i Asım da bu amaçla yazıldığından anlamı açıklanan sözcükler, mazumelerde geçmektedir. Aranan sözcüğün bulunması ve bu nedenle güçtür. Yapıttaki bölümlerden her biri ayrı vezindedir; aruzun 19 vezni de kullanılmıştır.
Asım’ın bunlar dışında iki ciltlik bir Asım Tarihi; Hz.Muhammed’in yaşamı, savaşlarını konu alan Halepli İbrahim Efendi’den çevirdiği Terceme-i Siyer-i Halebî adlı bir yapıtı; Fransızların Mısır’a girişlerine ilişkin olayları konu alan Muzhirü’t-Takdîs bi Hurûci Taifeti’l Fransis adlı bir çevirisi; dinsel bilgiler ve inanışları konu alan Merahu’l-Maâli fi Şerh-i Kasideti’l –Emâli adlı bir kaside çevirisi vardır. Divan tarzında yazdığı şiirleri toplanmamıştır. Bir bölümü Beyazıt Kitaplığındaki  bir kitapçıkta kayıtlıdır.
Mütercim Asım’ın Kamûs çevirisinde yer alan, Türkçe ya da yerel dilde karşılıklar gösterdiği sözcüklere birkaç örnek:
Er-rie:Canlı kısmının nefes ve rih (yel) ve hava mevzıına denir ki akciğerdir.Fariside şüş, Türkîde öyken derler.
El-cemre: Bir dane ateş koruna denir ki köz tâbir olunur.
El-fetem: Ceviz içi fasit olmak (bozulmak) mânasınadır ki taşra Türkîsinde kakırcamak tabir olunur.
El-akabe: Dağlarda veya kayalarda olan hudaî (kendiliğinden) oyma çukura denir ki anda su irkilir. Bazı diyarlarda kak tabir olunur.
Vekilinize soru sormak/sorununuzu iletmek ister misiniz?
Sorular/Cevaplar