4
Mayıs
2024
Cumartesi
YAŞAM

Sekiz Mart Dünya Kadınlar Günü

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nden habersiz olan Güneydoğulu kadınlar, günlerini tarlada çalışıyor. Kadınlar, "Kadınlar Günü"nün kendileri için anlamsız olduğunu belirtti.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Şanlıurfa Mehmet Akif İlköğretim Okulu öğretmenleri, Eyyübiye Mahallesi'nde gezerek kadınlara karanfil dağıttı. Öğretmenler, sokak sokak dolaşarak kadınlara "8 Mart size neyi hatırlatıyor?" sorusunu yöneltti. Bazı kadınlar "Kadınlar Günü"nü, "Anneler Günü" ile karıştırdı. Kadınların büyük çoğunluğu, 8 Mart'ın "Kadınlar Günü olduğunu; ancak bu günün kendileri için anlamsız olduğunu belirtti. Birçok kadın bu anlamlı günün kendileri için bir önem taşımadığını kaydederek, "Bizim ne fotoğrafımızı ne de görüntülerimizi çekin. Eşlerimiz kabul etmez. En iyisi biz bu akşam elektrikleri keselim de eşlerimiz bizi izlemesin" dedi.

8 Mart'ın kendileri için sıradan bir gün olduğunu dile getiren kadınlar, "Bizim için 8 Mart Kadınlar Günü veya Medeni Kanun önemli değil. Biz kendimizi bildik bileli tarlada ırgat, evde de anne olarak gördük, bu böyle sürecek" diye dert yandı.

Öte yandan, Şanlıurfa'da kadınların bir çoğunun akraba evliliği ve berdel usulü evlilik yaptığı, çok fazla erkek çocuk doğurmanın hala övünç meselesi olarak kabul edildiği bildirildi.
GAP Bölgesi Kalkınma İdaresi'nin yaptığı araştırmaya göre, bölgede kadınların en geç 17 yaşında evinden ayrıldığı, birçoğunun hala dini nikahla evlendiği, kızların yüzde 60-70'i için başlık parası alındığı, akraba evliliği ve "berdel usulü" evliliğin geleneğinin hala yaşadığı ifade edildi.

Güneydoğu'da kadınlığını yaşayamadığını belirten bir kadın, "Güneydoğu'nun kırsal kesiminde yaşayan bayanların çoğu evleneceği kişiyi kendisi seçemez. Ailede söz sahibi, babanın yanında aşiret reisidir. Kadınların çoğu kendi başına ilçeye gidemez ve burada alışveriş yapamaz. Kocasından izinsiz kesinlikle veresiye alışveriş yapamaz. Dayak olayına karşı çıkamaz. Şikayet etmesi bile ayıptır.

Kocasının bilgisi dışında arkadaşlarına ve akrabalarına ne hediye verebilir ne de alabilir. Onları ziyarete giderken bile kocasından izin almak zorundadır. En duygusal acı anlarda bile toplumda eşine sarılamaz. Seçimlerde kocasının düşüncesine aykırı oy kullanamaz. Arkadaşlarına ve akrabalarına mektup yazarken zarfın üstüne kendi ismini yazamaz. Doğan çocuğuna isim vermede ısrarcı olamaz. İsmi koca verir. Eşini anne ve babasının yanında ismiyle çağıramaz. Eğer yeni gelin ise hiç konuşmaz. Evde kocasının yanında çiklet çiğnemesi son derece ayıp ve edepsizlik olarak görülür. Ben de bir Güneydoğu kadınıyım. Biz büyüklerimizden böyle gördük ve böyle yapıyoruz" diye konuştu.

.
Yayın Tarihi : 8 Mart 2006 Çarşamba 13:33:59
Güncelleme :8 Mart 2006 Çarşamba 14:22:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?