6
Mayıs
2024
Pazertesi
ÇANKIRI

Çankırı da AB'ye girecek mi?

Hükümetimizin Türkiye'yi Avrupa Birliği'nin kapısına getirmesi önemli ve başarılı bir çalışmadır, takdir ediyoruz.

Ancak Türkiye'yi AB sürecine götüren AB'li yetkililer gibi bizim idarecilerimiz ve basınımız da bu yolun biraz etnik politika açısından Diyarbakır'dan ve doğudan ve bununla birlikte dışa açık yüzümüz olan İzmir'den İstanbul'dan geçtiğine inanmaktadırlar.

Peki sayın idarecilerimiz ve AB yetkilileri başkente 120 km. mesafedeki bir ilde yaşayan insanları hiç düşündüler mi? Evet Çankırı'dan bahsediyorum. Çankırı halkı ve -kalkınamamış yapısıyla- şehir ekonomisi Avrupa Birliği'ne girmeye ne derece hazırdır. Kanımca bu sorgulanması geç kalmış bir konudur.

Çankırı bin yıllık bir yerleşim yeri olmasına rağmen bugün insanların iş için başka şehirlere sürekli göç verdiği talihsiz bir ildir. Uzun yıllar bütçeden hak ettiği payı alamamış ve kamu yatırımlarından yeterince istifade edememiştir. İstihdam için ne kamu ne özel sektör arzulanan ölçekte bugüne kadar yatırım gerçekleştirememiştir.

Gelir düzeyi 1500 doların altında kaldığı için son Teşvik Yasası'ndan (5084) yararlanmış ancak bu da yetersiz kalmıştır. Oysaki Sayın Vali Öner'in ifadesiyle Çankırı dışında 1.7 milyon hemşehrimiz yaşıyor. Halen ne o nüfus geri çekilebilmiş ne de yeni yatırımcı arzulanan ölçüde yatırım yapmıştır. 

Şehrin kalkınmasında bir lokomotif olacağına inanılan "Çankırı Üniversitesi" ise halen bir hayal olarak kalmaktadır. Ancak Çankırı tek parti iktidarındaki Meclis'e tüm milletvekillerini göndermek suretiyle hem üniversite kurulması hem de kamu yatırımları konusunda önemli sonuçlar almayı hak etmişken neden hala KÖY (Kalkınmakta Öncelikli Yöre) hükmünde yaşamaya mahkum bırakılmaktadır?

Hayat standardına bağlı olarak şehirde kültür de gelişmekte zorluk çekmektedir. Var olan MEB kitabevi de kapandıktan sonra kalan üç beş kitapçı bu işi tali bir alan olarak icra etmektedirler. Şehirde son bir yılda yapılan birkaç sempozyum, festival, Çankırı için serbest düşüncenin oluştuğu internet siteleri gibi çalışmalarla kültür alanında kıpırdanmalar olmakta, halkın bilinç düzeyi artmaktadır. Ancak toplumsal gelişimde bunun yeterli olamadığı açıktır.

İstatistiklere ve detaylara girmek istemiyorum, ama hükümet olarak Avrupa Birliği'ne girmek için insan hakları konusunda adım atmamız gerekiyorsa ilk olarak başkentin yanıbaşında bulunan Çankırı halkına da modern dünyanın icaplarına uygun yaşamayı temin etmeliyiz. Avrupa Birliği bizleri metropollerde yaşamaya zorlamıyor zannederim. Bunun için acilen küçük şehirler için politikalar gözden geçirilmeli, yeni stratejiler oluşturulmalıdır. Bu şehrin insanı Avrupalı olmadan önce iş istiyor, kamu yatırımları ve üniversite istiyor. Yaşanabilir şehir, mahsul alabileceği köy istiyor. Özel sektörün cezbedilebilmesi için gerekenin yapılmasını istiyor.

Bunun için yapılması gereken ilk iş Çankırı'ya özgü, bu bölgeye özel tarım ve sanayide yeni teşvik unsurları sağlamak olmalıdır. Sayın Bakan Tüzmen'in ifadesiyle "Çankırı imajını satmak lazım. Satmak için de pazarlama lazım." Peki bunu kim yapacak?

Saygılarımla, Ahmet GÜLŞEN

cansaati.org/Ahmet GÜLŞEN
Yayın Tarihi : 7 Şubat 2008 Perşembe 13:38:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
furkan IP: 85.99.132.xxx Tarih : 8.02.2008 19:29:12

sayın bülent tüzmen bey siz o kadar laf ediyorsunuz çankırı abye giremez diyorsunuz o zaman bir şeyler yapmanız gerekiyor konuşmakla bu işler bitmiyor bence çok ayıp ettiniz bu çankırı halkından özür dilemeniz gerekiyor ben de çankırının kurşunlu ilçesine bağlı eskiahir köyündenim bu köyün nüfusu 150 iken 15e düştü bu köyün geçmişi de çok değerli ne şehitler ne yiğitler gördü bu köyün adı da eskiahir bu köy bir ağanın ahiriymiş hemde eskiymiş böyle düşünmeniz bence çok yanlış