Çin ve Hindistan'da pirinç yerine et tüketildiğini söyleyen Bayraktar, gelir seviyesinin yükseldiği bu ülkelerde yaşam standartlarının da arttığını, dolayısıyla gıda alışkanlıklarının değiştiğini kaydetti.

Üreticinin banka borçlarının 8 katrilyon olduğunu dile getirerek bu borçlarının yapılandırılması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, ''Dünyada özellikle Rusya'da Ukrayna'da, Kazakistan'da ve son günlerde Pakistan'da, 23 milyon ton civarında kadar buğday üretiliyor, ama buğday alanları sular altında. Dolayısıyla dünyaya ihracat yapan bir ülkede az da olsa bir yavaşlama söz konusu. Çünkü üretimi düşmüş olacak. Dolayısıyla bu ülkelerde meydana gelen üretimdeki düşmeler dünya buğday piyasalarını

hareketlendirdi. Maalesef bu da ürünlerle borsa gibi oynayanlara, yani küresel sermayeye yaradı. Çünkü çiftçi elindeki malı satıyor. Elindeki malı sattıktan sonra bunu alan küresel sermaye bunu stokluyor ve dünyadaki gelişmeleri takip ederek piyasaya arz ediyor. İşte bugün bu hadiseleri takip ediyorlar ve piyasaya arzı yavaşlattılar. Dolayısıyla Türkiye'deki fiyatların da biraz yükselmesi bununla alakalı'' şeklinde konuştu.

Türkiye'deki ekim alanlarından bu yıl 19 milyon ton buğday ürünü beklenildiğini söyleyen Bayraktar, TMO'nun deposunda 2,2 milyon ton buğday stokunun bulunduğunu belirtti.

Küresel sermayenin fiyatlarını artık meteorolojinin belirlediğini söyleyen Bayraktar, ''Dünyada tarım ürünlerinin fiyatlarını meteoroloji tespit ediyor. Yani hava durumu vay çok yağış var, don oldu, dolu oldu, çok sıcak var gibi meteorolojik bilgiler bugün ürün fiyatlarını değerlendirilir hale geldi. Şimdi çok enteresandır. Geçen günlerde haberlerde Arjantin'de ve Avrupa Birliği'ndeki (AB) ülkelerde aşırı yağış var. Buğday fiyatları yükselecek diye bir haber vardı. Yine hava durumuna bağlı o zaman bu

fiyatlarla aşırı oynama birçok ülkeye zarar verecek. Biz dikkatli olmazsak bize de zarar verecek. Buradan tabii üreticimizin para kazanması mümkün değildir. Üreticimizin mal stoklama şansı yoktur. Dolayısıyla bize imkan sağlanmalı. Üreticimize imkan sağlandığında Türkiye'de üreticimiz batıda yağlı tohumları da, endüstri bitkilerini de, meyve ve sebzeyi de, eti de, süte de yeterli ölçüde Türk insanın hizmetine sunacaktır. Ama bu yeterli değildir. Hedefimiz 100 milyonluk bir Türkiye'yi beslemektir" diye konuştu.

Siyasilerin ve kurumların tarım politikaları konusunda özeleştiri yapması gerektiğini bildiren Bayraktar, ''Türk tarımının içinde bulunduğu durumu sorgularken, biraz da Türkiye'deki kurum ve kuruluşlarda tarım konusunda öz eleştiri yapmak zorunda. Bakın şimdi, siyaset kurumu öz eleştiri yapmak zorunda, bürokrat kesimi öz eleştiri yapmak zorunda, bizim gibi meslek kuruluşları da öz eleştiri yapmak zorunda. Neleri doğru yaptık, bu sektör için neleri doğru yapamadık, neleri eksik bıraktık, bu öz eleştiri

yapmamız lazım. Bunu yaptığımızda yanlışlarımızı buluruz. Sektörle alakalı doğru işler yaparız. Doğru tespitlerde bulunuruz. Doğru tarım politikaları uygularız ve tarım sektörünü şaha kaldırırız. Ben bu konuda çok iddialıyım'' ifadelediri kullandı.

İHA

Yayın Tarihi : 3 Eylül 2010 Cuma 11:18:04

Güncelleme :7 Eylül 2010 Salı 18:11:00