Kayseri’de, kendisine ait olan atölyede altın işlemesi yapan Hamdi Doğançay, işlediği altından çıkan tozların külçe altına dönüştürüldüğünü ifade etti.

28 yıldır altın işlemeciliği yapan Hamdi Doğançay, işlenilen altından çıkan tozların geri dönüşümü yapıldığını söyledi. Altının kıymetli olduğu kadar altın tozunun da kıymetli olduğunu belirten Doğançay, atölyenin her yerinde bir servetin yattığını söyleyerek, her tozun büyük bir değeri olduğunu ifade etti.

Altın işleme mesleğini bir yakınının yönlendirmesiyle seçtiğini belirten Doğançay, “Aşağı yukarı 28 seneden beri bu mesleği yapıyorum. Kayseri’de çocuklar okumadığı zaman genelde esnafa yönlendirilir. Ben o zaman bir büyüğümüzün tavsiyesiyle ustamın yanında işe başladım ve bu seneye kadar geldim” dedi.

Doğançay, altının işlenmesi sırasında ortaya çıkan tozlardan bahsederek, “Müşterilerden yani esnaftan gelen altınları hammadde dediğimiz külçe veyahut hurda bilezikleri ilk önce ‘pota’ dediğimiz altın ocaklarında eritiyoruz. Erittikten sonra müşterinin vermiş olduğu sipariş çeşidine göre işleme yapıyoruz. Bu işlemler esnasında erimede olsun veya silindir de dediğimiz kıvama getirme makinesinde bu arada belli bir kayıp da oluşuyor. Kayıpları da daha sonra ‘hadde’ dediğimiz tellerin yoğunlaşması için makinelerden çekiyoruz ve işlemesini yapıyoruz. Bütün bu işlemler esnasında mutlaka fireler oluyor. Bu kaybolan fire dediğimiz altınları da sene sonunda bu işi yapan ‘ramantçı’ dediğimiz atölyelere göndererek toprakla karışmış olan altını ayrıştırıyoruz. Hepsi olmasa da belli kısmını elde edebiliyoruz.

Toprağı asit veya kimyasallarla altın eritme ocakları var. Bunların analizini yapıp altını çıkartabiliyorlar. Hepsi çıkmıyor ama yüzde 70 oranını geri kazanabiliyoruz” şeklinde konuştu.

Her ufak bir atölyede, altın tozundan 150-200 gram altın elde edildiğini belirten Doğançay, “Atölyelerin üretmiş olduğu imalat kilosuna göre gram yükselebilir. Kiloya kadar da gidebilir. Fiyat olarak ufak atölyelerde en düşük 15 - 20 bin lira civarında bir rakam geri dönüşüm olabilir” diye konuştu.

Altın tozuyla teması kesmek için demirden ızgaraların kullanıldığını söyleyen Doğançay, yere dökülen altın tozlarının üzerine basılmaması gerektiğini ve altın tozunu sene sonunda süpürülerek ayrıştırılmak üzere ‘ramantçıya’ gönderildiğini sözlerine ekledi.