3
Mayıs
2024
Cuma
KAYSERİ

Dışişleri Bakanı Gül Kayseri'de

17 Aralık’ta toplanacak olan AB Konseyi’nin en doğru kararı vereceğini dile getiren Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül, "Bu süreç içerisinde Türkiye’de çok büyük değişiklikler olacak. Kamuoyunun bunu bilmesi gerekir. Müzakereler başlayınca durulup beklenmeyecek, bu süre içinde Türkiye’de ulaşımdan alt yapıya, sağlıktan içme suyuna kadar her şey AB standartlarına getirilecek. Türkiye’ye çok büyük yabancı sermaye bekliyoruz. Hükümetimiz de 2 yıl içerisinde Türkiye’yi bu noktaya getirmekten büyük onur duymaktadır" dedi. Irak’ta yapılacak seçimlere de değinen Bakan Gül, "Bu seçimi destekliyoruz. Seçimle ilgili ne gerekiyorsa, Türkiye olarak Irak’a her türlü yardıma hazırız. Kuzey Irak meselesi bitmiştir. Artık bütün bir Irak vardır" şeklinde konuştu

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Sabancı Holding’e ait Çimsa Çimento Fabrikası’nda yeni kurulacak fabrikanın temelini atmak ve bazı incelemelerde bulunmak üzere memleketi Kayseri’ye İçişleri Bakanlığı’na ait helikopterle geldi. Kayseri Valisi Nihat Canpolat, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, AK Parti Kayseri Milletvekilleri Taner Yıldız, Mustafa Elitaş, Niyazi Özcan tarafından karşılanan Gül, havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Türkiye’nin AB İlerleme Raporu’nun onaylanmasının ardından, tam üyelik müzakerelerine başlaması gerektiğini söyleyen Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, "25 ülke tarafından oluşturulan konseyin, bu rapor doğrultusunda müzakere kararını alması bekleniyor" dedi. Gül, raporun tavsiye niteliğinde olduğunu hatırlatarak, "Bu komisyon tavsiyesidir. Aralık’ta toplanacak olan konsey devlet başkanları ve başbakanlardan meydana gelmektedir. Bilindiği gibi 25 ülkenin önemli bir kısmı Türkiye’yi desteklediklerini zaten çok önceden açıklamışlardı. Her halükarda biz Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakerelerinin başlamasını istiyoruz demişlerdi. Hatta rapor ne olursa olsun, rapor olumsuz bile olsa bildiğiniz gibi konsey olumlu karar alabilir. O açıdan, bu üyelerin büyük bir kısmı Türkiye’ye her halükarda destek verdiklerini söylemişlerdi. İkinci bir grup ülke ise, konsey raporuna göre hareket edeceklerini, komisyonun tavsiyesine uyacaklarını, dolayısıyla komisyonu beklemek gerektiğini söylemişlerdi. Çünkü, komisyon raporuyla siyasi kriterler gerçekleşiyor mu gerçekleşmiyor mu? Yani Türkiye’de Avrupa’daki gibi bir demokrasi var mı, yok mu? Avrupa’da olduğu gibi insan hakları standartları gerçekleşmiş mi, gerçekleşmemiş mi? Serbest pazar ekonomisi var mı, yok mu? Raporlar bunlara baktı ve neticede Türkiye’de tüm bunların gerçekleştirildiğini tespit etti. Açıkça raporda ’Türkiye Kopenhag Siyasi Kriterleri’ni gerçekleştirmiştir, bundan dolayı biz de Türkiye’nin tam üyelik müzakerelerinin başlamasını sizlere tavsiye ediyoruz’ dediler. Dolayısıyla bunu bekleyen ülkelerin de cevabı ortaya çıkmış oldu. İnanıyoruz ki 17 Aralık’ta toplanacak Avrupa Konseyi doğru bir karar verecektir" şeklinde konuştu.

"MÜZAKERE SÜRECİ UZUN OLABİLİR"

2002 yılında Kopenhag’da ve sonraki zirvelerde kararlaştırdığı gibi vakit geçirilmeden Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlanacağının ümit edildiğini söyleyen Gül, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Buna şüphemiz yok. Bu süre içerisinde yapılacak, çalışılacak hususlar vardır. İnanıyoruz ki, müzakere kararı alınınca Lüksemburg’un dönem başkanlığında hükümetler arası konferans toplanacak. Resmi açılış yapılacak ve Türkiye’de müzakereler başlamış olacak. Bu süreç uzun bir süreç olacaktır, bunu herkes biliyor. Diğer ülkeler nasıl olmuş diye baktığımızda bugün Avrupa Birliği’nin lokomotif ülkelerinden, en güçlü ülkelerinden İngiltere 12 yılda müzakereleri tamamlamış. Diğer ülkelerin de uzun yıllar almış. Bizimki de böyle olacaktır. Bu süreç içerisinde Türkiye’de çok büyük değişiklikler olacak. Kamuoyunun da bunu bilmesi gerekir. Müzakereler başlayınca durulup beklenmeyecek. Müzakere süreci içerisinde Türkiye’de çok büyük değişiklikler olacak. Türkiye’de ulaşımdan alt yapıya, sağlıktan içme suyuna kadar her şey AB standartlarına getirilecek. Dolayısıyla çok büyük işler yapılacak. Türkiye’ye çok büyük yabancı sermaye bekliyoruz. Ülkelere, müzakereler başlandıktan sonra esas yabancı sermaye akımı olmuş. Macaristan, Portekiz ve Yunanistan’da da hep böyle olmuş. Yani tam üyelik gerçekleşmeden önce ülkeye yabancı sermaye gelmiş. Yabancı sermayenin gelmesi yatırım demektir. Yatırım da kalkınmanın ivme kazanması demektir. O açıdan tarihi bir olay diyoruz. İnanıyoruz ki önümüzdeki süreçte de böyle devam eder. Hükümetimiz de 2 yıl içerisinde Türkiye’yi bu noktaya getirmekten büyük onur duymaktadır. Avrupa’nın siyasi ikliminin nasıl olacağını tahmin etmek biraz zordur. Bundan sonra yapılacak işleri yine hep beraber yapmaya devam edeceğiz."

"SEÇİMLERDE IRAK’A HER TÜRLÜ DESTEĞE HAZIRIZ"

Gazetecilerin Irak’ta yapılacak seçimlere ilişkin sorusuna ilişkin sorularına ise Dışişleri Bakanı Gül, "Seçimlerde Irak’ın neresinde kim yaşıyorsa istediği listeye oy verebilir. Bir Şii, bir Türkmen veya bir Kürt farklı bölgelerde yaşasa da, istediği şekilde oyunu kullanabilir. Güvenlik şartları zor olduğu için bazı sıkıntılar yaşanabilir bu seçimde. Ama seçimin yapılması çok önemli bir gelişmedir. Bu seçimi biz destekliyoruz. Seçimle ilgili ne gerekiyorsa, Türkiye olarak Irak’a her türlü yardıma hazırız. Bunları da daha önce ilgili makamlara ilettik. Önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelecek olan Barzani, Irak’taki siyasi liderlerden biridir. Konuya Kuzey Irak olarak bakmamamız gerekir. Kuzey Irak meselesi bitmiştir. Artık bütün bir Irak vardır. Pazartesi günü Türkiye’ye gelecek olan Barzani ile Irak’ın geleceğiyle ilgili çok önemli şeyler konuşacağız. Irak’ın istikrara kavuşmasının önünde gördüğümüz tehlikeleri çok açık ve net bir şekilde konuşma imkanı bulacağız" şeklinde konuştu.

iha kayseri
Yayın Tarihi : 9 Ekim 2004 Cumartesi 13:48:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?