Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, bazı incelemelerde bulunmak ve çeşitli açılışlara katılmak üzere memleketi Kayseriye geldi.
Eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte memleketi Kayseriye helikopterle gelen Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül, Erkilet Havaalanında Vali Nihat Canpolat, daire müdürleri ve çok sayıda partili tarafından karşılandı.
Havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül, Almanya ve Fransada polisin göstericilere şiddet uygulamasıyla ilgili yöneltilen bir soruyu, "Bunlar dünyanın her tarafında olur. Türkiyede zaman zaman olduğunda üzüntü duyuyoruz. Ama bunlar Avrupa Birliğine (AB) tam üye olan ülkelerde de olmuştur. Bu konularda hiçbir ülke sıfır garanti veremez. Burada önemli olan tek şey; istenmeyen bir olay cereyan ettiğinde bunun üstüne gidilip gidilmediği, gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı, suçluların ortaya çıkarılıp çıkarılmadığıdır. Yoksa Türkiyede geçen günlerde görülen bir olayın benzerine Avrupada da çok rastlanır; hatta Amerikada da, dünyanın her yerinde de. Aslolan, olayları ortaya çıkaran, yanlış iş yapanlarla ilgili tedbir alınıp alınmaması, onlarla ilgili soruşturma açılıp açılmamasıdır. Bizde bir şey olduğunda yer gök inliyor, bunu biraz da kendimiz yapıyoruz. Halkın da moralini bozuyoruz, kendi psikolojimizi de alt üst ediyoruz. Bunlar doğru değildir" şeklinde yanıtladı.
Dışişleri Bakanı Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Yunanistan ile ilgili açıklamalarını da değerlendirerek, "Sayın Başbakan bu konuda ne kadar iyi niyetli oluğumuzu, onlara ne kadar iyi niyetle baktığımızı söyledi. Eğer aynı iyi niyet karşılıklı olarak ortaya çıkarsa muhakkak gelişme olur. Başbakan Erdoğanın ortaya koyduğu şey; Türkiye iyi niyetlidir. Komşularıyla bölgede istikrarı desteklemektedir. Türkiye bütün komşularıyla işbirliğine açık bir ülkedir. Ama muhakkak ki bu işler tek taraflı olmaz. Bu bakımdan ümit ediyoruz ki, aynı yapıcı tutum ve yaklaşım, komşular tarafından da gösterilir ve bu konularda mesafe alınır" dedi.
TÜRKİYEYE YATIRIMCI AKINI
Son günlerde yabancı ülkelerden gelen dev şirketlerin Türkiyeye yatırım için adeta hücum ettiğine dikkati çeken Dışişleri Bakanı, "Bu günlerde Ankara ve İstanbuldaki gelişmelere bir göz atarsanız, herkesin gururlanması gerekir. Dünyanın en büyük şirketleri, içlerinde bazılarının ülkelerinin milli gelirleri toplamından da büyük ciroları bulunuyor, Türkiyeye akın akın geliyor. Dünyanın en zengin büyük şirketleri Türkiyeye yatırım yapmak için adeta hücum halinde. Başbakanımızın bugün yapacağı toplantı çok önemlidir. İstanbulda biraraya gelen şirketlerin cirolarını alt alta koyup toplasanız, birkaç ülkenin tüm gelir ve üretimlerinin birkaç mislidir. Türkiye cazip hale geliyor. Yatırımların artacağı Türkiye, dünyanın gözü önünde bulunursa bunu herkes o zaman anlar" diye konuştu.
Açıklamasında, önümüzdeki günlerde Almanya Başbakanı Gerhard Schröderin Türkiyeye 600 işadamı ve sanayicilerden oluşan bir heyetle geleceğine de işaret eden Gül, şunları dile getirdi:
"Bunların bir kısmı Almanyadaki Türk işadamları, onların da arasında bulunduğu 600 büyük işadamıyla birlikte geliyorlar. Bunlar Türkiyeye niye geliyor; yatırım için, Türkiye ile işbirliği yapmak için. Dolayısıyla Türkiyede işadamlarıyla ortaklıklar kurmak için geliyorlar. Bunların hepsi çok büyük ve Türkiyenin yıllarca hasretini çektiği gelişmelerdir. Bakınız, Türkiye, 59. AK Parti hükümeti sayesinde bu noktalara ulaşmıştır. 17 Aralıktan bugüne gelindiğinde devletin mallarının, TÜPRAŞın değeri arttı, Telekomun değeri arttı, özelleştirmek istediğimiz tüm kurumları değer kazandı. Geçen sene değerleri 1 ise bu sene 3 oldu. Rakamlar ortada. Sadece devletin malları değil, özel sektörün, işadamlarının, vatandaşların da mal mülklerinin değeri artmıştır. Özel bankalara bakınız, geçen sene satalım denince müşteri çıkmayan bankalar, bu sene 3-4 misline satıldı. Geçen sene yabancı şirket ortağı gelmezken, bu sene yabancı şirketler ortaklık için yatırım için yarışıyor. Tüm bunlar Türkiyede yıllardır arzu edilen; ama yıllardır gerçekleşemeyen sahnelerdir. Bu şundan dolayı oluyor; büyük bir güven var. Ülkenin geleceğini herkes güvenli görüyor. Daha iyimser görüyor. Herkes araştırma ve anketler yapıyor, yabancısı da yerlisi de araştırma yapıyor, ortaya çıkan bir gerçek var ki; o da Türkiyenin geleceğinin parlak olduğudur."