3
Mayıs
2024
Cuma
KAYSERİ

Kişiliğini yitirmiş şehir

Ticaret veya herhangi bir zanaat işini beceremedikleri zaman çocuklarını, "Bu çocuk adam olmaz" diye okula gönderen Kayseri insanı, gerçekten mucizevi bir şekilde kalkınmış. Kayseri şehri 10 kat, belki 20 kat büyümüş.

Çok güzel parklar yapılmış, çok güzel bulvarlar açılmış. Hatta, Hilton oteli bile açılmış. Modernleşmiş.

Ama şark usulü bir modernleşme !

Buram buram tarih kokması gereken bu şehire yazık olmuş !

Bu şehir kişiliğini yitirmiş !

Bu benim bir gezgin olarak düşündüklerim. Çünkü ben 30 sene önceki Kayseri şehrini de biliyorum.

Dünyanın hiçbir medeni ülkesinin, eski şehir merkezlerinde modern mimari üslupta yapılmış Hilton yoktur.

Dünyanın hiçbir medeni ülkesinin, eski şehir merkezlerinde, park ve bulvar yapılsın diye tarihi binalar yıkılmaz.

Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, 'İç Kale' gibi tarihi bir yapı işportacılar çarşısına dönüştürülemez.

Dünyanın tüm medeni ülkelerinde, eski şehir merkezleri olduğu gibi restore edilerek muhafaza edilir.

Sonrada bu alanlar ve aralardaki avuç içi kadar meydanlar, bilhassa burası eski Yahudi mahallesi diye turizme satılırlar.

Çünkü; insanlar şehirlerin eski mimari dokusunu görmek, yaşamak ve hislenmek için turizm yaparlar.

Kimse dünyanın her tarafında binlercesi bulunan beton yığınlarını görmek için yola çıkmaz.

Kayseri’de eski Ermeni mahalleside yıkılmış. Yıkılma değil TALAN ! Kayseri’de bir kültür yok edilmiş.

30 sene önce Rahmetli Kemal Elker ağabeyimle gezdiğim, hayran kaldığımız bir açık hava müzesi olması gereken bir muhit.

Devrinin en güzel mimarisi ile, taş işçiliğinin en güzel örnekleri ile , büyük sütunları ile, yaz sıcağını yok eden avluları ile o güzelim evler yok edilmiş.

Arta kalan o harika taşlar da, Antalya, Bodrum, Marmaris ve İstanbul gibi yerlere tanesi bir milyon liradan satılıyor.

Kayseri’liler büyük iş adamları yetiştirmişler, Kayseri’liler zengin iş adamları yetiştirmişler.

Ama Kayseri’liler böyle bir yeri yıkarsanız “kendimi yakarım” diyebilen bir kültür adamı yetiştirememişler.

1800 lü yıllarda Londra belediyesinin , Londra’daki elektrik direklerini değiştirmeye karar vermesi üzerine, kendisini elektrik direğine zincirleyen Londralıyı hatırlamamak mümkün mü ?

Ülkemizin Sembol isimlerinden rahmetli Vehbi Koç; milyonlarca dolar vererek, Sarıyer Büyükdere’de harabe halindeki tarihi bir binayı satın alır. Yine milyonlarca dolar ödeyerek restore ettirir. Harcadıklarından çok daha fazlasını da harcayarak rahmetli eşi 'Sadberg Hanım' adına müze haline getirir.

1980 li yıllarda bu müzeyi sıra halinde gezerken önümüzde de giyimleri kuşamları ile çok zengin oldukları her hallerinden belli olan bir aile vardı.

Çıkış yerine geldiğimizde ziyaretçilerin intibalarını yazmaları için konulan deftere bu ailenin neler yazdığını merak ettiğimden özellikle baktım.

Yazı aynen şöyle idi: “ZENGİNLİĞİN NE DEMEK OLDUĞUNU , MÜZENİZİ GEZDİKTEN SONRA ANLAYABİLDİM. KOÇ AİLESİNE ŞÜKRANLARIMLA”

KAYSERİLİ ZENGİNLERİMİZİN DİKKATİNE !

Yayın Tarihi : 28 Mayıs 2003 Çarşamba 00:00:02
Güncelleme :18 Ocak 2004 Pazar 15:05:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?