21
Mayıs
2024
Salı
KÜLTÜR/SANAT

Hatipoğlu konferansına büyük ilgi

Kırıkkale Müftülüğü'nün yıllık kültürel faaliyetleri kapsamında "Hz. Peygamberi Anlamak" konulu konferans düzenledi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Doç. Dr. Nihat Hatipoğlu, insanın sevdiği ile beraber olduğunu belirtti.

Kırıkkale Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve din görevlisi Cihan Türker'in Kuran'ı Kerim okumasıyla başlayan etkinlikte İl Müftü Yardımcısı Bilal Kara, bir konuşma yaptı. Kara, "İnsanların insanlığını kaybettiği zulme, zalimliğe el verdiği, insanların güzelliğe, merhamete susadığı bir zamanda, Allah'ın 'Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik' diye buyurduğu Peygamberi anlamak ve yaşamak, kendimize örnek almak için bu konuyu seçtik" dedi.

Kadınların da büyük ilgi gösterdiği, çok kişinin ayakta kaldığı konferans da konuşan Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Doç. Dr. Nihat Hatipoğlu, Hz. Muhammed'in sevgisinden dolayı konferansa bu kadar büyük ilgi gösterildiğini ifade ederek, "O'nu sevin ki gönüller rahmet dolsun. Ben televizyonda program yaptığımda o kadar insan aradıki şaşırırsınız. Bunların arasında tanınmış kişiler de var. Bu kişiler 'Gerçekten bizim dinimiz böyle mi?, Gerçekten Hz. Muhammed bu kadar büyük mü?' sorularını sordular" diye konuştu.

Hatipoğlu, konuşmasında şunları söyledi:
"Hz. Ayşe, ipliği iğnenin deliğinden geçirmek istemiş. Ancak oda o kadar karanlıkmış ki insanın insanı görmesi çok zormuş. Öyle bir gecede ayın ışığı pencereden Peygamber Efendimizin yüzüne vurmuş. Onun yüzünden yansıyan ışıkla ipliği iğnenin deliğinden geçirmiş. Bir aile düşünün ki aç kalırdı başkası aç kalmasın diye. Peygamber Efendimiz vefat edeli uzun yıllar olmuştu. Eşi Hz. Ayşe de yaşlanmıştı. Bir gün evin kapısı çalında ve bir dilenci Allah rızası için bir ekmek istedi. Ayşe hizmet eden kadına ekmek vermesini istedi. Gün boyunca 5-6 kişi geldi. Ramazan ayı olduğundan iftar vakti gelmişti. Ancak yiyecek bir şey yoktu. 'Hizmet eden kadına yiyecek bir şey yok mu?' diye sorduğunda kadın biraz sinirli 'Yok. Olanı gelenlere verdin' dedi. Öyle bir durumda 'Desene sen aç kaldın' diyerek, hizmet eden kadını düşünmüştür.

İnsan mezara kadar öldüğünü bilmez. Belki tabutuna omuz verir, belki kalabalığın içinde olur. Öldükten sonra herkes gidince kendisi de gitmek ister. Ayağa kalkmaya çalışır başı manevi olarak bir taşa çarpar. O zaman öldüğünü anlar. Münker ve Nekir Melekleri gelir. 'Peygamberin kimdir?' diye sorar. İnançlı bir insan değilsen hatırlayamazsın 'Şey' dersin ve melekler, 'Muhammed mi?' diye hatırlatmaya çalışır. O zaman o hatırlar ve melekler 'Hay hatırlamaz olaydın' der. Soruya 'Muhammed' diye cevap verenlere, Peygamber Efendimizin yüzü gösterilir. İnsan sevdiği ile beraberdir. Onun için doğru olanı sevin. O doğru olan en zor olduğunuz anda size yardımcı olur. Allah sevdiğimizle haşır neşir olmayı nasip etsin. Dost; Allah'tır, Hz. Muhammed'dir. Dostu gördüğünüzde Allah'ı, Hz. Muhammed'i hatırlatıyorsa O dosttur."

Saatler süren konferansda davetliler gözyaşlarına hakim olamadı.

.
Yayın Tarihi : 7 Aralık 2005 Çarşamba 14:43:52
Güncelleme :7 Aralık 2005 Çarşamba 14:54:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?