16
Haziran
2024
Pazar
GÜNCEL

Neşter avukatı noter oldu

Türkiye'nin en önemli operasyonlarına damgasını vuran 'Neşter Operasyonu'nun tek avukatı Abdurrahman Özdemir, Gümüşhane'nin Torul İlçesi Noteri oldu.

Neşter duruşmasının beraatle sonuçlanmasından sonra Tarım Bakanlığı'nda avukatlık görevini sürdürürken Adalet Bakanlığı'nın teklifi üzerine Torul Noterliği'ni tercih eden Av. Özdemir, "Torul ilçesine huzur bulmaya geldim" dedi.

Devleti temsilen Neşter Operasyonu davasında görev aldığını söyleyen Abdurrahman Özdemir, "Nedense her olayda olduğu gibi devlet kendisini savunanları koruyup kollamıyor. Hatta eritmek, yok etmek istiyorlar. Bu yüzden Tarım Bakanlığı'nda çalışırken emekli oldum. Adalet Bakanlığı'nın teklifi ile Torul Noterliği'ne atandım. İlk etapta çok korktum, yalnızlık çok zor oluyor ama Torul çok güzel bir ilçe, insanları da öyle" diye konuştu.

Neşter Davası'nda sanık sandalyesinde çok değişik insanların bulunduğunu söyleyen Av. Özdemir, "Özellikle SSK personelinden doktorlar vardı. Üniversite hastanesi doktorları vardı. Bazı tıbbi malzeme satan firmalar vardı. Bunların avukat sayısı 110'du. Ben ise devleti savunan tek avukattım. Cuma günü başlayan son duruşma cumartesi günü 03.00'de sona erdi. Karşı taraf avukatları tahliye talebinde bulundu. Ben 'tahliye taleplerinin yerinde olmadığını' söyleyince salonda bir hengame koptu. Hatta o sırada tehditler de aldım. O günkü duruşmaya belli tarihte hiç olmamış bir şekilde iddia makamında 2 savcı vardı. Davadan sonra devletin avukatlığından çekildim, Tarım Bakanlığı'na geçtim. O günkü duruşmadan sonra sokaklarda elimde avukatlık çantam ile birlikte tek başıma kaldım. Allah'tan Baş müşavir şoförüne tembih etti de beni evime kadar bıraktı. Yoksa o saatte evime gidemeyecektim" şeklinde konuştu.

Zamanın Bakanı Yaşar Okuyan'ın bu olaya çok önem verdiğini hatırlatan Abdurrahman Özdemir, şunları söyledi:

"Tek avukat olarak benim takip etmem emredilmişti. Belgelerin basına açıklanmaması isteniyordu. Belgeleri kilit altında bulunduruyorduk. Hazırlık soruşturması bittiğinde 70 klasör olmuştu. Her kademeyi ilgilendiren olaylar vardı. Yani çerçeve çok genişti. Bir ucu Avusturya, bir ucu kurum içerisine, bir ucu da bazı yabancı ilaç firmalarına kadar gidiyordu. İddianamede Alman ve İsrail uyruklu bir kadın da vardı. Fakat yakalanamadığı için dosyadan ayrılarak ayrı bir dosya olarak savcılık tarafından soruşturuluyordu. Yalnız bu soruşturmanın hangi aşamada olduğunu şu anda bilmiyorum. Gizli yürütülen bir soruşturma idi. Bu olayda bence en önemli olan yabancı bir firma tarafından Türk insanı üzerinde ilaç denenmesiydi. Davada alınan tıbbi malzemelerin rayici çok yüksekti. Rayicin çok üstünde devlete fatura edilmişti. Gözden kaçan bir husus da Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'un haberdar edilmesine rağmen avukat görevlendirmemesiydi. Hak-İş Federasyonu işçiler adına girişimde bulunmuştu."

Bu tür olayların Türkiye'de hala devam ettiğini ileri süren Av. Özdemir, şöyle devam etti:

"Neşter Davası'nda sayın savcı sosyal içerikli bir iddianame hazırlamıştı. O iddianamede yazan hususlar halen devam ediyor. Bu olay halen bazılarına ders olmamış. Devlet önlemini almamış. Neşter operasyonunun maliyeti yapılamadı. Ama birkaç örnek vermek gerekirse bin 400 dolarlık kalp pili 9 bin dolara devlete fatura edilmişti. 25 bin kalp pili Türkiye'ye girmişti. Bu sadece bir örnek."

.
Yayın Tarihi : 30 Kasım 2005 Çarşamba 15:55:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehmet özdemir IP: 78.177.126.xxx Tarih : 31.07.2008 16:18:52

yazıkki sizin kadar faydalı ve milletini düşünen insanlar en verimli olacakları zamanda bir kenara itiliyor korunup kollanmıyor taktir milletin hizmetler sizin


Eren Koç IP: 88.246.179.xxx Tarih : 27.10.2008 18:11:27

Katılıyorum... Devlet Kendini Savunanları Koruyup kolamıyor... Onu Yapacaklarına Ortada Bırakıyor... Bu Adam Ne Olacak Ailesi Ne yapacak... Varsa Çocuklarının Hali Ne Olacak Düşünmüyor... Avukat Özdemir'i de Tebrik Ediyorum... Ona Verilen Görevi Fazlasıyla Yerine Getirmiş...