Sinop'ta yüzyıllar öncesine dayandığı tahmin edilen, 20 metre uzunluğundaki içerisinde Arapça yazılar ile ilginç şekillerin yer aldığı kağıdın sırrı çözülemedi.
Dedelerinden kalma kağıdın içinde birçok sırrı barındırdığına inanan Mete Çağdaş, kağıt üzerinde bulunan resim ve şekillerin okunması için çalmadık kapı bırakmadığını, fakat kimseden tatmin eden bir cevap alamadığını söyledi.
Kökenlerinin soylu bir aileden geldiğini belirten Çağdaş, "Eskiye dönük soy ağacımızı saklıyorum. Buradan yola çıkarak kağıtta yazılanların eski olduğu kanaatine vardım. Dedemin dedesi Kavizadeler'den Halil İbrahim Bey'dir. Osmanlı döneminde Şehri Emin olarak görevlendirilmiş. O dönemlerde Sinop'un her tarafı kalelerle donatıldığından, Halil İbrahim Bey'de Sinop'ta kale surlarından sorumlu komutanmış. Yazı ona verilmiş ya da ona yazılmış olabilir. Onun torunu olan Mehmet Öküzoğlu bu yazıyı yıllarca saklamış ve 1971 yılında 92 yaşında vefat etmiş. Mehmet Öküzoğlu'nun oğlu olan yani babam Ali Haydar Öküzoğlu ise 2003 yılında 82 yaşında vefat etti. O da yazılı olan kağıdı, yıllarca sandığının içinde işlemeli bir kumaş parçasına sarılı vaziyette saklamış. Babamın ölümünden 2 yıl sonra sandığı açtığımızda kumaş parçasına sarılı kağıdı tesadüfen buldum. Kumaş parçasını açtığımda içerisinde yazılar, şekiller ve resimler bulunan 20 metre uzunluğunda bir kağıt çıktı. Önce bir anlam veremedim. Daha sonra çeşitli yerlere başvurarak, yazılar, şekiller ve resimlerin anlamlarını bir türlü çözdüremedim. Bugüne kadar yazıyı okuyacak birine daha rastlamadım. Günden güne strese giriyorum" diye konuştu.
Çağdaş, tarihi Sinop Kalesi'nden sarkıtarak uzunluğunu gösterdiği sır küpü 20 metrelik kağıtta yazılanların, resimlerin ve şekillerin sırrını çözebilecek birilerini bekliyor.