3
Mayıs
2024
Cuma
TOKAT

Ata'nın kaldığı ev 88. yılda müze oldu

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele yıllarında Tokat'a geldiğinde kaldığı ev, "Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi" olarak hizmete açıldı.

Atatürk'ün Tokat'a gelişinin 88. yıldönümü nedeniyle düzenlenen kutlama programı çerçevesinde ilk olarak kortej yürüyüşü yapıldı. Gaziosmanpaşa Stadyumu önünden başlayan yürüyüşe Vali Recai Akyel, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Yusuf Kaya, Tokat Belediye Başkanı Doç. Dr. Adnan Çiçek, Cumhuriyet Başsavcısı Nihat Altınok, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Şükrü Ayalan, CHP Tokat Milletvekilleri Orhan Ziya Diren, Feramuz Şahin, Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Rektörü Prof. Dr. Zehra Seyfikli, İl Emniyet
Müdürü İhsan Ünal, siyasi parti temsilcileri, daire müdürleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Cumhuriyet Meydanı'nda sona eren yürüyüş programı sonrası Atatürk anıtına çelenk konuldu. Saygı duruşundan bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Tokat Belediye Başkanı Adnan Çiçek, çok zor şartlarda kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerinde bugün iç ve dış mihrakların gözü olduğunu ifade ederek, "Anadolu topraklarında kurmuş olduğumuz eşsiz cumhuriyetin yaşatılması için herkese görev düşüyor" dedi.

Yapılan konuşmaların ardından düzenlenen sportif etkinliklerde dereceye girenlere ödülleri verildi. Ödül töreni sonrasında ise şehitlikte fidan dikimi yapıldı. "Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi" açılışı ile devam eden programa halk yoğun ilgi gösterdi. Atatürk'ün Milli Mücadele yıllarında Tokat'a geldiğinde Devegörmez Mahallesi'nde kaldığı tarihi evin açılış töreninde evin eski sahibi Ercan Süsoy ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdurrahman Akyüz konuşma yaptı. Son olarak kürsüye gelen Vali Akyel,

Atatürk'ün Tokat'a geldiğinde kaldığı konağı devlete teslim eden Süsoy ailesine teşekkür etti. Vali Akyel, "Tarihimize, şehitlerimize, gazilerimize, atalarımıza minnet ve şükran duygularımızı yaşatmalıyız. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak her zaman gazilerimiz ve şehitlerimizin yanındayız" dedi. Yapılan konuşmaların ardından Atatürk Evi ve Etnografya Müzesi'nin açılışı yapıldı. Tarihi evde Atatürk'ün kullandığı çeşitli eşyalar da bulunuyor.

iha
Yayın Tarihi : 27 Haziran 2007 Çarşamba 11:38:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
tuçe IP: 88.227.17.xxx Tarih : 28.06.2007 11:37:17
valla hiç bilmiyodum tokat aslında buyuk bir ilimizdir yani ben tokat a hayranım ama ulu onder mustafa kemal ataturkun tokat a geldiğini bilmiyordum tokat ı seviyoruuuuummmm co guzel bir il gidin gorun gezin bakın ben bile tokatı seviyorummm

ali yıldırım IP: 85.97.40.xxx Tarih : 28.06.2007 17:02:58
ATATÜRK VE Çıkrıklı Ömer Hoca Dedemi kıskanıyorum evet adam dedesini kıskanırmı demeyin adamın dedesi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile tanışma vesilesine nail olmuş ve ulu önderin iltifatlarına mazhar olmuşsa o dede torunları tarafından kıskanılır ama o dede kıskanıldığı gibi torunlarına ayrıca gurur kaynagıda olur. 9 yaşlarındayken dedemin harabeye dönmüş evini seyrederken diğer yandanda çatısı olmayan evin odalarının çokluğuna hayretler ederek bakarken bir yandan da aile büyüklerimize kızıyordum neden böyle güzel bir miras bu hale getirildi derken yanıma ak sakallı zorlukla ayakta durabilen bir yaşlı dede geldi. Oğlum sen kimlerdensin gurula oturduğum tepedeki kayanın üzerinden kalkarak ben Çıkrıklı alim Ömer hocanın torunu Şadi’nin ogluyum diyerek cevap verdim. Ah ah oglum senin deden bizim için bir geçim kaynağıydı. Hem karnımızı doyuracak iş hemde gönlümüzü doyuracak iman ve ihlas dolu sözlerle bizlere ilim ve irfan dağıtırdı. Bir gün köyümüze askerler geldi ve deden askerleri köyümüzde ağırladı. Askerler ise Atatürk Sivas’ta adını hatırlayamadıgım alimin ismiyle Ömer hocanın ismini vererek bu Allah dostlarına ugrayın ne gerekirse onlar size temin edeceklerdir demiş. Ve askerimizin istekleri bir bir karşılandı biz köylü olarak bu işe şaşırdık çünkü köye moralmen yıkık gelen askerlerimiz köyden ayrılırken ejderha gibi endamlı çıktılar. Ömer hocaya hocam hayırdır nedir bu askerlerimizi ejderhaya çeviren nedir nedir bunu keramet diye sorduğumuzda; Ömer hoca Allah’ın kelamını söyledim onlardan şehit mertebesinin ne kadar önemli olduğunu keşfederek bu mertebeye doğru hızla gitmek için aceleleri olduğunu söyleyerek dualarla çıktılar. Başkomutan ihtiyaçlarının bende olduğunu söylemiş bende emri yerine getirerek ihtiyaçları olan şeyleri verdim dieyer cevaplamış soruyu... Sivasta hocalarla yaptığı bir sohbette ulu önder Atatürk alim Ömer hovayı tanımadan ve onun sohbetlerinde bulunmadan onun ne kadar büyük bir alim olduğunu anlayamazsınız diyerek daha sonra sohbet ettiği hocalar ve yanına paşaları alarak Çıkrık kasabasına gelerek Ömer hocayı ziyaret etmiş ve sohbetinde bulunmuşlardır. Ya bugün bazı kimseler çağa uymayı kafirlik sanarken bazı kişiler ise islamı yaşayanları gerici olarak fişlemeye çalışıyorlar. Bu düşüncelerde olan kişiler bence ne laik olabilirler nede dindar olabilirler olsa olsa ya Atatürkü siyasete alet etmeye ve amaçları için ulu önderi kullanmaya çalışan gafiller ordusu, islamı ise siyasete alet edenler ise dindar değil aksine din düşmanı olabilirler. Türk ulusunun bir bireyi olarak Atatürk’ü sevmenin tek koşulu onu tanımak ve anlamaktır. Mustafa Kemal Atatürk’ü tanımayı çok isterdim. Eğer böyle bir durum olsaydı herhalde en yakınlarından biri olmak için çaba harcardım. Kendimi emrine seve seve verebileceğim tek lider olarak onu görüyorum. Bir düşünün! Sovyetler Birliğinin başında Stalin Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini var. Üç kanlı diktatör. Ulu önderimiz ise, nice badireler atlatmış, neler görüp yaşamış büyük bir devlet adamı olmuştur gönlümüzde... Nice badireler atlatmış ne ihanetlere uğramıştı. Pek çoğumuz bilmeyiz onlardan ama en büyük ihanetide kendilerini Atatürkçü olarak zannedenlerin dedelerinden gelmiştir. Büyük adam, büyük insandın. Neler yaşadın, neler çektin. Seni kendilerini Atatürkçü zannedenlerden daha çok seviyoruz. Türkiyenin haftalık ulusal ogün gazetesinden Ferhat Yıldırımın köşe yazısından alıntı yapılmıştır.