8
Mayıs
2024
Çarşamba
YAŞAM

BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE, NİKSAR

  
Geçtiğimiz pazar günü, Belediye Başkanı İdris ŞAHİN, AK Parti İlçe Başkanı Sadullah KARATAŞ, Yönetim Kurulu Üyesi Zeki ERTUĞRAL, NTSO Bşk. Yrd. Mehmet Çetin YARAMIŞ ve Atalay KARAHAN ile birlikte tarihi eserlerimizin durumunu yerinde görmek üzere bir gezinti yaptık. Amacımız, baştan aşağı Niksar'ı taramaktı. Ama, öylesine fazla sayı ve sıklıkta eserle karşılaştık ki; inanın Kale'deki eserleri bile bitiremedik. Çocukluğumuzun geçtiği, her hafta sonu çıktığımız Kale'yi adeta yeniden keşfettik. Bilmediğimiz ne kadar da çok eser varmış! Kale Camii, Cin Camii, Kale Kilisesi, Zindan, Yağıbasan Medresesi, Buğday Depoları, Su Sarnıçları, Kale Hamamı, Tekkeler, Türbeler, Kışla Binası, Yarasa Deliği neler neler! Çoğu yere yaya yürüdük. Nefes nefese kaldığımız oldu. Niksar'ın tarihini kitaplardan okumanın, bilenlerden dinlemenin zevki;  bu gezinti de yaşadığımız, görsel tarihin verdiği hazzın yanında zayıf kalır.
            KARAHAN, canlı bir tarih. Anlattığı bilgileri derli toplu bir eserde bulmakta imkansız gibi. Bir arının bin bir çiçekten aldığı balları bir araya getirip lezzet üretmesi gibi; KARAHAN, Niksar tarihini değişik kaynaklardan derleyip, yeniden yoğurup, hasıl etmiş. Niksar Kalesi sadece ülke ölçeğinde değil, Dünya çapında bir eser ve insanlık mirası. Yeniden kazanılması gerektiğine bir kez daha kuvvetlice inandık. Başkan ŞAHİN; Kültür ve Turizm Bakanlığı ile işbirliği yapıp, uluslararası destek bularak Kaleyi yeniden ihya etme kararlılığını ifade etti. Niksar'ın tarihi ve kültürel kimliğinin hak ettiği biçimde ortaya çıkarılması, zamanlar boyu; barışın ve hoşgörünün hüküm sürdüğü bir huzur beldesi oluş sırrının çözülmesi, önemli oranda restorasyon çalışmalarının yapılmasına bağlı. Bu ihtiyacın farkında olan herkes,  Niksar sevdalıları üzerlerine düşeni yapmalı. Başkan ŞAHİN'in gayretleri ve Hemşerimiz Genel Müdür Yusuf BEYAZIT'ın yakın alaka ve destekleriyle, Kırkkızlar Türbesi'nin restorasyonuna yakın zamanda başlanacağı, Sunguriye, Hacı Çıkrık Türbeleri'nin projelerinin hazırlatılacağı, Yağıbasan Medresesi'nin Belediye’ce yaptırılan restorasyon projesinin Anıtlar Kurulu'ndan geçmesini müteakip hemen Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce restore edileceği,  haberleri hepimizi heyecanlandırdı.
            Niksar'ın; sanayileşmesi, tarımının modernizasyonu, ticaretinin canlandırılması, elbette en temel işlerimiz, ama, bütün bu hedeflere yürürken asla ihmal edemeyeceğimiz önemli iki önceliğimiz; şehrin sosyal yönden zenginleştirilmesi; çevre, kültür ve tarih açısından kimliğinin korunup geliştirilmesi olmalı. Bacasız sanayi dediğimiz turizmden yeterince (hatta hiç!) pay alamıyorsak, kusur bizde değil mi? Neyimizi koruduk, hangi tarih ve kültür değerimizi öne çıkardık? Son zamanlarda onarım yaptığımız eski konaklarımız dışında ne yaptık? Tarihin kar gibi eriyip yok olmasına duyarsız kalmadık mı? İş işten geçmiş değil, bu günden tezi yok, kente sahip çıkmalıyız, çıkacağız da. Kapadokya dünya ölçeğinde bir turizm merkezimiz. Doğu Karadeniz; Sümela manastırı, konakları, tarihi ve doğal güzellikleriyle yeni yeni ağırlığını hissettiriyor, şimdiden önemli bir yer edindi bile. Peki, bu iki merkez arasında yer alan “Zile-Tokat-Niksar” neden hak ettikleri payı alamıyor? Kimse, Niksar'ı durduk yere keşfetmez, kimsenin umurunda bile olmaz! Niksar'ı biz tanıtacağız, biz pazarlayacağız. Tanıtmakta yetmez, turizmin altyapısını öncelikle oluşturacağız. Konaklama tesislerimiz, eğlence ve dinlence mekanlarımız, alış-veriş merkezlerimiz, kamp alanlarımız, spor komplekslerimiz, dağ ve yayla turizmine yönelik yatırımlarımız şimdiden planlanmalı. Bu açıdan şanslıyız. Başkan ŞAHİN, gelişmelerin ve dünya konjonktürünün farkında. Turizmin bin kent için ne kadar önemli olduğunu her defasında vurguluyor. Sadece sözünü etmiyor, plan  ve projeleriyle de, şimdiden yoğun bir mesainin içinde. Valimiz Ayhan NASUHBEYOĞLU ve Kaymakamımız Mustafa KARABİNA'nın Niksar'ın tarih ve kültür zenginliğinin tanıtılması, canlandırılması noktasında ki gayretleri de takdirle izleniyor.
            Safranbolu'nun İstanbul'a, Beypazarı'nın Ankara'ya yakın oluşları birer avantaj. Ama, mekan bıkkınlığı denen olayda bir gerçek. Bu iki şehirde artık turizm yorgunu. İnsanlar yapıları gereği hep değişiklik isterler. Monoton ve nakarat bir hayat yerine yeni ufuklar ararlar. Bu açıdan da; iyi bir sunumla Niksar; tarihi derinlik ve çeşitliliğiyle,   doğal güzelliği, ulaşım kolaylıklarıyla, önemli artı değerlere sahip olduğunu gösterebilir.
            İşadamı, müteşebbis, yatırım, ekonomi deyince hemen fabrika akla gelir. Halbuki, istihdam açısından; turizm dahil hizmet sektörü küçümsenmeyecek bir yere sahip. Üstelik iyi bir planlamayla, hiç bir çevre sorunu oluşturmadan en yüksek istihdamı oluşturmakta mümkün.
            2005 Türkiye için olduğu kadar, Niksar içinde bir atılım yılı olacak. Bunun işaretleri şimdiden görünüyor. Siyasi istikrar, izlenen akıllı ekonomik politikalar ve yürütülen ferasetli dış siyaset ülkemizin önünü açıyor. İçe kapanmacı, durmadan düşman üreten, devleti iş kapısı olarak gören, pimpirik, bitkin politikacıların yapamadığı ve de yapamayacağını; dinamik, çağı okuyan, millî değerlerle evrensel gerçekleri buluşturmayı başaran, cesur ve kararlı siyasetçiler yapıyor.
            Niksar'ın Yerel Yönetimiyle, 59.Hükümetin uyum içinde olmaları da şehrimiz ve bölgemiz için önemli bir şans.
            2005'te Korkular değil, umutlar gürleşecek...
***     
Abdullah YILDIZ (Yeşil Niksar, GÜNDEM, 25.01.2005)
Abdullah YILDIZ / KENTHABER-NİKSAR
Yayın Tarihi : 4 Aralık 2004 Cumartesi 22:34:53
Güncelleme :28 Ocak 2005 Cuma 11:36:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?