1
Mayıs
2024
Çarşamba
SPOR

Murat Bozoğlu bombaladı

Trabzonspor Kulübü eski yöneticilerinden Murat Bozoğlu, Atay Aktuğ yönetiminin Trabzonspor tarihinin gelmiş geçmiş en kötü yönetimi olduğunu söyleyerek, "Yönetimde en büyük suçlu başkandır. Çünkü yetkiyi veren baştaki insan o" dedi.

Trabzonspor Kulübü'nün eski yöneticilerinden Murat Bozoğlu, bordo-mavili kulüpte transfer döneminde yaşanan problemlerin perde arkası ve yönetimde yaşanan çekişmelerle ilgili Futbol Extra dergisine açıklamalarda bulundu. Yönetimde ilk transfer sürtüşmesinin Denizlisporlu Özgür konusunda yaşandığını belirten Bozoğlu, "Biz Şenol hocayla yeni anlaşmıştık o günlerde. Devre arasıydı, transfer yapılacaktı. Eski yönetimden kalan arkadaşlar Denizlisporlu Özgür ile görüşmüş ve anlaşmıştı. Ancak kulübü 300 bin dolar bonservis bedeli istiyordu. Şenol hoca da sezon sonunda bedelsiz alınmasını önerdi. Bunun üzerine futbolcuyla sezon sonunda gelmek üzere anlaşmaya vardık. Bu şekilde sıfır bonservis bedeliyle gelecekti. Ama Ömer Sarı, Şenol hocanın ve başkanın istememesine rağmen devre arasında sırf transfer yapabilmek için 300 bin dolar bonservis bedeli vererek Özgür'ü getirdi. Ama biz Özgür'den faydalanamadık" dedi.

Yabancı transferinde Corinthians'ın stoperi Anderson'u transfer etmek istediklerini söyleyen Bozoğlu, "Hemen devre arasında Szymkowiak'ın transferi gerçekleştirildi. Biz de Corinthians'ın stoperi Anderson'u almak için Brezilya'ya gitmiştik. Parreira, bu konuda bize çok yardımcı olmuştu. Bonservis bedeli de 700 bin dolar civarındaydı. Ama aldırmadılar. O da Benfica'ya gitti. Ve o sene ligi ikinci bitirerek gönüllerin şampiyonu olduk" diye konuştu.

ŞENOL GÜNEŞ, TOLGA'NIN SATILMASINI İSTEMEDİ

Şenol Güneş'in öncelikli olarak yönetimden futbolculara söz verilen iyileştirmenin yapılmasını istediğini kaydeden Bozoğlu, "Futbol A.Ş olarak ilk toplantımızı hocamız Şenol Güneş ile yaptık. Şenol hoca bize, 'Öncelikli istediğim transfer yapılması değil, futbolculara geçen dönemden verilmiş olan sözlerin yerine getirilmesidir. Çünkü lig bitti ve bütün futbolcular bu iyileştirmeye kilitlenmiş durumda. Bunu bekliyorlar. Bu takım son iki sezondur ligi ikinci bitirmiş, başarılı olmuş, bu yüzden ben sizden transferden önce bu sözleri yerine getirmenizi istiyorum' dedi. Kamp dönemi başlayana kadar bu işin çözüleceği garantisini istedi ve aldı. O günlerde Tolga'nın transferi söz konusuydu. Bu konuda 'Tolga'nın satılmasını asla istemiyorum, sezon sonu bedavaya gidecek olsa da şimdi satmayın' dedi. Yabancı transferinde de stratejisi, 'Ben Trabzonspor'un bütçesini zorlamak istemiyorum ama büyük bir transfer yapacaksak, öncelikle kaliteli bir kaleciye ihtiyacım var. Kaleciye ayırdığınız bütçe diğerlerinden fazla olsun' şeklindeydi" dedi.

Kaleci konusunda Jefferson'un dördüncü adayları olduğunu belirten Bozoğlu, "Kaleci transferinde listemiz kabarıktı. İlk sırada Uruguay Milli Takımı'nın kalecisi Viera vardı. Şenol hoca da 'Bu kaleci alınsın' dedi. Futbol A.Ş'de de aldığımız karara göre kaleci için ayırdığımız bütçe 2.5 milyon Euro civarındaydı. Birinci tercihimiz Viera'ydı ama kulübü daha yüksek para istedi. Villarreal'e transfer oldu. 2.5 milyon Euro önermiştik, kulübü kabul etmedi. Başkanı aradım, 'Daha fazla verebilir miyiz?' diye sordum. 'Hayır' cevabı alınca kaldı. Kolombiya Milli Takımı'nın kalecisi vardı. Mondragon'un yedeği Kalero. Onun da kulübüyle 6 aylık sözleşmesi vardı, anlaşamadık. Üçüncü tercihimiz Brezilya Milli Takımı'nın ve Palmeiras'ın kalecisi Marcos'tu. Ama anlaşamadık. O sırada Rüştü ile hocamız görüştü ve anlaştı ama Fenerbahçe durumu olunca o iş de yattı. Tüm bunlar olmayınca, dördüncü tercihimiz olan Jefferson'u aldık. O sırada takımı liderdi, Brezilya'da mevcutlar içinde en iyi kaleci oydu" ifadelerini kullandı.

Tolga Seyhan'ın Şenol Güneş'in bilgisi dışında satıldığını belirten Bozoğlu, "O toplantıdan tam 3 gün sonra, Atay Aktuğ, Ömer Sarı ve Metin Akbaşoğlu hiçbirimizin bilgisi ve ilgisi olmadan Tolga'yı Shakthar Donetsk'e sattı. Ne benim ne de hocanın bundan haberi oldu. 'Satılmasın' kararı almamıza rağmen böyle yapıldı" diye konuştu.

BENİM VE GÜNEŞ'İN YAPACAĞI TRANSFERLERİ ENGELLEME GİRİŞİMİNDE BULUNDULAR

İç transferde iyileştirme konusunda tüm yetkiyi Ömer Sarı'nın kendisine aldığını, kimsenin bu konuya karıştırılmadığını belirten Bozoğlu, "Futbol A.Ş'deki yöneticilerle de bu durumu paylaşmadı. Hoca bizden bu konuda 'kampa kadar hallolacak' garantisi almıştı ama ligler başladığında dahi iş bitmemişti. Şu anda bile Volkan'ın transferi bitmedi. Hüseyin'in ve Celaleddin'in transferi ise sezon başladıktan sonra halledildi. Bizim sezon başı transferindeki başlıca hedefimiz, son iki yılda başarılı olmuş futbolcularımıza verilen sözleri yerine getirip onları mutlu etmek ve performanslarını artırmalarını sağlamaktı. Ama bu iş en sona bırakıldı, sonra da olanlar oldu" ifadelerini kullandı.

Şenol Güneş ve Murat Bozoğlu'nun yapacağı transferlerin engellendiğini ileri süren Bozoğlu, "O ilk toplantımızda forvete Zurawski'nin alınmasını kararlaştırmıştık. O sırada daha borsaya açılmamıştık. Sayın Ömer Sarı ile büromda bir araya geldik. Kendisine 'Kulübün Zurawski'ye bu kadar para ödeyecek durumu yok. O zaman fiyatı 3.2 milyon Euro civarındaydı. Kulüb sidir. Çünkü lig bitti ve ün vereceği rakamın üstünü sen, ben, Metin Akbaşoğlu ve Önder Bülbüloğlu karşılayalım. Bu parayı da Trabzonspor'a hibe edelim' dedim. 'Yok, bu yanlış olur' diyerek yan çizdi, bu işe girmedi. Zurawski'yi almaya gittiler, ben de o sıra Viera'yı almaya gidecektim. Neyse, 'Zurawski'yi alalım, Polonya Milli Takımı'nın yedek kalecisini alalım, 33-34 yaşındaki Klos mu ne, onu alalım' diye oraya gittiler.

Zurawski, sırf kendini Celtic'e pazarlatmak için sonuna kadar Trabzonspor'u kullandı ve pazarını artırdı. Transfer döneminin sonuna kadar Zurawski beklendi. Ta ki futbolcu Celtic'e imza attı, Akbaşoğlu, Sarı ve Aktuğ Polonya'dan bir şey çıkmayacağını anlayınca 'Brezilya'ya gidelim, o oyuncuları alalım' dediler. Biz zaten o zamana kadar Brezilya'daki treni kaçırmıştık. Orada transfer döneminde bir günün çok önemi var. Biz başka dünyadan gelmiş gibi, Şenol Güneş ve Murat Bozoğlu'nun yapacağı transferleri engelleme girişiminde bulundular hep" diye konuştu.
Şenol Güneş'in Zurawski'nin transferine soğuk baktığını belirten Bozoğlu, "Szymkowiak'ı aldığımız zaman bizim Zurawski için Polonya kulübüne 2.5 milyon Euro'luk teklifimiz olmuştu. Onlar 500 bin Euro'sunu peşin, 2 milyon Euro'sunu da teminat mektubu olarak getirmemiz halinde futbolcuyu vereceklerini söylemişti. Hatta biz Zurawski ile sözleşme imzalamış ve federasyona da bildirmiştik. Ama 2 milyon Euro'luk teminat mektubunu bulamadığımız için bu transfer yattı. Bunun başka bir sebebi yok. Biz neredeyse 30 yaşındaki bir futbolcunun bonservisine, geri dönüşü olmayacağını bile bile 3.5 milyon Euro verecektik. Bu yüzden Şenol hoca da bu transfere soğuk bakıyordu" dedi.

YÖNETİMDE ASBAŞKAN ÖMER SARI İLE ANLAŞAMADIK

Yönetimde Asbaşkan Ömer Sarı ile anlaşamadıklarını kaydeden Bozoğlu, "Ömer Sarı ile ilk ciddi tartışmamız Emrah'ın transferinde olmuştu. Ama daha sonra Santos'lu Souza olayında bu tartışma tırmandı. Değil bir asbaşkana, hiçbir insana yakışmayacak tavırlarda bulundu bana. Ama ben Trabzon camiasına zarar vermemek adına orada durdum. Yoksa geri dönmek istiyordum. Atay Bey ve Şenol hocanın ısrarlarıyla kaldım. Zurawski'ye harcanan zamanın onda biri Deivid'e harcanmadı. Ömer Sarı, Deivid'in alınmasını istemedi. Biz Deivid'e 4 milyon dolar bonservis bedeli önerdik. '4 milyon Euro teklif geçin, hemen bitirelim' dediler. Burak Gürdal ile bu konuda konuşabilirsiniz. Deivid, Santos'ta geçen sezon Robinho ile yan yana oynadı. Brezilya'nın en gözde iki futbolcusundan biriydi. Biz bitirme noktasına gelmiştik. Ömer Sarı'nın yaklaşımı böyle olmasa iş bitmişti. Bonservisi Bordoaux'daydı. Ama onun davranışından dolayı olmadı" diye konuştu.

Kahe'nin transferi konusunda da Ömer Sarı ile anlaşmazlıkları olduğunu söyleyen Bozoğlu, "Kahe'yi Lemi hoca ve ben izlemiştim. Bonservis bedelinde ufak problemler kalmıştı. Neyse, o son akşam sözleşmeyi hazırladık ve anlaşmaları yaptık. Ömer Sarı başka bir şehirdeydi. Bense menajerleriyle başka bir şehirde sözleşme imzalıyordum. Kahe'nin de o akşam maçı vardı. Otelde televizyonda Ömer Bey maçını izledikten sonra beni aradı. 'Sakın imza atmayın, bu kalasın teki, bunu getirirsek ikinci Lange faciasını yaşarız. Yaptığınız sözleşmeyi iptal et' dedi. Ben de sözleşmeyi iptal etmek zorunda kaldım. Şu anda Kahe Almanya Ligi'nde oynuyor ve başarılı da" dedi. Milli futbolcu Halil Altıntop'u da Ömer Sarı'nın engellemesi nedeniyle ellerinden kaçırdıklarını ileri süren Bozoğlu, şöyle konuştu:

"Şenol hocanın forvette öncelikle istediği isim Halil Altıntop'tu. Bize, 'O benim Milli Takım'dan öğrencim, futbolcu ve kişilik olarak süper, geleceği çok parlak, bunu alalım' dedi. Bu görüşmeler olurken Halil Altıntop'un transferini bitirme noktasına geldik. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Halil için resmi teklifleri vardı. Biz de Trabzonspor olarak kulübüne 700 bin Euro teklifte bulunduk. Kulübü Halil'e diğer Türk takımlarından da teklif geldiğini ama futbolcunun Trabzonspor'u tercih ettiğini bildirip, rakamı biraz daha yukarı çıkarmamızı istedi. Şenol hoca, Trabzonspor'a gelmesi için Halil'i razı etmişti. Ben tatilde Bodrum'da kendisiyle görüştüm ve mutabakata vardım. Hatta kaptanımız Fatih Tekke'ye de sorabilirsiniz, o da Milli Takım kampında Halil'den 'Trabzonspor'a gelirim' cevabını aldı. Ama ben Ömer Sarı'ya Brezilya'da, 'Bak bu forvet oyuncusu da olmadı Şenol hoca da Halil Altıntop'u istiyor, onu alalım' dediğimde "Halil kim, ben onu tanımıyorum. Haa onun bir kardeşi var Hamit, o biraz iyi ama bu yaramaz, bunun gibi topçu bizde çok var" deyip transferini engelledi.

Halil Altıntop'u da böyle elimizden kaçırdık. Halil'in sözleşmesi bir sene sonra bitiyordu. Kulübünün de ekonomik krizi vardı. Bunun için de satmak istiyorlardı. Yani o paraya razı olmuşlardı. Hatta ben Ömer Sarı'ya 'Bak bu futbolcuyu Şenol hoca çok istiyor. Bunun bonservisi de bu kadar. Bu rakam size çok yüksek geliyorsa Halil ile de konuştum, bir sene sonrası için bonservissiz alabiliriz. Bu imkan da var. O an çocuğun eline 100-150 bin Euro verip, bu işi halledebilirim' teklifini yaptım. Ama bana 'O da kim' cevabını verdi. Bu olay yaşanırken Lemi Çelik de yanımızdaydı. O da bu işin canlı şahidiydi".

EMRE İLE ANLAŞTIM, ÖMER SARI 'EMRE OYNAYAMAZ' DİYİNCE BU TRANSFER YATTI

Milli futbolcu Emre Belözoğlu ile anlaşmaya vardığını belirten Bozoğlu, "Emre Belözoğlu ile benim ilişkim şöyle gelişti. Annesi Trabzonlu, babası eski futbolcu Piliç Mehmet. Babam kendisini iyi tanıyor. Menajeri Ahmet Bulut da benim çok iyi arkadaşım. Kaleci Viera'nın transferini bitirmek adına ben Ahmet Bulut ile defalarca İtalya'ya gittim. Çünkü Viera'nın menajeri Daniel Fonseca İtalya'daydı. Onun yanına giderken Emre'ye de uğradım. Evinde kaldım, beraber yemek yedik defalarca. Çok samimi bir diyalogumuz oldu. Emre'ye de dedim ki, 'Bir gün Türkiye'ye dönmeye karar verdiğin zaman seni Trabzonsporlu yapacağım' O da bunun sözünü verdi bana.

Bundan sonra Emre'nin İnter'den ayrılacağı haberleri çıktı. Kendisiyle konuştum. Rakamlarıyla söylüyorum. Emre kulübüne bonservis bedeli için 3 milyon Euro getirecekti, çünkü kulüpten geçmiş alacakları vardı. Emre gibi bir futbolcu için 3 milyon Euro çok düşük bir bedeldi. Fenerbahçe'nin Emre'ye yaptığı teklif 4 yıl için 10 milyon Euro'ydu. Benim Emre'ye yaptığım teklif ise 4 yıl için 8 milyon Euro. Bizim Fatih ve Gökdeniz'in aldığı para bir yıl için 1.2 milyon Euro civarında, 4 yılda ne yapar, 5 milyon Euro. Emre'nin 4 yılı ne yapıyor, 8 milyon Euro. Arada ne var, 3 milyon Euro. Ben Emre'ye dedim ki 'Bu arada kalan 3 milyon Euroyu sanki bonservis bedelin 6 milyon Euro gibi sana vereceğim. Sen 3'ünü kulübe, 3'ünü kendine alıp, Trabzonspor'da da 1.2 milyon Euroya oynayacaksın. Çocuk kabul etti. Ha Trabzonspor 6 milyon euroyu verebilir miydi, veremezdi. Ama bugün Tomas Jun'a 3.5 milyon euro verdiğine göre, verirdi sanırım. Emre'nin 6 milyon euroluk bonservis fazlasını biz Bozoğlu ailesi olarak karşılayacaktık" dedi.

Ömer Sarı'nın 'Emre bizim takımın orta sahasında oynayamaz' sözleri üzerine bu transferin gerçekleşmediğini belirten Bozoğlu, "Emre olayı gazetelerde gündeme gelince Ömer Sarı beni aradı. O sıra Almanya'da görüşmelerdeydim. Bana "Emre'nin haberleri çıkıyor gazetelerde, nasıl alacaksın Emre'yi?" diye sordu. Bu anlattıklarımı aynen ona da anlattım. Dedi ki "Bu aradaki 6 milyon euro farkı kim verecek?" Ben de "Aile olarak biz karşılayacağız" cevabını verdim. Şerefim ve namusum üzerine yemin ediyorum, "Emre bizim takımın orta sahasında oynayamaz" dedi ve biz de bu transferi yapmadık" diye konuştu.

BAŞKA BİR YÖNETİCİ BU TRANSFERLERİ ÖNERSEYDİ, KABUL GÖRÜRDÜ

Ömer Sarı'nın bu transferlere karşı olmasını kendisinin önermesine bağlayan Bozoğlu, "Bence başka bir yönetici bu transferleri önerseydi kabul görürdü. Mesela Metin Akbaşoğlu gitseydi, hepsi kabul edilirdi. Deivid'i, Halil'i, Emre'yi. Ettiremedim. En son "Alpay'ı alalım" diye yalvardım, onu da alamadılar. Açın Alpay'la konuşun, çocuk Türkiye'ye geldi, Köln'le prensip anlaşmasına varmış, Almanya'ya gidecek. İstanbul'da görüştük, hatta babam konuştu ve ikna etti, anlaştık. En son menajeriyle anlaştık ama alınmasın dediler. Hangisini anlatayım" dedi.

Nuri Şahin ile anlaştığını, ancak yönetimin kabul etmemesi nedeniyle bu transferin gerçekleşmediğini belirten Bozoğlu, "Nuri Şahin'i alıyordum. Beşiktaş Nuri Şahin'in peşine gitti, bitirmek istiyordu. Akrabalarını buldum ve Beşiktaş'a gidişini engelledim. Dediler ki bizim yöneticiler, '17 yaşında çocuk bizim altyapımızda çok var. Biz onları çıkaralım, gidip de 17 yaşındaki bir çocuğa 300 bin Euro para mı verilir?' 300 bin Euro yüzünden alamadık Nuri Şahin'i. O zaman daha parlamamıştı. İhsan Derelioğlu da bunun şahididir. Açın konuşun. Hatta kendisi bana 'O da, Tevfik Köse de o paraları eder, bunları al' dedi. Ben bunları yönetime götürdüm ama kabul görmedi" ifadelerini kullandı. Yönetime seçildikten sonra yapmak istediklerini yapamadıklarını belirten Bozoğlu, "Benim bu kulübe geldiğim zaman bir amacım vardı, alabiliyorsak en iyisini alalım, alamıyorsak hiç kimseyi almayalım. Ama biz bunu yapmadık" dedi.

Tomas Jun'un Şenol Güneş'in istemediğini belirten Bozoğlu, "En son Jun'un transferinde Atay Aktuğ gelmiş, Şenol hocaya demiş ki 'Jun diye futbolcu duydun mu?' o da 'Yok' demiş. 'İyi' demiş, 'Onu alıyorum' Şenol hoca 'Kaç para?' diye sormuş. 3.5 milyon Euro filan cevabını alınca. Yazık bu kulübün parasına, ne olur Halil'i alalım, en fazla bir milyon euroya alırız demiş. Ama Başkan 'yok' diyerek kapatmış konuyu. Ve izlemeden Jun'u aldık. Eller'i de ben Kahe'nin transferine gittiğim zaman Ömer Sarı ve Lemi Çelik izledi. Daha önce de Lemi Çelik izlemişti, ben izlememiştim. Milli takımdan da iyi futbolcu denildi ve aldık" diye konuştu.

ŞENOL GÜNEŞ'İN HİÇBİR İSTEĞİ YERİNE GETİRİLMEDİ

Şenol Güneş'in en büyük hatasının Trabzonspor sevgisi olduğunu kaydeden Bozoğlu, "Şenol hocanın en büyük hatası, hep Trabzonsporluluğunu ön planda tuttu. 'Aman kulübün parası gitmesin, aman fazla para vermeyelim' Hep bunu yaptı, 'Kulübü zarara uğratmayayım' diye düşündü. Aslında Trabzonspor sevgisi içinde olmamış olsa diğer teknik direktörler gibi profesyonel olsa, kulüp ne kadar para veriyorsa versin, 'en iyisi olsun'a bakardı. Ama onun hep Trabzonsporluluk sevgisi ön plana çıktı. Ancak Ömer Sarı ve Metin Akbaşoğlu bize cephe alarak 'Bütün her şeyi biz yapalım, biz bitirelim' yarışına girdi. 'Ömer Sarı gözüksün, Metin Akbaşoğlu gözüksün' diye aramız gerildi. Şenol hocanın gelmesinden sonra ben daha ön plana çıktım ama bu onların hoşuna gitmedi" dedi.

Şenol Güneş'in hiçbir isteğinin yerine getirilmediğini belirten Bozoğlu, "Biz onu yalvar yakar getirdik, "Futbolun patronu sensin" dedik. "Her şey senin dediğin gibi olacak" dedik, ama adam geldikten sonra dediği her şeyin tersi yapıldı. İstediği hiçbir şey yerine getirilmedi. Adamın prim sistemine bile karışıldı. Buna da Atay Aktuğ karıştı. Şenol hoca çıkıp "Şu şu maçların primi birlikte verilsin" dedi, Atay Aktuğ, "Hayır, veremezsin" dedi. Şenol hocaya yetkisiz yetki verildi, bir etiket ve makam verildi ama bir şey yapılmadı" diye konuştu.

Şenol Güneş ile yönetim arasında başından itibaren sıkıntı veya kriz yaşandığını söyleyen Bozoğlu, "Birinci dakikadan itibaren. Özgür olayı hemen ilk gününde oldu. Adam diyor ki, 'Özgür'ü alma, bunu bedava alıyorsan şimdi al, alamıyorsan bırak sezon sonunda gelecek' Ama adam çıkıp bunun tam tersine 300 bin Euro verip Özgür'ü alıyor. Birinci dakika bu. Hemen ikinci dakika, Güven olayı. Şenol hoca gazeteleri açıyor, bakıyor Güven alınmış. Hocaya sorulmadan nasıl alınır futbolcu?" dedi.

Şenol Güneş ile ortak hareket ediyormuş gibi gösterildiğini belirten Bozoğlu, "Ben Şenol hocanın gelişinde ön ayak olduğum için, ona verdiğimiz sözleri tutalım diye, onun dediklerinin olması için bir çaba içindeydim. Bu yönetimdeki o birkaç arkadaşın işine gelmedi. Şenol hocayla ortak hareket ediyormuşuz gibi gösterildi. Ben Brezilya'da Ömer Sarı ile tartıştığımda istifa edecektim, ama Şenol Güneş yüzünden bırakmadım. Çünkü Şenol hocayı yüz üstü bırakmak istemedim. Ben hedefi olan adamım. Hedefe varmak için de her şeye yaparım, her şeyi parçalarım ve o hedefe giderim. Benim heyecanımı kırdılar, şevkimi kırdılar" diye konuştu.

ATAY AKTUĞ YÖNETİMİ, TRABZONSPOR TARİHİNİN GELMİŞ GEÇMİŞ EN KÖTÜ YÖNETİMİ

Her Trabzonsporlunun gönlünde Trabzonspor'a başkan olmanın yattığını, ama kendisi için erken olduğunu söyleyen Bozoğlu, "Aday olmamız, başkan olmamız bizim için bir şereftir. Her Trabzonsporlunun gönlünde yatar bu. Benim de yatar. Ancak biraz daha hazırlanmam lzım. Şu anda Trabzonspor'a başkan olacak kişi ben değilim. Ben Trabzonspor'un her mevkiinde görev alırım, bundan da gurur duyarım. Benim hayatımda önce Trabzonspor gelir. Yatarken Trabzonspor'u düşünerek yatıyorum. Biz babadan oğula böyleyiz. Hayatımızın bölünmez bir parçası Trabzonspor. Daha yaşım 34, Allah bize ömür verdikçe Trabzonspor'un askeri olmaya devam edeceğiz" dedi.

Atay Aktuğ yönetiminin Trabzonspor tarihinin gelmiş geçmiş en kötü yönetim olduğunu söyleyen Bozoğlu, "Bence bu yönetim gelmiş geçmiş en kötü yönetimdir. Ne vizyon var, ne bir şey. Dan dun kulzlaüp yönetiliyor. Tabii yönetim derken de tüm yöneticiler değil. Bunları anlatırken de ben tamamen suçsuzum diyemem. Bu kötü yönetimin içinde ben de varım, payımı almam lazım. Orada ön plana çıkan insanlar Atay Aktuğ, Ömer Sarı, Metin Akbaşoğlu, Önder Bülbüloğlu ve Murat Bozoğlu. Diğer insanlar olaylara karışmadı. Bir hata varsa bu beş insanda var. Ben Trabzonspor'a maskotluktan geldim. Ben kulübe starlar getirmek arzusu içinde iş hayatımı bıraktım. Ama yanımdaki insanlarda Trabzonspor sevgisini göremedim. Atay Aktuğ'lara, Ömer Sarı'lara, Metin Akbaşoğlu'lara kızıp da Trabzonspor'a sırtımızı dönemeyiz" dedi.

Yönetimde en büyük suçlunun başkan olduğunu söyleyen Bozoğlu, "En büyük suçlu başkandır. Çünkü yetkiyi veren baştaki insan o. Başkanın ilginç bir huyu var, sizi dinliyor ama icraatta kendi dediklerini yapıyor. Başkanın en büyük hatası Ömer Sarı'ya çok güvenmesi. Seçimden dolayı bir vefa borcu içinde hissetti kendisini ve her şeyi ile ona teslim oldu. Ama teslim olduğun kişiye iyi bakman lazım. Şu anda futbolcular Trabzonspor'da durmak istemiyor. Hiç birinin Başkan'a, Asbaşkan'a güveni yok" dedi.

.
Yayın Tarihi : 7 Aralık 2005 Çarşamba 13:37:10
Güncelleme :7 Aralık 2005 Çarşamba 14:06:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?