3
Mayıs
2024
Cuma
KÜLTÜR/SANAT

Tarih kaderine terk

Sultanahmet’teki Bizans döneminden kalan, yaklaşık 1900 yıllık geçmişe sahip Sphendone Duvarı ile bin yıllık Örmeli Sütun, kültürel koruma bilincinin ülkemizde gelişmediğinin bir örneği olarak yıkılacağı günü bekliyor.

Bugün, Sphendone Duvarı’nın üzerinde tarihi Marmara Üniversitesi Rektörlüğü ile Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi yükseliyor. Sphendone Duvarı, Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’nü karşınıza aldığınızda soldaki sokak olan Nakilbent Sokak’ta yükseliyor. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde yapılan Hipodrom’un günümüze kadar ayakta kalan tek duvarı olan Sphendone, yetkililerin ilgisizliğine terk edilmiş durumda. Bu denli eski ve tarihe tanıklık etmiş yapının üzerinde turistlere ve halka bilgi verecek tek bir levha bile bulunmuyor. Halk, bu nedenle binlerce yıllık tarihi duvardan habersiz. Uzmanlar duvar ve sütunun yıkılma tehlikesi taşıdığını vurguluyorlar.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Bizans Sanatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Akyürek, Sphendone Duvarı’nın ve o zamanki Hipodrom’un ortasına dikilen Örmeli Sütun’un iyi korunması gerektiğini belirtti. Akyürek, halkla imparator arasındaki farkı göstermek amacıyla dikilen Örmeli Sütun’un bir yer sarsıntısında yıkılabileceğini de dile getirdi.

Akyürek, hipodromun halkın birbirleriyle ve kralla karşı karşıya geldiği tek yer olduğunu dile getirerek, Nika İsyanı gibi büyük isyanların da hep burada başladığını kaydetti.Tarihi eserlerin orijinal haliyle diğer kuşaklara aktarılması gereken bir belge olduğunu ifade eden Akyürek, restorasyonun kaynak ve uzman yetersizliğinden yapılamadığına dikkat çekti.
Tarihi eserleri koruma sorumluluğunu insanlara kazandırmak için öncelikle bu eserlerin tanıtımının iyi yapılması gerektiğini ifade eden Akyürek, “Halkın bu eserleri benimseyip kendi mallarıymış gibi korumalarını sağlamalıyız” dedi.

İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Türk ve İslam Sanatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Ahmet Vefa Çobanoğlu ise iki yapının da yıkılma tehlikesi bulunmadığını ancak taş ve restorasyon bilgisi olan bir kurulun inceleyip restorasyon yapılıp yapılmayacağına karar vermesi gerektiğini ifade etti.

Turistlerin hoş ve güzel yerler görmek istediklerini vurgulayan Çobanoğlu, “Anıtlar Kurulu’ndan izin alınıp buraların daha turistlik hale getirilmesi için çalışmalar yapılmalı” dedi.
Her yıl en az 2 milyon turistin geldiği İstanbul’un en çok turist çeken yerlerinden biri olan Sultanahmet Meydanı’nda bulunan bu yapıların korunması ve sağlamlığına ilişkin, uzmanlar farklı fikirleri savunurken Eminönü Belediyesi ise bu konuda yetkinin kendilerinde olmadığını ifade etti.

Eminönü Belediyesi yetkilileri, restorasyon ile ilgili çalışmaların Anıtlar Kurulu’nun izniyle yürütüldüğünü belirterek, bu çalışmaların çok büyük bir bütçe gerektirdiğini; belediyenin ise böyle bir bütçeye sahip olmadığını kaydetti.

Hipodrom ve Örmeli Sütun’un tarihçesi

Her Roma kentinde bulunan hipodrom gibi Bizantion’da da (İstanbul) Milattan Sonra (M.S) 2’inci yüzyılda Romalıların kenti alıp yeni sur yapmasıyla Hipodrom oluşturuldu. Halkın imparatorla karşılaştığı tek yer olan bugünkü Sultanahmet Meydanı’nda yer alan görkemli Hipodrom, günümüzde Four Season Oteli ve çevresindeki binaların altında kalan Büyük Bizans Sarayı’nın hemen yanındaydı.

Hipodrom, Bizans’ta araba yarışları ve şenliklerin, Roma’da gladyatör savaşlarının ve Osmanlı’da ise Türklerin ata sporu olarak bilinen cirit oyunlarının yapıldığı bir yapıydı. 1204’te o zamanki adı Konstantinopolis olan kente düzenlenen Haçlı Seferleri’nde yerle bir edildi ve geriye sadece hala ayakta duran varlığına dair hiçbir işaret ya da levha bulunmayan ‘Sphendone Duvarı’ ile Dikilitaş, Örmeli Sütun ve Yılanlı Sütun kaldı.
Hipodrom’un ortasındaki Spina adı verilen yüksek eksen üzerinde bulunan taş heykeller gösteriş ve güç gösterisi amacıyla İmparator tarafından diktirilmişti.

Günümüze kadar varlığını koruyabilen üç sütundan biri olan Örmeli Sütun, hipodromun güneyinde yer alıyor. Bu sütun M.S. 10. yüzyılda Bizans İmparatoru 7’inci Konstantinus döneminde dikilmişti. Bu nedenle Konstantin sütunu olarak da biliniyor. Örmeli sütunun üzerinde, İmparator I. Basileus’un zaferlerini anlatan altın harflerle süslü bronz plakalar bulunuyordu, ancak bunlar 4’üncü Haçlı Seferi sırasında Latin istilasına uğrayarak talan edilmiş ve eritilerek para yapılmak üzere kullanılmıştı.

Cansev Temuçin - İÜHA
Yayın Tarihi : 10 Şubat 2006 Cuma 18:53:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?