Bir moda değil miydi, çalıp çırpmak. Model olarak öğrenmemişler miydi talan etmeyi, gemisini yürüten kaptandı ya yürütemeyin enayiydi. Kim kimle bir anda çarpıştı da paracıkların bir kısmı saçıldı ortalığa. Baklava çalmak suçtu, günahtı, ayıptı çocuklara öğretmek gerekiyordu çalınmaması gerektiğini işte o yüzden cezalandırılması gerekiyordu çocuğun tamda 6 yılla. Gün olmadı devran dönmedi. Fizyolojik ihtiyaç sosyal ihtiyacın önüne geçmedi. Çocuk olmak olgun olmanın önüne geçemedi. Siyasi arena sıradan insanlara uygun değildi biz sadece oyumuzu verip çekilen onların dünyasından uzak, asgari ücretle geçinen, nefes alıp veren, azla şükreden, elindekiyle geçinirse cennete gideceğini zanneden karıncalar dünyasıydık. Bir zümreye her şey yapmak serbestti. Kapitalizm özgürlüğünü hep paradan yana kullanıyordu, paranın nasıl geldiği nereye gittiği açıkçası hiç önemli değildi. Fabrika dişlisi emek için kanatıcıydı. Biz hep rahat yaşamı televizyondaki magazin programından öğreniyorduk. Akıllı yat, çoğumuzun aklına bile gelmeyen bir ihtiyaçtı fakat birileri hediye olarak eşine akıllısından yat hediye edebiliyordu. Kıskanıyor muyduk, kıskanmıyorduk belki fakat insan işte istiyor hırslanıyor, sorguluyor. Kendi kendine ‘Çok çalışarak çok para kazanmak mümkünse sabahtan akşama hatta bazen akşamdan sabaha çalışıyorum da bizim evde bir tas yemek zor pişiyor’ deyiveriyor.
Bizler ne zamandan beri güce bu kadar tapar olduk, hırsızlık ne zamandan beri toplumca onaylanan bir davranış. Yalan zaten ağızda sakız. Kendi dünyasında yaşayan insanlar çocuklarına dürüst olmayı, hırsızlık yapmamayı hatta canı baklava istese bile yutkunmayı öğretiyor. Zaten çocuk yutkunmazsa 6 yıl hapis. Para akışı farklı, kültürel akış farklı… Haydan gelen huya da gitmiyor. İzliyoruz magazin haberlerinde herkesin gözünün önünde çatır çatır, yıllarca ayakkabı kutusunda biriktirdikleriyle neler yaptıklarını. Çıkanlar ise sadece bizim görmemizi istedikleri. Bir de görmediklerimiz var, gösterilmeyenler ve diğer çarpışmalara saklanan ayakkabı kutuları.
Karınca ordusunun çocuğu, askere gider, vergisini verir, hayatı boyunca dahil olamayacağını bile bile ağzı salya akıtırcasına kendi hayatı olmayacak bir hayatı izler ve takip eder. Belli bir yaşa geldiğinde kendi çocuğuna da, çalışırsan olur, diye öğütler verir. Kendisi şanssızdır çünkü çalışmış ve olmamıştır. Kendi çocuğuna da aynı resmi çizer çünkü öyle görmüştür. Armut hep dibine düşer. Düzen hep aynı işler.
Bu kadar feryat bu yüzden işte, çalmak, çırpmak bir kesimin normalidir. ‘Ne olmuş ki, haksızlık’ evet doğru haksızlık. Para çalışandan yöne değil de çalandan yöne gittiğinde haksızlık farkı git gide büyüyor. Kültürel çelişki artıyor, unutuldu desek de sınıf farkı uzlaşmaz bir hale giriyor. Toplumsal buhran artıyor, intihar oranı artıyor çünkü insanlar gözlerinin içine baka baka enayi yerine konulmayı hazmedemiyorlar. Hazmettirmek için oynanan oyunların şekli değişiyor. Üç saatlik diziler bunlardan sadece biri. Düşünmeyen, sorgulamayan beyinler, çalma ve çırpma işlemini daha açıktan yapmalarını sağlar işte bu yüzden aydın olmamalı, prometyuslar yok edilmeliydi. Sevgiyle kalın.
Yorum cu olarak. YORUM YOK !! yok deyisime, yapamayisima kizginim. Bu konu böyle güzel izah edilir diyorum. mecaz Güzelliklerin sonu yoktur diyorum.Dahada güzelliklerin gelmesini arzu ediyorum. Simdiki güzelligin yeni gelen güzellikler karsisinda temel tasi olsunmu olsun diye arzu ederim ve istekle beklerim. Kizginligimin üstüne kalem ceken bu güzelliklerle dolu yaziniza tesekkür ediyorum.
Sayin kent yazari yazinizi tekrar okudum. Bana yaptiginiz yorumuzuda okudum. Tesekkürler...Asaaa diyorum. Yol göstermek icin sizlersiniz diye düsünüyorum. Ben yorumcu olarak, hazirlanmis, hazir bu yollarda gitmek elimden gelir. Giderkende kendi usulume göre yollarin hatalari noksanlari güzellikleri vs varmi diye bakar bu bakislardan yorumlar cikaririm.(Bir yol yap derseniz konu bul derseniz sasar kalirim.elim ayagim birbirine dolasirmi dolasir.)hazirligi yapan sizlersiniz biraz hazira konmuslukta bendede varmi var diye benim icin düsünebilsiniz. canimiz sag olsun.Bu konudaki yol gayet güzel bir otobandanda güzel bu güzellige sadece tzakdir ve teskkürler
NOT :Bazi konu ve yollarda yorumlarim iyimser olmayabilir zit fikirlerim olabilir. O Zaman birakalim fikirler zitlassin onlarda saygi ve Sevgi icinde olsun toleranslarda olsunmu olsun. Biz biz olarak dostca kalalim. insanlikta bulusalim. Bazi okuyanlarda bazi seyler hoslarina gidiyorsa alsin gitmiyorsa tenkit etsin yorumlar yapsin efendilik insanlik cercevesinde olsunmu olsun. sagilarimi iletir basirilarinizin güzelliklerle güzelliklere gitmesini arzu ederim zor olsada Hele hele benim memleketimde!!Kedi köpek misali "Bundada örnek memleketteki kedi köpek misali gibi bile olamiyoruz"
Yaşar bey, teşekkür ediyorum. Tecrübelerinizle yol gösterici olacağınıza inanıyorum. Saygılarımla