18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Anadolu Sentezine Güvenmek…

II.Bush dönemi Büyük Ortadoğu Projesinde(BOP) yeni hamlelere hazırlanıyor.Yeni bir siyasal atlas oluşturma çabasının ürünü olan Afganistan ve Irak işgalleri , yeni hamlelerin yönünü ve zamanlamasını belirliyor. Afganistan’dan Irak’a uzanan yeni jeopolitik eksen , iki ülkeyi de(İran-Suriye) içine almaya çalışıyor.
Bu çaba ; Hazar Havzası, Basra Körfezi ve Doğu Akdeniz gibi Soğuk Savaş sonrası jeopolitik atlasın önemli noktalarını ABD denetimindeki çekirdeğe(Prof.Barnett’ın vurgusu) bağlayarak, ABD aleyhine boşluk bırakmamaya dönüktür. Asıl hedef Avrasya’dır.Avrasya’da kalıcı ve sorunsuz ABD egemenliği için temel alınan yöntem; kilit coğrafi bölgeler ve ülkeler siyasal açıdan yeniden düzenlenmektir. Bunun için sadece rejim değişiklikleri değil harita değişimleri de öngörülmektedir. ABD dışişleri Bakanı Rich’ın ”Fas’tan Çin sınırına kadar 22 ülkenin sınırları değişecek” sözleri ABD’nin Avrasya’ya ya yönelik hedeflerinin en çarpıcı ifade biçimidir.
Bu stratejinin ana hedefi; Avrasya ‘nın can damarlarını denetim altına alarak, hem Avrasya ‘nın potansiyellerine hükmetmek hem de Avrasya’nın bir araya gelebilme , dayanışma yeteneğini köreltmektir.Bu durum aynı zamanda Avrasya’nın kendi kendini yönetme iradesini zaafa uğratmak, ortak hedef belirleme , ortak tehdide karşı savunma refleksleri geliştirme iddiasını ortadan kaldırmak, bağımlılığı kabullenmiş bölgeler ve ülkeler yaratmaktır.
Aslında bugün yaşananlar, tarih boyu sürdürülmek istenen benzer çabaların yeni hamleleridir.Bunun en somut izleri Ortadoğu’dadır. Birinci Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu’ya bırakılan miras, Batı çıkarları lehine oluşturulan yapay sınırlar,uluslaşmanın önünü tıkayan etnik çelişkiler ve kukla yönetimlerdir.Bugün yeniden Ortadoğu’ya yönelen refleks, bu mirastan cesaret bulmaktadır.
Türkiye’nin de içine çekildiği bu süreç, toprak bütünlüklerini, üniter yapıları,ulus devlet modellerini zedelemektedir. Batı için post-modern zenginlik sayılan etnik farklılıklar, Ortadoğu için Asya için ayrılmanın, ufalanmanın, parçalanmanın, kaosun ve karmaşanın nedenidir. Bu zihniyeti taşıyanlar için ; Bağımsızlık, vatan duygusu, ulusal bütünlük, milli irade ve dayanışma, tarihsel ve kültürel bağlılık, ulusal kültür sentezi, kalkınma heyecanı, toplumsal bilinç gibi kavramlar önemsizdir. Çünkü arzulanan toplumu özgüvensiz ve hedefsiz kılmaktır. Sağa sola savrulan, bugünden geleceği tasarlayamayan, teslimiyete boyun eğen, başı dik onurlu ve kimlikli yaşama inancını yitiren bir toplumdur hedeflenen.
Türkiye bu arzu ve çabaların odağındadır. Bin bir güçlükle yüzyıllardır biriken değerlerine yabancılaştırarak, geleceğine güvenle bakamayan bir ülke görüntüsüne tutsak etmek , Türkiye’yi hedef alan sorunların özetidir.Türkiye’nin ; özgün, senteze dayalı bir birikimin coğrafi bütünlüğü olduğunu kabul etmemek, Yugoslavya benzeri bir süreci özendirmek, 1923’ün anlamını ve değerini yok saymak aslında tarihsel boyutları olan klasik bir bakışın ürünüdür.Özellikle Ortadoğu için bu bakış çok tanıdıktır. Sınırlarını yapay kabul etmek,uluslaşmayı kabullenmemek,etnik farklılıkları çelişki ve çatışma nedeni saymak,Kendi arzu ve heveslerini uygulayan yerli uzantılar üretmek;tüm bunlar Ortadoğu’da Batı çıkarlarının yürütülmesinin araçları olarak yüz yıllardır kullanılmıştır.
Oysa bu yönelişin karşısında Türkiye deneyimi bir anti-tezdir. Ulusal kurtuluş mücadelesiyle çizilen sınırlar, yapay değildir. Bedel ödenerek çizilmiştir. Öylesine bir bedel ki, Çanakkale’den Kurtuluş Savaşına bir neslin seve, seve ödediği bir bedeldir.Dirençle,sevdayla,ayrılıkla,acıyla, sevinçle ama hep başı dik ve onurla ödenen bir bedel.
Bu bedel; henüz bıyıkları terlememişlerin, sırtlarında analarının ter bezlerini taşıyanların ,henüz sevdalananların, yavuklu aşkıyla yatıp tutuşanların ve henüz analarının kınalı kuzularının, asırlık birer çınar gibi cepheye koşan fidanların, isimsiz kahramanların canlarıyla ödedikleri bedeldir.
Bugün vatan toprağına sahipsek, bugün bir bayrak altında yaşamayı her şeye rağmen sürdürüyorsak ve bugün belki de en kötüsü hiçbir şey olmamışcasına duyarsızca yaşayabiliyorsak onların, kınalı kuzuların yaşayamadıklarının sayesindedir. Bize devrettikleri ;sevdalarıdır, gençlikleridir, hayalleridir, yaşamak isteyip yaşayamadıklarıdır ve belki de hepsinin toplamı olan vatandır.

Kim bilir anlatacak çok şeyleri, paylaşacak çok anıları, sevinçleri ve korkuları, bazen umutsuz anları ama çoğu zaman kararlılıkları vardır. Bugüne aktarabilecek çok şeyleri, bugünün gencine söyleyecek çok sözleri vardır. Öyle ya onlarda gençti. Neydi farkları? Sadece 80 -90 yıl önce yaşamış olmaları mı? Yoksa bir savaşın çocukları olmalarımı?

Onların da tıpkı bugünküler gibi yaşama dair yapacak ve söyleyecek çok şeyleri vardı. Onların da anaları, yavukluları vardı. Ve Onlar da gençti. Ama yılmadılar, direndiler ölüme gönüllü oldular. Geriye “vatanım” dediğimiz , kutsal bir emanet bıraktılar.
Bu emanet Anadolu’nun değerleriyle yoğrulmuştur.Harman yeri olmuştur.Anadolu’nun birikimini yaratmıştır.
Ve bugün Anadolu birikimi, Türkiye’nin en önemli zenginliğidir.Anadolu; onurlu ve başı dik yaşamanın adıdır.Anadolu ; sentezdir, alaşımdır, et ve tırnaktır , birlikte halaya kalkmaktır, birlikte türkü söylemek birlikte ağlamak, birlikte gülmektir. Anadolu anti-emperyalist mücadelenin birikimidir.Teslim olmamanın, direnmenin adıdır. Bunu yaratan Anadolu’nun mayası ve hamurudur.Anadolu ; yüzyıllardır biriken iç içe geçen ve cumhuriyet harmanında kimliklenen değerler bütünüdür.
Kolayca çözülmek, başkalarının çıkarları için oyuna gelmek, kurda kuşa yem olmak, dağılmak , ufalanmak ve bu tuzağa Anadolu’nun kolayca geleceğini beklemek Anadolu’yu tanımamaktır. Anadolu ne Irak’ın kuzeyidir ne de Yugoslavya’dır. Buna Anadolu’nun mayası ve hamuru engeldir. Buna atalarımız engeldir, buna Çanakkale engeldir. Buna Anadolu’nun altında kefensiz yatan Kuvva-i Milliyeciler engeldir. Şu da bir gerçektir ki; Anadolu her şeye rağmen çok da ihanet görmüştür.Ama kazanan hep yine Anadolu olmuştur.

iyh@istanbul.edu.tr

Yayın Tarihi : 14 Mart 2005 Pazartesi 11:46:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Levent Gürses IP: 81.215.238.xxx Tarih : 8.04.2005 02:53:44
Bravo

M. Bölükbagi IP: 213.103.151.xxx Tarih : 18.04.2005 02:52:30
Böyle bir tartisma kimseye bir sey kazandirmaz. Bu Anadolu`da yasananlari dogru bir degerlendirmesi degildir. Yazi kendi icinde celiskelerle dolu. Mesala Ermeniler Ortaasyadan gelip Türklerin topraklarini almamislardir. Yazidada Türkler baskalarinin topraklarin iskal etikleri ortada. Ama müslümanlik, Türklük adina bunlari yapmak saniyorum sizce mubah sayiliyor. Böylecede Türklerin nereyi iskal etmisse hakli olmus oluyor. Türklere karsi olanlarda, her zaman oldugu gibi yanlis, kötü emeller icinde oluyorlar. Ben ortokulda okurke askeri okulara gayri "müslümlerin" cocuklari, bu okularin imtahanlarina giremiyorlardi. Bu ne bicim vatandaslik? Egri oturalim ama dogru konusalim. Savaslar olacak, kimse kimseye zarar vermeyecek. Yada taraflardan sadece biri kayiplar vercek. Bu nasil mümkün oluyor? Ermeniler yapiyorda, Türkler evlerinde katliyamlari bekliyorlar oyle mi? Ortada cok seyler olmus. Ama unutturulmak istenen seyler yapilmis.Devlet arsivi sanki Türkiyede degilde, baska bir tarafsiz yer de imis gibi kaynak gösteriliyor. acaba obelgeler icinde yok edilen yokmudur. Bu arsiv bütünüyle güvenilir kaynak degildir. Türkiyede cok seyler oldu.Darbeler oldu. Menderes ve arkadaslari, Deniz ve arkadaslari daha sonrada 50 insan daha asildi gercekleri ne kadar ogrendik.Ornegin Menderes ne kadar hukuka uygun yargilandi? Askerler gerceklerin ögrenilmesi icin ne kadar izin verdiler? Sizlere önerim kimseye kizmadan Türkler kendilerini bir hafta Ermenilerin yerine koysunlar. Yani bir defaya mahsus yerlerini degistirsinler. Olayda karsindakini anlamakicin.Bir gün kendilerini Kürtlerin, Cerkezlerin, Gürcülerin yerine koysunlar. Olaylari birde baska pencerede baksinlar.solcular ile sagcilar, kadinlarla erkekle, polisle hirsizlar, ogrencilerle ogretmenler, Iscilerle patronlar... yerlerini degistirsinler belki bir birini daha anlama sanslarini yakalarlar. Böyle kendi kendini tahrik etmeye hic ihtiyac yok öldürülenler geri gelmeyecekler.Savaslar yasanmis acilar geridekalmis. Ama bundan sonra enazindan yeni acilar yasamamaya, baris icinde herkes kendi kimligi, kültürü ve farkliliklariyla bir arada yasama sansi olusun. Insanlarin bir elindeki parmaklari bile birbirinden farkli ama ayni el üzerinde yasiyorlar.

huseyin aslan IP: 217.93.242.xxx Tarih : 2.04.2005 13:24:46
sizin candan tebrik ediyorum.

serkan gürel IP: 85.98.58.xxx Tarih : 28.04.2005 11:52:58
BU ÜLKENİN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ OLAN MİLLİYETÇİLİK İLKESİDİR Kİ ATAMIZIN BİZE MİRASI OLAN CUMHURİYETİN DAYANAK NOKTALARINDANDIR.HER MİLLETİ AYAKTA TUTAN ORTAK DEĞERLER VARDIR, ANZAKLARIN İFADESİ VAR : ÇANAKKALE SAVAŞI VE ATAMIZIN VECİZ SÖZLERİ SAYESİNDE MİLLET OLDUKLARININ FARKINA VARDIKLARI ŞEKLİNDE .BU KONU ÜZERİNE YAZINIZ BAZI ŞAHISLAR TARAFINDAN TAHRİKÇİLİK OLARAK GÖRÜLÜYOR. ERMENİLER 1071 TÜRKLERİN ANADOLU 'YA GELİŞİ 1071 İLE 1915 ARASINDA GEÇEN YAKLAŞIK 900 SENE NİYE SESLERİNİ ÇIKARMAMIŞLAR?AKILLARI SONRADAN MI GELMİŞ .BAYRAĞA SAHİP ÇIKMAK, ÜLKEYE SAHİP ÇIKMAK TARİHİMİZE SAHİP ÇIKMAK BELGELERLE (EN AZINDAN SAHTE OLMAYAN )TAHRİKÇİLİK Mİ OLUYOR? ULUSLARARASI PLATFORMLARDA MAĞDUR YAYGARASI KOPARIP TAZMİNAT VE TOPRAK TALEBİNDE BULUNANLAR BİZ DEĞİLİZ.CESARETLERİ VARSA KENDİ ARŞİVLERİNİ AÇARLAR GERÇEKLERLE YÜZLEŞİRLER. AYRICA BU ÜLKEDE KÜRT,ÇERKEZ,GÜRCÜ ASILLI RÜTBELİ ASKERİMİZ DE VAR,DİĞER GAYRİMÜSLÜMLERE GELİNCE ASKERİ OKUL SINAVINA GİREMİYORLARMIŞ,ZATEN GİRMEK İSTEMEZLER ;HEPSİNİN DURUMU ÇOK İYİ KİMSE MERAK ETMESİN,AYRICA GÜZEL İSTANBUL'U ,İZMİR'İ ...TERKEDİP DAĞIN TEPESİNDE YAŞAMAZLAR.

Aybars Turan IP: 217.131.5.xxx Tarih : 9.04.2005 15:21:38
Düşüncelerinizi paylaşıyorum . Kuvva-ı Milliye ruhu ile topraklarımıza sahip çıkma zamanı çoktan gelmiştir. Anadolu ihaneti hem dışardan hemde içerdeki işbirlikçilerinden kurgulanıyor.fırsat vermemeliyiz.

HAYATİ KAYA IP: 85.104.6.xxx Tarih : 16.12.2006 13:20:50
bu yazının hemen hemen aynısını Hasan Ayna isimli bir şahıs yazmış(alıntı demeden) doçent dr. yaşar beyi tebrik ederken hasan Aynayı da kınıyorum. http://www.pervasiz.com/modules.php?name=News&file=article&sid=3555