18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Arap Camileri (IV)

Arap ülkeleri, Trablusgarp ve Birinci Dünya Savaşları sonunda, 400 yıl süren Osmanlı yönetiminden sıyrılarak kendilerini batı emperyalizminin kucağına attılar. Sonuçta dev ülke, harita üzerinde çizilen yapay sınırlarla parça parça bölündü; her bir parçanın başına Batı’ya bağımlı kukla krallar getirildi. Petrol gelirlerinden aslan payını alan Batı, bir kısım dolarları krallara aktararak yeni hanedan zenginleri yarattı. Halklar, tok evin aç kedisi durumunda kaldılar. İhtilallerle devrilen kralların yerini asker diktatörler aldı. Ama değişen bir şey olmadı. Artık Arap Birliği, sadece gönüllerinde yaşatacakları bir ütopya olarak kalacaktır. Halifelik makamı ise dini ve siyasi işlevlerini çoktan yitirmiş bulunuyor. Son yılların Arap baharı da bu gidişlesosyal yapıya demokrasiyi getirmeyecek, getirmeye çalışsa da benimsetemeyecektir.

Batı dünyasından Arap ülkelerine verilen petro-dolarlar, deniz ortasında adalar yaratmak, çölün içinde kuş uçmaz, kervan geçmez otoyollar yapmak, bomboş arazilere gökdelenler dikmek gibi gereksiz mimari projelerle yine batı dünyası tarafından geri alınmaktadır. Krallar ve diktatörler ise, halkın yararına sosyal tesisler inşa etmek yerine, saraylar ve adlarını yaşatancamilerle, halkın dini duygularını tatmin ve kudretlerini gösterme fırsatını yakalama peşindeler.

Ne var ki Arap ülkelerinde, son yıllarda inşa edilen ve eskiyi devam ettirme gayreti içinde olan bazıçirkin camilerin yanında, mimarlık açısından umut vaad eden, modern anlayışta güzel projeler de dikkati çekmektedir. Bu gibi Arap mimarları, kadim Arap cami mimarisini, doğal çevreyi ve sosyal düzeni de dikkate alarak çağdaş mimariye uygulayabilme çabası içindeler.

Suudi Arabistanlı mimarlar Abdel Wahid el-Vekil ve Rasem Badran, modern cami mimarisinden çok dikkati çeken iki önemli isim oluyor.

Cidde'de yeni cami

Mimar Abdel Wahid el-Vekil’in projesi, Cidde Yeni Camii, betonarme ve tuğla malzeme ile inşa edilip üzeri sıvanan, bembeyaz bir camidir. Bu eserde, klâsik Arap mimarisinin çağdaş çizgilere dönüşümünü hissedebiliyoruz.

Cidde'de yüzen cami (Kızıldeniz üzerinde)

Cidde Yüzen Cami, ismini Kızıldeniz’de ve denize çakılmış kazıklar üzerinde inşa edilmesinden almıştır. Kudüs Kubbetü’s Sahra’yı çağrıştıran ana kitlenin sekizgen planı ve yan kitlelerle mimar ilginç bir proje yaratmıştır.

Cidde'de Kral Said Camii

Cidde Kral Said Camii kadim Arap mimarisinin çizgilerini inkâr etmeyen çağdaş bir camidir.

Cidde'de Korniş Camii

Yine aynı mimarın Cidde Korniş Camii küçük ve mescit tipinde, oranları ile başarılı olmuş bir camidir.

Riyad'da Quasr el-Hokm Camii

Mimar Rasem Badran’ın Riyad Quasr el-Hokm Camii, 1992’de inşa edilmiş olup 1995 yılı Ağa Han Ödülü’ne lâyık görülmüş bir eserdir. Bu eser, kentsel doku içinde ve cadde üzerinde yer alan bir camidir. Kitle oranları ve kare planlı minaresiyle bir şaheserdir. Camiyi kemer ve kubbe ile özdeşleştirmiş olan bir kısım Türk okurların, caminin resmine bakıp ‘’Bu da ne biçim camiymiş böyle, vallahi iş hanı zannettim’’ diyeceklerini duyar gibi oluyorum.

Riyad Uluslararası Havalimanı Camii

Riyad Uluslararası Havalimanı Camii de çevreye uyum içinde modern çizgiler içerir.

Dubai'de Souk (Çarşı) Camii

Dubai Souk (Çarşı) Camii, ticaret bölgesinde ve köşe başında inşa edilmiş, modern çizgiler içeren bir camidir.

Dubai'de çağdaş cami (maket)

Yine Dubai’de inşa edilecek Çağdaş Cami, gelenekseli reddeden kitlesi ile dikkati çekmektedir.

Abu Dabi'de bir cami

Abu Dabi Camii, vaziyet planı açısından çağdaş ilkeler içeren, ama gelenekseli de reddetmeyen bir plana sahiptir. Bembeyaz cephesi ve birçok kubbesiyle yerel olabilmiştir.

Abu Dabi'de arabesk motifli kubbesi ile ilginç bir camii

Yine diğer bir Abu Dabi Camii, çağdaş olma gayreti yanında, geleneksel arabesk motifli kubbesi ile ilginç gözükmektedir.

Bahreyn'de bir cami

Bahrein Camii, gelenekselden giderek yeni oryantasyona ulaşabilme çabasında olan bir camidir.

Halep'de El-Rahman Camii

Halep el-Rahman Camii Arap’la moderni buluşturma çabası içine girmiş, ama sonuçta abartılı bir çirkinlik anıtı olmuştur. O Halep ki Hitit, Asur, Roma, Emevi, Memlûk ve Osmanlı kültürleri bileşkesi bir kenttir. Urfa, Antep, Antakya, Halep, ayrılmaması gereken dörtlüdür. Görgüsüz mimarilere lâyık değildir.

Kazablanka II. Hasan Camii

Keza, Kazablanka II. Hasan Camii ve Fas Hasan Camii de geleneksel Kuzey Afrika ve Endülüs’ün müdeccer (mudejar) üslûptaki mimarilerini tekrar etme çabasında, ancak mimari açıdan başarısız camilere örnek oluşturur.

Fas Hasan Camii

Bağdat Yeni Camii, tam bir Saddam Hüseyin megalomanisini yansıtan, abartının da abartılısı bir camidir. (Büyük söylemeyelim; böyle bir felâket bizim de başımıza gelebilir).

Bağdat'da yeni cami (inşa halinde iken)

Bu örneklerle, Arap ülkelerindeki yeni cami mimarlarının, kral ve diktatörlerin heveslerini ve kudret gösterilerini tatmin etmek üzere düzenlediklerikopya ve çirkin projeleri yanında, başarılı çağdaş mimarlık çabalarını da sergilemiş bulunuyoruz. 

Çağdaş Arap cami mimarlarının, ‘’Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur’’ meselinden ayrılamayan ve Osmanlı’nın XVI. yüzyıl klâsik Sinan mimarisini kopya etmekte ısrar eden bazı Türk cami mimarlarının anlayışından çok daha ileride bulunduklarını kabul etmek gerekecektir.

(Sürecek)

 

yerguvenc@gmail.com

Yayın Tarihi : 13 Ekim 2012 Cumartesi 15:51:58
Güncelleme :13 Ekim 2012 Cumartesi 23:51:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?