4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Neler oluyor?

Dershanelerin kaldırılma kararıyla su yüzüne çıkan zımnî koalisyonun çöküşü, ardından gelen ve Türkiye’yi sarsan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ve buna karşı girişilen operasyoncu operasyonu, içinden nasıl çıkılacağı belirsiz bir yolda ilerliyor.

Umarım ki bu konuda açılan ve açılacak dâvâlar, sonuçta Deniz Feneri dâvâsında olduğu gibi tahliyeler beraberinde sürüncemeye bırakılmış olmasın. TCK’da 2004 yılında yapılan değişiklikle poliste ‘’adlî kolluk’’ görevlilerinin ihdası, 2005 yılında çıkarılan ilgili yönetmelikle adlî kollukta görevli polislerin Cumhuriyet Savcısı emrine verilerek yapılacak operasyonlarda polisin âmirlerine bilgi vermemesi esası geçerli iken, geçtiğimiz son iki gün içinde yapılan yönetmelik değişikliği ile bu uygulama iptal edilmiş oldu.

Ne var ki bu gibi konular benim ilgi ve bilgi alanımın dışında kalıyor. Burada duracağım husus, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Fatih Belediyesiyle ilgili açılan soruşturma olacaktır. Basından öğrendiğimiz kadarı ile, iddia makamının üzerinde durduğu konu, Fatih Belediye Başkanlığı ile ilgili. Marmaray yeraltı metro hattı üzerine rastlayan, Sirkeci’de 4 ada ve 1 parsel numaralı arazi, imar planında SİT bölgesi ve yeşil alan içinde kalmasına karşın, imar planında değişiklik yapılarak 3 katı zemin altında, 4 katı zemin üstünde olmak üzere toplam 7 katlı otel inşaatı projesine Fatih Belediyesi tarafından verilen onay ve ruhsatla ilgili bir soruşturma. Bu inşaatın, Marmaray hattı ve işletmesi için risk oluşturduğu, sorumlu Japon mühendisleri ve de TCDD yönetimi tarafından Belediyeye bildirildiği hâlde îkaz yazılarının dikkate alınmadığı ve ‘’sümenaltı’’ edildiği anlaşılmaktadır.

Bunun yanında Fatih Belediyesinin tanık olduğumuz buna benzer başka icraatları da vardır. Vezneciler, Şehzadebaşı Caddesi üzerinde kadim bir Osmanlı eseri, Acemoğlu Hamamı vardı. Bu hamam, yeniçeri adayı acemi oğlanların yıkandığı hamamdı. Acemoğlu isminin de halk ağzında acemi oğlanlar isminin kısaltılmış şekli olma ihtimali vardır. Yakın zamana kadar faal durumda olan hamam, merhum dünürüme aitti. Hamamın restore edilerek çevresinde bir çarşı ihdası ile turizme kazandırılması için bir proje hazırlanmıştı. Ne var ki proje, Anıtlar Kurulu ve Belediye tarafından uygun görülmedi. Dünürümün vefatından sonra çocukları hamamı sattılar. Bir süre sonra tarihî hamamın yeni sahibi tarafından yıktırıldığını, yerine koskocaman ve rezil mimaride bir otelin inşa edildiğini hayretler içinde gördük. Bu nasıl oluyordu. Efendim, eski eser kaşla göz arasında yıktırılmış da yerine yapılan inşaat da defalarca mühürlendiği halde bitmişmiş. İş mahkemelikmiş, mahkeme yıllardır devam ediyormuş. Ama yıkıma ve inşaata göz yuman Belediye erkânı paşa paşa yerlerinde oturuyorlar. Bu arada otel de şakır şakır çalışıyor.

Yine aynı belediyenin Sulukule Mahallesinde Roman vatandaşlarımızı yaka paça yerlerinden ettiğini, yapılan vaatlere uyulmadığını, yeni yapıların şuna buna peşkeş çekildiğini Mısır’daki sağır sultan bile duydu.

Peki, bu son konuda açılacak dâvânın sonucu ne olur acaba? Ne olacak ki, hiçbir şey olmayacak.

Çünkü imar konularındaki yasal mevzuat, minareyi çalanlar için öyle güzel kılıflar dikmiştir ki hepsi yağdan çekilen kıl gibi kurtulabilirler.

Geçerli imar planlarında, gerek belediye meclislerinin, gerek ilgili bakanlıkların, gerekse TOKİ’nin mevcut imar planları üzerinde, parsel bazında ‘’mevzii imar planı değişimi’’ yapma yetkileri vardır.

Bu ne demektir? Bir arsa veya arazi sahibi vatandaş, belediyeden ‘’imar durumu’’ ister. Mer’î imar planı uyarınca verilen bu imar durumuna karşı bazı gerekçeler göstererek arsasının imar durumunda alan katsayısı, gabari gibi değişiklikler isteyebilir. Eğer siz sâde bir vatandaşsanız, ağzınızla kuş tutsanız değişiklik talebinize yanıt alamazsınız. Sonuçta arsanızı mevcut imar verilerinin belirlediği değerde bir bedelle satarsınız. Bir iki yıl içinde arsanızda yükselen bir gökdelen veya bir AVM görürseniz sakın şaşırmayın. Yeni sâhip ya dişli ya da işi bilen, ‘’eli selek’’ bir kişi veya firmadır.

Aynı işlemler, TOKİ’ye intikal eden araziler için de geçerlidir. 10 kuruşa aldığı arazi, plan değişikliği ile ya parsel bazında değişikliğe uğramış, ya gelişme bölgesine alınmış veya yeni bir imar planı bizzat TOKİ tarafından dizayn edilmiştir. Değer kazanan arazi, yandaş müteahhitlerle yapılan sözleşmelerle yapılaşmaya açılmıştır.

Uyanık belediyeler, belediye meclislerince uygun görülmeyen projeleri onamazlar. Ne var ki hükümetle ters düşmek de istemezler ve projeyi oyalar, ne şiş yansın ne kebap kabîlinden üç ay bekletirler. Çünkü belediyesince üç ay içinde onaylanmayan ve ruhsat alamayan imar planlarını ve üzerindeki yapılaşmaları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı resen onaylamaya yetkilidir.

Parsel bazında yapılan imar planı değişiklikleri, mülk sahiplerini âbad eder, ama kentin plan bütünlüğünü bozar, kent planlamasını yamalı bohçaya çevirir. Çünkü mevzii plan değişiklikleri, kentin geneli için yapılmış nazım ve imar planlarında kararlaştırılmış bulunan demografik, ekonomik ve trafik gibi ilke kararlarını ve yeşil alanları hiçe sayar; belli noktalardaki nüfus yoğunluğunu arttırır, altyapıyı ve trafiği arapsaçına çevirir.

Eğer doğru-düzgün bir kent planlaması yapacaksak, nâzım plan ve uygulama plan ilkelerinin dışına çıkan bölge veya parsel bazlı plan değişikliklerine cevaz veren ve daha pek çok açık noktası bulunan mevcut İmar Kanunu yerine, AB standartlarına uyumlu yeni bir imar yasası çıkartılması elzemdir.

Elzemdir ama bunun da kimsenin işine geleceğini zannetmiyorum.

yerguvenc@gmail.com

Yayın Tarihi : 25 Aralık 2013 Çarşamba 17:40:20
Güncelleme :28 Aralık 2013 Cumartesi 10:42:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Teoman Törün IP: 88.253.205.xxx Tarih : 28.12.2013 11:45:11

 Rant paylaşımını Mısırdaki Sağır Sultan duydu ama kuyruk sokumundaki kıl duymayınca, bilmeyince hava gazı!