1
Haziran
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Avrupa’da Noel ve Yılbaşı

Sizlerden bir süre uzak kaldıktan sonra, gecikmiş de olsa hepinizin yeni yılını kutluyor, yeni yılda tüm insanların dostluğa ve kardeşliğe daha fazla yaklaşabilmesini diliyorum. Bir süredir Strasbourg’da, kızımızın yanında kalmamız, yılbaşını Paris’de geçirmemiz, bizlere Hıristiyan âleminde yaşanan Noel ve yılbaşı ritüelini yakından izleme olanağını verdi. Yalnız, ‘Hıristiyan âlemi’ deyimini kullanmam, sizlerde bu gibi törenlerin sadece Hıristiyanlarca uygulanan ritüeller silsilesi olduğu zannını uyandırmasın.

Noel çamı dibinde kent maketi

Yılbaşı kutlamalarının Hıristiyanlıkla direkt ilgisi yoktur. Yeni yıl, insanoğlunun kendini ve yaşadığı dünyayı idrak ettiğinden beri ve de uygarlık tarihi boyunca kutlanmıştır. Sadece yeni yılın başlangıç günleri farklı olmuştur.

Noel ise bilindiği gibi Hz. İsa’nın doğduğu kabul edilen bir gün olup Hıristiyanların büyük çoğunluğu tarafından 24 – 25 Aralık gecesinden itibaren kutlanır. Sadece Doğu Ortodoks kiliseleri, Noel’i 6 – 7 Ocak gecesinden itibaren kutlarlar. Bu fark, Katolik dünyasında Papa XIII. Gregory tarafından düzenlenen Gregoryen takvimle, Ortodokslarca benimsenmiş Jülyen takvimi arasındaki gün farkından ileri gelir.

Gelelim ‘Noel Ağacı’na: Biz Müslümanlar 25 Aralık veya 7 Ocak Noellerini kutlamasak da yılbaşını coşku içinde kutlarız. Bundan daha doğal bir şey de düşünülemez. Yine bazılarımız evlerimize ‘Noel Ağacı’ da diker ve süsleriz. Süslenmiş çam ağaçlı vitrinler ve caddeler hoşumuza gider; kente renk katar. Bunları da doğal karşılamak gerekir.

Strasbourg, Kleber Meydanında 40 metre boyunda noel çamı

Süslenmiş çam ağacı, ‘Noel Ağacı’ olarak nitelense de bunun fi tarihinden, Pagan geleneklerden zamanımıza kadar gelen bir ritüel olduğu bilinmektedir. Çam, yaprağını dökmeyen, yaz kış yeşil kalan bir ağaç olduğundan devamlılığı, ölümsüzlüğü simgeler. Üzerine asılan renkli toplar, Cennet bahçesindeki elmalardır. Museviler, bu topların yanına bereketi simgeleyen ‘hamursuz’ parçacıkları da asmışlardır. Sadece üzerine dikilen mumlar, Hıristiyanlarca çam ağacından ayrı olarak düzenlenen ‘Noel piramidi’ içindeki mumlardan mülhemdir. Şimdiki zamanda, çeşitli şekillerde, rengârenk elektrikli süsleme elemanları mumların yerini almıştır. Donatılmış çamı, ‘Noel Ağacı’nı, dini bir simge olarak görmeyin; geçmişi hiç de eskiye dayanmaz. Bu ağaç, Almanya’da XVI. yüzyıldan, Avusturya, İsviçre, Polonya, Hollanda’da XVII. yüzyıldan, İngiltere’de, keza Amerika’da XIX. yüzyıldan sonra moda olmuş ve yaygınlaşmıştır. XX. yüzyılda Türkiye dâhil, diğer Doğu ülkelerinde, taa Japonya ve Çin’e kadar ülkelerde, evlerde, mağazalarda, umumi mahallerde çam süsleme âdeti yayılmış bulunmaktadır.

Hal böyle iken ‘’Vay efendim, çam süslemek, hatta ve hatta yılbaşını kutlamak Müslümanlığa sığmaz’’ diye bu âdetleri ‘gâvur işi’ saymanın, vaveyla çıkarmanın anlamı var mıdır? Bir konuyu bilmeden, incelemeye lüzum görmeden sellemehüsselâm reddetmek, ancak bilimsel metotla çalışmaya alışkın olmayan, kuşkuculuktan ziyade kabulcülüğe yatkın bulunan bizlere özgü olsa gerek.

Şimdi biraz da gezip gördüğümüz yerlerdeki nizam, intizam ve terbiyeden bahsetmek, bizimle karşılaştırmak istiyorum. Şüphesiz ki bizlerin de Avrupalı’ya nazaran çok çok üstün âdetlerimiz ve terbiyemiz vardır. Ama burada anlattıklarım, kör kör parmağım gözüme öyle bir battı ki, yazmadan duramadım.

Şehirlerarası karayolu veya şehir içi çevre yolu trafiğinde âcil durumlarda kullanılacak sağ şerit, sebepsiz işgal edilemez. Bizde bu sağ şeritleri kullanmak açıkgözlük sayılır; normal yoldan giden bizlere enayi gözü ile bakılır.

Yine şehirlerarası otoyollarda sol şerit sadece sollamak için kullanılır. Bizde sol şeritler, otomobillerin, hattâ kamyonların tapulu malıdır.

Şehir içi yollarda yaya şeridi olsun veya olmasın, bir kimse karşıdan karşıya geçiyorsa araçlar durur ve yayaya yol verir. Bizde otoyu yayanın üzerine üzerine sürerler.

Alışveriş ettiğiniz mağazaların içe dışa açılan çarpma kapılarından çıkanlar, arkasından gelenlere elleriyle kapıyı bir süre açık tutarlar. Bizde kapıyı insanın yüzüne çarparlar.

Asansörde tanıyan tanımayan, herkes birbirine selam verir. Bizde insanın yüzüne tükürür gibi bakarlar.

Yollara en ufak çöp bile atılmaz. Avrupalı için kent sokaklarının evlerinin içinden farkı yoktur. Bir istisnasını gördük; parkta bankın önü çöplük olmuştu; banktan uzaklaşanların Türkçe konuşmaları bizi çok üzdü.

Halk, gördüğü yanlışı, yanlış yapana ihtar eder. Bizde ihtar et de göreyim seni; karnına kurşunu yersin.

Yılbaşı gece yarısı Paris’de Şanzelize’yi epey arşınladık. Işık meşheri içindeki caddede iğne atsanız yere düşmezdi. İnsanlar birbirlerinden en ufak rahatsızlık duymuyorlardı. Dönüşümüzde, magandaların Taksim Meydanında faaliyete geçtikleri, genç kızlara, turistlere sözle ve elle tacizde bulundukları okuyunca; doğrusunu isterseniz fazla da hayrete düşmedik.


yerguvenc@gmail.com

Yayın Tarihi : 8 Ocak 2011 Cumartesi 00:03:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Teoman Törün IP: 85.103.106.xxx Tarih : 8.01.2011 20:24:21

"Yılbaşı kutlamak, çam ağacı süslemek gâvurluktur" diyen Müslümanlar da var; Malikî mezhebinin egemen olduğu Libyada olduğu gibi, İsanın doğumunu da kutlayıp her tarafı ışıl ışıl kandillerle yanan çamlarla süsleyen İslam grupları da var. Bilinçsiz yasak anlayışı yobazın kanına işlemiş. Elbette toplumsal  eğlencelerin hepsinin kökeni birbirine benzer biçimde pagan dönemlerine kadar dayanıyor.Şimdi de "Muhteşem Yüzyıl" dizisine konmak istenen yasak histerisi. Ne zaman yontulacağız? 


yasar ertas IP: 94.101.46.xxx Tarih : 8.01.2011 22:46:06

gayet güzel anlatmis yazmissiniz cok cok tesekkürler Su yerlere cöp atmazlar cümlenize deginmek istiyorum .bunda yollarin yol gibi caddelerin cadde gibi yol kenarinda her bir kac metrede cöp kutulari varliklari olmasi gibi ( halk cöp kutularini doldurmakta ve hizmet eden cöp kutularini bosaltmakta olanlarla yaris  eder gibidir neticede bosaltan görevliler kazanmaktadir)  devlet belediye tam tamina yapmis halkindan istiyor bu iste gayet iyi yürüyör biz millet olarak avrupaya bes cekeriz memleketimiz öyle cehennemle cennet yasantisi varki  bir bakarsin yol da cizme giymek gerek bir bakarsin bal dök bal yala bu iki arada insanciklar gidip geliyor saskinlik ta otamatikman buluyor  yani suc mercilerin her isini tam tamina yap koy kuralini kes cezani Avrupada örnek birkac ceza metroda sarhos  istifra etmek 20 eur. yaya kirmizida gecme 15 eur. ev esyasi sokaga atmak 50-500,eur vs. uzun lafin kisasi  isler bir zincirinhalkasi gibi tikir tikir isler bizim islerde birbirini sisler neticede hepimiz insaniz bir seferinde belediye otobüsleri gerev yapti cok az otobüsler calisti valla ayni istanbulda kendimi zannettim mogurdanmalar  pestil gibi otobüste olmalar hemen basladi kural mural kalmadi  yaa iste böyle  ama olacak olacak düzelecek herhalde