18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bağdat Caddesi

Fransa, Paris’te Presence MysteryShopping firması bir araştırma yaptırmış. Dünyanın en önemli 30 alışveriş caddesini incelemiş ve puan değerlerine göre sıralamış. Değerlendirme kriterlerinde caddenin ticari kapasitesi ve metanın müşteriye arz edilme sanatı dışında, caddenin temizliği, mimari çehresi, ışıklandırılması, yeşil alan ve ağaçların varlığı, çevrenin şıklığı, caddeye ulaşım olanakları, dinlenme olanakları ve kafe-restoran kültürü ile beraber çalışan personelin düzeyi, müşteriye yaklaşımları ve de caddede dolaşan insanların kibarlığı, yabancılara yaklaşımı teker teker incelenmiş. Değerlendirme sırası ve caddelerin aldığı puanlar, sizlere belki de şaşırtıcı gelebilir. Şöyle:

1’inci Singapur, Orchard Road (89 puan); 2’nci Luxembourg, Venue de la Liberté (85); 3’üncü Amsterdam, PC Hoofstraa (83); 4’üncü İstanbul, Bağdat Caddesi (83); 5’inci Sao Paulo, Oscar Freire (82); 6’ncı Sydney, George Street (82); 7’nci Viyana, MariahilferStrasse (80); 8’inci Brüksel, Avenue Louis (78); 9’uncu Tokyo, GinzaLine (78); 10’uncu Londra, Bond Street (77); 11’inci Helsinki, AleksanterinKahr (77); 12’nci Milano, Passage Victor Emmanuel (76); …..; 16’ncı Paris, ChampsElysées (71); …..; 26’ncı New York, 5’th Avenue (64); ….. şeklinde gidiyor. Nasıl; şaşırdınız mı? Şanzelize nasıl 16’ncı, Beşinci Cadde nasıl 26’ncı oluyor? Hiç şaşırmayın. Kriterler böyle sonuç vermiş. İstanbul’da Nişantaşı’nın adı var; var ama Bağdat Caddesinin Nişantaşı’nı sollayalı çok oldu.(Ankaralılar kızmasın; onların da Tunalı Hilmi’leri var).

Bu sıralamaya en çok şaşıranlar, her halde Bağdat Caddesinin eski durumunu bilenler olmalı. Eski durum deyince yanlış anlaşılmasın; Bağdat Caddesi ve de Kadıköy, evvel ezel kibar muhittir. Bu gün de İstanbul’un ‘’En kaliteli, en yaşanabilir ilçesi’’ olmuştur. Bunu ben söylemiyorum; İstanbul Ticaret Odası’nın İstanbul Üniversitesi hocalarına yaptırdığı araştırma söylüyor.

Bağdat Caddesi adı nereden geliyor? Efendim, Sultan IV’üncü Murat, İstanbul’dan Bağdat seferine çıkarken bu yolu kullandı ve zafer kazanarak bu yoldan döndü. Hepiniz bilirsiniz ama ben yine de tekrarlayayım: Bir efsaneye göre Bizas veya Vizas, (Yunan alfabesinde B’yi V okumak lâzım) kenti kurarken Sarayburnu’ndan karşıya bakmış, Khalkedon köyünü görmüş. Sarayburnu gibi bir dünya cenneti varken karşı yakada köy kuranların gözlerinin kör olduğuna hükmetmiş. (Yenikapı arkeolojik kazıları, kentin Vizas’tan binlerce yıl evvel kurulduğunu ispatladı da bu söylemin palavra olduğu tescillendi).

Bağdat Caddesi, yıllar yılı hâlî durumda kaldıktan sonra Sultan II’nci Abdülhamid döneminde yıldızı parlamaya başladı. Dönemin paşaları, bendegânları ve zenginleri, mâlî durumlarına göre bu yol üzerinde veya deniz kenarında veya tren hattı boyunda mülk edinmeye ve yazlık konaklar inşa etmeye başladılar. Dönemin birbirinden güzel ahşap konakları, çamlıklar, bahçeler bu bölgede gelişti. Örneğin, bu gün de Caddebostan’da varlığını sürdüren Ragıp (Sarıca) Paşa köşkü en güzellerindendir.Mühendis Mektebi hocası Alman mimar Jasmund’un eseridir. (Jasmund, Sirkeci Garının da mimarıdır). Keza, yine Caddebostan’daki Cemil (Topuzlu) Paşa’nın 1901’de yaptırdığı köşk, mimar Vallaury’nin ‘art nouveau’ stili şaheseridir. Bu ve bu gibi köşkler, dönemin Osmanlı asilzadelerinin resm-i kabullerine, balo, çay ve resepsiyonlarına tanık olmuş saray yavrularıdır. Ne var ki halk, bu köşkleri uğursuz bellemiştir. Ragıp Sarıca Paşa, 1908 Meşrutiyeti ile Rodos’a sürülmüş, orada ölmüştür. Cemil Topuzlu Paşa, yaptırdığı köşkle ‘zevk sahibi’ kabul edilerek İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) olmuşsa da köşkü 1931’de satmak durumunda kalmıştır. Köşkü dönemin zengin ve taşralı müteahhidi Hayri İpar almış, kısa zamanda İstanbul yaşamına ayak uydurmuş, dönemin İstanbul sosyetesiyle şaşaalı bir hayat sürmüştür.Oğlu Ali, Adnan Menderes’le dost olmuş, kredi ile gemiler almış, 1960 darbesiyle her şeyi elinden alınmış, kullanması nasip olmayan gemiler Haliç’te çürümüş, sonunda jilet olmuştur.Köşkü satın alan Banker Kastellidiye maruf Abidin Cevher Özden, şaşaalı yaşamdan sonra düştüğü zaruret içinde hayatına son vermiştir.Tabii ki bu inanışı ciddiye almamak lâzım.

Cumhuriyet dönemi zenginleri için de Bağdat Caddesi üzerinde oturmak bir ayrıcalık sayılmıştır. Kadıköy-Bostancı seferini yapan tramvaylar, yazın açık vagonlarında hanımefendi ve beyefendileri taşır, etrafa parfüm kokuları yayarlardı. Kadıköy, İskele’den kalkan tramvay, Altıyol, Dereağzı, Kızıltoprak, Konak, Feneryolu, Selâmiçeşme, Çiftehavuzlar, Göztepe, Caddebostan, Erenköy, Çınardibi, Kantarcı, Şaşkınbakkal, Suadiye duraklarından sonra Bostancı’ya ulaşırdı. (Unuttuğum bir iki durak olabilir). Zaten Bostancı köprüsünden sonra belediye sınırı son bulurdu. Caddeden denize inen sokakların nihayetindeki en meşhur plajlar, Caddebostan ve Suadiye plajları idi. Bu plajlarda sonmoda mayo giymiş genç kızlar, kibar delikanlılar güneşlenir, yüzer, her yıl ‘’plaj güzeli’’seçilirdi. Gece, müzikli plaj gazinosunda ayrı bir âlem yaşanırdı.

1974’te, Boğaz Köprüsünün açılışı ile Bağdat Caddesinin de kaderi değişime uğradı. Bölge yazlık özelliğini yitirdi; yaz-kış oturulabilir bölge oldu. Ne yazıktır ki birbirinden güzel ahşap köşkler ve dönemin mimarlarının yaptığı önemli villalar birer birer yıkılmış, yerlerini apartmanlara terk etmiştir. Cadde üzerinde sadece bir ahşap köşk kalmış,bir de Prof. Mimar Emin Onat eseri Göztepe’deki villa tescilli olduğu için yıkılamamıştır. Ahşap köşk şimdi Vakko mağazası olmuş, villa kebapçı olup ön bahçesine heyula gibi bir banka binası kondurulmuştur. Sahil yolu geçirildikten sonra Belediye, Caddebostan Plajını ihya etmek amacı ile Tekirdağ-Kumbağ’dan ve Şile’den sahile kamyonlarla kum taşımış, kabin, duş ve büfe inşa etmiştir. Ama plaja, eski müşterilerin çocukları itibar etmemekte, plaj yaz aylarında, hafta sonları varoş delikanlıları için güzel bir dinlence mekânı olmaktadır.

Bağdat Caddesi, yeni düzenleme ile geniş ve granit kaplı kaldırımlara kavuşmuş, bu da insanlara rahat yürüyüş olanağı sağlamıştır.Cadde boyunca, özellikle Göztepe-Caddebostan-Suadiye arasında Türkiye’nin ve dünyanın en meşhur markalarını satan mağazalar; dünya mutfaklarını sunan restoranlar, fırın, kafe, pub ve pastaneler; spor, masaj, kozmetik, güzellik salonları,kitabevleri, CKM’de (Caddebostan Kültür Merkezi) sinema, tiyatro, konser, konferans, sergi salonları, ve şu anda aklıma gelmeyen birçok etkinlikler, hepsi bu caddede ve yan sokaklarında toplanmış durumdadır.


Şimdi size caddenin en güzel bir özelliğini anlatacağım. Cumhuriyet bayramlarında İstanbul’da Vatan Caddesinde resmî rical ve bir kısım halk toplanır; asker, tank ve öğrencilerden oluşan resm-i geçidi seyreder. (TV spikerlerinin söylediği gibi ‘resmî geçit’ değil, ‘resm-i geçit’). Anadolu kentlerinde keza aynı seremoni daha bir coşku ile seyredilir. Doğuda askerin önünden askeri geçirirler. Bağdat Caddesinde halk kendi inisiyatifi ile ‘’Cumhuriyet Yürüyüşü’’ yapar. Akşamüstü yol trafiğe kapatılır, yaşlı, genç, çocuk, kadın, erkek, işçi, patron, memur, profesör, öğrenci, emekli, bütün çevre sakini, el ele, kol kola, bütünüyle kendi istekleri doğrultusunda ellerinde bayraklar, meşaleler, pankartlar, resimler, … hep beraber, iğne atsan yere düşmeyecek şekilde Suadiye’den Göztepe’ye kadar büyük bir coşku içinde yürürler. Bu kutlamayı 1994’ten beri Kadıköy Belediyesi önermiş, halk tamamen doğal organizasyonla bu kutlamaya seve seve katılmıştır. İşte bu büyük bayram böyle kutlanır.Belediyenin katkısı sadece yolun trafiğe kapatılması ve müzik yayınından öteye geçmez. Dilerim ki bu eylem, diğer beldelere de örnek olsun.


yerguvenc@gmail.com

Yayın Tarihi : 17 Ocak 2012 Salı 17:12:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Teoman Törün IP: 88.240.35.xxx Tarih : 18.01.2012 12:31:46

Evet, Türkiyede "Bağdat Caddesi" tek oldu; ona "Amennâ" da...  Dünya dördüncülüğü hayretefza bir keyfiyet. Ben Caddeye mecburen uğradığımda bu yaşımda tahammül edemiyorum; kendimi dışına nasıl atacağımı bilemiyorum. Üstüme başıma tırmanan bir kalabalığın bulunduğu bu caddenin "İnsanların kibarlığı" kıstasından da sınıf geçmiş olması göz yaşartıcı. Ama, galiba bu devirde Dünyanın her yeri böyle oldu.  O zaman ne kadar kıvanç duysak azdır. Ayrıca, gerçekden görüntü etiketi mükemmel. Çevreye senin gibi uzman bir şehircinin gelmesi de ayrıca büyü nimet. Kadıköy'e katkın büyük olacak. İlçenin yerel gazetesi "Gazete-Kadıköy'"de yazılarını bekliyoruz.