24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Bir yeni yıl ziyafeti

Bu öyle bir ziyafetti ki, sofrada ne yılbaşı keki - şampanya, ne havyar – istiridye – beyaz şarap, ne kestaneli hindi – kırmızı şarap, ne de sufle – kahve – konyak vardı. Bu ziyafet NTV televizyonunun her yıl gelenek haline getirdiği, yılsonu konseri idi. Konser, 31 Aralık 2009 akşamı, 6 – 8 saatleri arasında ve Berlin’den canlı olarak yayınlandı.

Yine meslek damarım kabardı. Şimdi size kısa da olsa, konserin verildiği ‘Berlin Philarmonie’ binasından bahsetmek istiyorum. Salon, 1957 – 1965 yılları arasında inşa edildi. Bu yıllar, modern mimarlığın işlevsel (fonksiyonel) yapılarında gözlemlenen dışa vurumculuk (ekspresyonizm) akımının son yıllarıdır. Mimarı Hans Scharoun’dur. Salon, işlev açısından: Klâsik konser salonlarına benzemez. Burada orkestra, dinleyici – izleyicinin ortasında yer almıştır. Mimar bu yeniliği, ‘’Burada odak noktası müziktir. Orkestra matematiksel olarak merkezde yer alır ve kesinlikle izleyiciler tarafından sarılır’’ şeklinde ifade etmektedir. Dışa vurumculuk açısından: Dış kitleyi içerideki işlev şekillendirmiştir. Dış mekândaki açılar ve çok köşeli eğrilikler, iç mekândaki döşeme kademelerini, duvar ve tavandaki akustiği sağlayan yüzeyleri aynen dışarıya yansıtmıştır. (Bunları yazarken yurdumuzda, bir tek bile doğru dürüst konser salonu bulunmayışı yüreğimi sızlatıyor).

Şimdi dönelim konsere: ‘’Herkese aynısı gönderilen ve klişe cümlelerden oluşan kutlama mesajlarını içeren cep telefonumu bir kenara bıraktım. Viskimi koyup, puromu yakarak TV’nin karşısına, koltuğuma kuruldum’’ desem, okur çoğunluğunun ‘’burjuva özentisi herif, yurdumuz bunca toz – duman içinde iken hava – cıva şeylerden bahsediyor’’ diyeceğini ve tıklayıp başka bir yazıya geçeceğini tahmin ediyorum, ama de yine de yazıyorum.

Orkestra şefi Sir Simon Rattle idi. İngiliz asıllı şef, yıllardır yönettiği Birmingham Senfoni Orkestrası’ndaki üstün başarısı ile dikkati çekti; 7 yıldır Berlin Filarmoni’nin şefliğini yapıyor. Konserin birinci kısmında icra edilen Sergei Rachmaninov’un ‘2. Piyano Konçertosu’ muhteşemdi. Solist, Çinli piyanist Lang Lang, eseri müthiş bir enerji ve duygu seli içerisinde çaldı. Büyük alkış alan piyanist, ‘bis’i Frederic Chopin’in Kontes d’Agoult’ya adadığı 12 parçalık ‘Opus 25 Etude’ albümünden bir parça ile sonlandırdı.

Orkestra, ikinci kısımda Piotr Ilyic Chaikovsky’den ömrünün son eseri Fındıkkıran Balesi 2. perdesinden Opus 71 si bemol ve si minör parçalarına geçti. Sırası ile Arap, Çin, Rus, Mirlitonlar, Şeker dansları, Çiçeklerin Valsi, İntrada ve finalde Appoteosis çalındı. Konser, ‘bis’te icra edilen, Rundfunk Çocuk Korosu eşliğinde yine Fındıkkıran’ın Kar Dansı (Waltz of Snowflakes) ile sona erdi.

Türkiye’nin yüz akı NTV’ye çok çok çok teşekkürler.

 

yerguvenc@gmail.com  

 

Yayın Tarihi : 5 Ocak 2010 Salı 11:32:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Erdem Yücel IP: 217.131.177.xxx Tarih : 5.01.2010 22:35:38

Yılbaşı gecesini kültürlü ve aydın bir kişiye yakışır biçimde geçirdiğiniz için sizi kutlarım. Sanırım bu yazıyı okuyanlar, televizyon kanallarının o  akşam yayınladığı ipi sapa gelmez proğramlarını izleyenler, acaba şöyle düşünürler mi? Bizim ne eksiğimiz var ki, Berlin Filarmonu gibi üniversal boyutlardaki  çok sesli müziği izlemek yerine adı sanatçıya (!) çıkmış şarkıcıları seyrederek  gecemizi heba ettik diye...Pek sanmıyorum ama inşallah böyle düşünenler çıkar, aslında çıkmalı da....

NTV'deki proğramı izledim. Ancak o proğram beni 1986 yılına götürdü. Alman Dışişlerinin davetlisi olarak bir kaç müzeci arkadaşla Almanya'ya davet edilmiştik. Proğramı Almanlar yapmış, önceden Alman Büyükelçiliği yanımızda smokin götürmemizi de istemişti. Berlin de Filarmoni orkestarısını smokinli olarak izlemiştik. Unutamadığım harika bir geceydi. Sonraki yıllarda İstanbul Festivali kapsamında Berlin Filarmoniyi  burada da izledim. Ancak Berlin de yerinde izlemek bambaşka bir havaydı. Özellikle sizin değindiğiniz  konser salonunda...

Bu yazınızla bana nostalji yaşattığnız için de teşekkür ederim. Biz siyasetin kirli arenalarında klavye oynatırken sizler ne güzel sanattan kültürden söz ediyorsunuz.  Tek kelime ile imrendim