18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Cumhuriyet’in 10. yılı arifesinde…

Önemli kilometre taşlarımızdan biri olan Cumhuriyet’in 10. yılı arifesinde ülkemizin ‘’manzara-i umumisine’’ bakmak ister miydiniz?

Efendim, doğum günümde kızım bana bir armağan getirdi: 10. sene, 3398 sayılı ve 21 Teşrinievvel (Ekim) 1933 Cumartesi günlü Cumhuriyet gazetesinin tıpkıbasımını. Cumhuriyetimizin 89. yılını idrak ettiğimiz bu günlerde 79 yıl geriye gitmemizi ilginç bulacağınızı umuyorum.

Serlevha, ‘’Türk-Macar dostluğu her şeyden kuvvetlidir’’. Devam edelim: ‘’Kardeş Macaristan’ın muhterem Başvekili Ankara’da. Dün gece verilen ziyafette Başvekil İsmet Paşa Hazretleri ve M. Gömbüş nutuklarını Türkçe söylemek suretiyle iki milletin kardeşliğini bir defa daha teyit etmişlerdir’’ şeklinde.

Bu haber vesilesi ile gazetenin müessisi ve başmuharriri Yunus Nadi Bey, o günkü yazısında, ‘’Hatalar nasıl tashih olunabilir?’’ diye soruyor. Yazar, ezcümle Merkezî Avrupa’nın eski Balkanlardan daha karmaşık ve tehlikeli bir hal aldığını, Birinci Dünya Savaşından sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun parçalandığını, Macaristan’ın sağından solundan kırpılarak haksızlıklara uğratıldığını, Avusturya’dan koparılan parça ile yeni bir Çekoslovakya çıkarıldığını, Yugoslavya’da millî vahdet teessüs ettirilemediğini ifade ediyor. Yazının devamı, daha sonra gelecek kötü günlerin habercisi gibi. Almanya, Almanca konuşan Avusturya’yı ilhak etme arzusunda; Avusturya ise ekonomik çöküntüde olmasına karşın bu konuda mütereddit. Almanya, Cemiyet-i Akvam’dan (Milletler Cemiyetinden) ve Silâhları Azaltma Komisyonundan çekiliyor. Yunus Nadi, ‘’Bu ahval ve şerait dâhilinde harp ateşini yakmaya cür’et edecek bir mecnunun çıkmasına ihtimal vermek istemiyor’’. Ne var ki bir süre sonra o mecnun (Hitler) ortaya çıkacak ve dünyayı ateşe verecektir.

Muharrem Feyzi Bey de Almanya Cemiyet-i Akvam’dan çekildikten sonra Avrupa devletlerinin ‘’esliha ve mühimmatın tevsiine’’ gittiklerini söylüyor. İç sayfalarda diğer bir başlık, dünyanın zehirli gaz harbine hazırlık yaptığını, boğucu, yakıcı, tahriş edici gazlara karşı gaz maskelerinin imal edildiğini, sığınaklar inşa edildiğini yazıyor.

Bir güzel haber, Kayseri Tayyare Fabrikasının orduya iki adet uçak yaptığını, ‘’yedek aksam için harice verdiğimiz paraların miktarının asgariye indiğini’’ müjdeliyor. (Ne yazıktır ki bu fabrika İnönü döneminde, fabrika sahibi Nuri Demirağ’a kişisel kızgınlıkla kamulaştırılacak ve sonuçta kapatılacaktır).

İstanbul limanına gelen Sovyet kruvazöründen inen bahriyeliler Taksim Cumhuriyet anıtına çelenk bırakmışlar, Amiral Ral Yoldaş, Vali Muhittin Beyi makamında ziyaret etmiş, misafirler Sipahi Ocağında ve Tokatlıyan Otelinde ağırlanmışlardır.

Bu arada Cumhuriyet Bayramı hazırlıkları yoğun bir şekilde devam etmektedir. Cumhuriyetin 10. Yılı için açılan marş yarışmasında Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar’ın güftesi ve Cemal Reşit Rey’in bestesi seçilmiş bulunmaktadır. Marşı jüri önünde piyano ile terennüm eden Cemal Reşit Rey’e, müzikçi bir ukalâ üye,‘’niçin Cumhuriyet kelimesinde majörden minöre geçiyorsun, bu rejimi küçültmek anlamına gelir’’ demişse de üstat, Beethoven’in Napoleon için yazdığı Eroica’nın 2. bölümünün ve Fransız Marseillaise’inde minör tonunda olduğunu söylemiş ve herifi bozum etmiş. (Bu gazetede yok; tevatür müdür bilmem).

Çıktık açık alınla on yılda her savaştan,
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan.
Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,
Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.

Türk’üz, Cumhuriyetin göğsümüz tunç siperi,
Türk’e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri
.

Bayram hazırlığı meyanında Taksim Meydanında Cumhuriyet anıtı çevresinde toplanan halk, bu yeni marşı Şehir Mızıkasından defalarca dinliyor, halkın pek çoğunun marşı öğrenerek söylemesi memnuniyet bahş oluyor.

O dönem gazetelerinde, daha fazla okur çekebilmek için olsa gerek, roman ve macera tefrikaları (yazı serileri) yer alırdı. Gazetenin bu sayısında da dört tefrika birden yayınlanıyor: Abidin Daver’den ‘’Harpte Yavuz’’ (51), Server Bedi (Peyami Safa’nın polisiye yazılarındaki mahlas)’den ‘’Sabahsız Geceler’’ (80), M. Turhan’dan ‘’Cengiz Han’’ (14) ve Moris Dökobra’dan naklen ‘’Aşkın Kudreti’’ (56).

Spor haberi olarak Beşiktaş’ın Galatasaray’ı 3-1, Fenerbahçe’nin Adapazarı’nı 12-0 yendiği yer alıyor.

Uçak seferlerinin bulunmadığı, karayollarının yetersiz olduğu bu dönemde demiryolları ile denizyolları ana ulaşım araçları idi. Gazetede 22 Teşrinievvel (Ekim) Pazar günü İstanbul limanından yolcu ve eşya-i ticariye alarak hareket edecek gemiler sıralanmış. Çanakkale vapuru Sirkeci’den Çanakkale-İzmir-Küllük-Bodrum-Rodos-Marmaris-Dalyan-Fethiye-Kalkan-Kaş-Finike-Antalya’ya; Cumhuriyet vapuru Galata’dan Zonguldak-İnebolu-Ayancık-Samsun-Ünye-Giresun-Tirebolu-Görele-Trabzon-Rize’ye; Mersin vapuru İdare’den Çanakkale-Edremit-Ayvalık-Dikili-İzmir’e hareket edecek. Yabancı vapurlar da aynı hafta içinde Lübnan, Mısır, İtalya, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Fransa limanlarına yük ve yolcu taşıyacak.

Son sayfada ilan ve reklamlar yer alıyor. En büyük reklam Ziraat Bankası’na ait, İhap Hulusi’nin çizdiği yan gelip yatmış, çubuğunu tüttüren köylü ve de bir kumbara. Hasan Kuvvet Şurubu içen gürbüz bir çocuk, koskoca çıpayı başının üzerine kaldırmış. İpekiş, Cumhuriyet balosunda tuvalet giyecek hanımefendilere en nadide kumaşları öneriyor. Tüccar terzi J. İtkin, baloya iştirak edecek beyefendilere frak ve smoking dikiyor; İstiklal Caddesi, 405 numarada.

Tayyare Piyangosu 11 Teşrinisanide çekilecek; tükenmeden acele edin. Dostoyevski’nin Haydar Rıfat çevirisi ‘’Ölüler Evinin Hatıraları’’nı Şafak Kütüphanesi neşretmiş; 125 kuruş.

Doktor ilanları da epey yer tutuyor. Kimyager Hüsameddin, 100 kuruşa idrar tahlili yapıyor. Müdavi hekimler, Dr. İhsan Sami, Dr. Hodara, Dr. Horhoruni hastalarını adresleri verilen muayenehanelerinde bekliyor. Bu aradaadem-i iktidar ve bel gevşekliği ilaç ilanlarından geçilmiyor.

Her ne hikmetse Şehir Tiyatroları ilanları yok. Yalnız Millet Tiyatrosunda Naşit Beyin sahneye koyduğu ve Karakaş, Eyüp Sabri, ve Jermin Hanım iştirakiyle oynadığı ‘’Adalet-i İlâhiye’’ dram komedisi yer alıyor. Duhuliye 10, ön sıralar 20 kuruş. Alemdar ve Milli sinemalarında Darülbedayi aktör ve aktrislerinin iştirakiyle ‘’Söz Bir Allah Bir’’ filmi, Türk sinemasında bir ecnebi film var. Füsunkâr yıldız Lil Dagover’in (?) aşk-vazife-ihanet-fedakârlık filmi ‘’Harp Arifesinde’’. Bu film, o muhataralı günler için çok mânidar değil mi?


yerguvenc@gmail.com

Yayın Tarihi : 27 Ekim 2012 Cumartesi 11:09:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Pakize. IP: 95.15.165.xxx Tarih : 29.10.2012 23:17:40

CUMHURİYETİN 89. YILI ARİFESİ DE, TÜM BEDBAHT ANILARIYLA ANILACAK VE BATI EMPERYALİSTİ YANDAŞLARININ -GELECEKTEKİ TARİHTE- ALINLARINDA KARA BİR LEKE OLARAK KALACAKTIR ! BUGÜN YÜZLERİ AYDINLIK OLANLAR KENDİLERİNİ GÖSTERMİŞLERDİR ! NE MUTLU "BU CUMHURİYETE SAHİBİM" DİYENLERE !..