Anayurttan dalgalar halinde gelen Türkmen boyları, bir kısım Bizanslısı, Kürdü, Lazı, çerkezi, eski kalıntılardan Hititlisi, Hattilisi, Ffrigyalısı, Lidyalısı ile Anadolu potasında kaynaşmış ve bu gün adına Türk dediğimiz halk oluşmuş.
Birkaç yıl evvel Burdurun Ağlasun (Sagalasos) İlçesi'nde kazı yapan Belçikalı arkeolog, 3000 yıllık insan iskeletleri buldu. Bunlara yöre halkına ait 5060 yıllık iskeletlerle beraber DNA testi yaptırmak istedi.Kapalı bir toplum olan yöredeki bazı tutucular: Bizim o kâfirlerle ne ilgimiz olabilir ki ? diye karşı çıktılarsa da sonuçta ikna oldular. Belçika'da yapılan DNA testinde 3000 yıllık kemiklerle 5060 yıllık kemikler yüzde 100 e yakın benzerlikle akraba çıktı.
Herhalde bu gibi nedenlerle olsa gerek, fiziğimiz Orta Asyalı kardeşlerimizden farklı; ama özümüz onlarla bir
Bu pota içinde acaba, nasıl diğer unsurları asimile etmişiz ve Türk egemen' unsur olmuş ?
Şanlı geçmişi, kuvvetli ve adaletli devletçiliği, insancıllığı, akılcılığı, üstün zekâsı, gelenekleri, renkli folkloru, sağlıklı mutfağı, mimarlık sanat ve kültürü gibi üstün özellikler yanında hiç şüphe yok ki, sağlam ilkeleri ile ezelden beri yaşayan Türk dilimizle kendimizi göstermiş ve Anadolunun başat unsuru olmuşuz.
O ne güzel dildir ki; on yüzyıl evvelki Yunus Emreyi saf Türkçe'siyle bu gün de rahatlıkla anlıyor ve seviyoruz.
Bu gün de matematiksel ilkeleri sayesinde ürettiğimiz yeni sözcükler ve onlarla yaptığımız takılarla, dilimizi modern çağa uyarlıyabiliyoruz.
Fransızca'da Victor Hugonun 40 bin sözcükle yazdığını, buna karşın Türkçe'yi en zengin kullananlardan Yaşar Kemalin 3 bin 500 sözcüğü geçemediğini söyleyenler çok yanılıyorlar.
Batı dillerine göre Türkçe'nin daha az sözcük içerdiği, ilk bakışta doğru gibi geliyor. Ancak bunu söyleyenler Türkçe'deki bir sözcüğün birden fazla anlama gelebildiğini, aldığı takılarla çeşitlendiğini, sözcüğün cümle düzenindeki yerine göre değişik vurgular kazandığını, yani az sözcükle çok şeyin anlatılabildiğini görmezden geliyorlar.
Örneğin: İstemez sözcüğü ile bir yargıya varabildiğiniz gibi, aynı sözcükle sitem de edebilirsiniz. Hasta sözcüğünü ele alırsak,akciğer hastası olmak, Dr. Faik Bey'in hastası olmak, futbol hastası olmak gibi çeşitlemeler; cümle yapısında ben oraya gidiyorum, oraya ben gidiyorum daki gibi anlam farklılıkları ilk akla gelenler...
Avamın söylediği Türkçe çok lâstiklidir, nereye çeksen oraya gider sözünde haklılık payı vardır.
Türkçe bilmeyen yabancılar, konuşmalarımızı duyunca, bunun ahenkli bir dil olduğunda fikir birliği içindeler. Fuzulinin, Kanuni Sultan Süleyman için söylediği; Gözüm,cânım efendim/ Sevdiğim Devletlû Sultanım mısraında aruzun verdiği ahengi bizler de hissedebiliyoruz.
Güzel Türkçe'miz, yüzyıllar boyu Arapça'nın, Farsça'nın, çok sonraları Fransızca'nın, şimdilerde ise İngilizce'nin bunca saldırısına karşın sapasağlam ayakta duruyor.
Bu günden sonra, dîvanda, dergâhta, bârgâhta, mecliste, meydanda Türkçe'den başka dil konuşulmaya diyen Karamanoğlu Mehmet Beyi, bize arı Türkçe'mizi ve yeni abecemizi kazandıran Atatürkümüzü hayırla yad edelim.
Atatürk, geometri terimleri ile dahi ilgilenmiştir. Eskiden kullanılagelen arapça: Müselles-ül mütesaviyen edlal den ne anlıyorsunuz? Bunun Türkçesi ve de Atatürk'çesi Eşkenar üçgen dir. Osmanlının son dönemlerinde moda olan Fransızca sözcüklerden, pardon ve mersi bu günlere kadar geldi. Hem de çok mersi diye gülünçleşerek
Yine ne yazık ki, günümüzde merkeze 'center', iş hanına 'plaza', bedestene 'galleria', sergi alanına 'show-room', köşke 'villa', iki katlı eve 'duplex', üç katlı eve 'triplex', kahveye 'cafe', bakkala 'market', dükkâna 'shop', torbaya 'poşet', yıldıza 'star' diyen ve yazanlarımız, bir semt adı olan Maçkayı 'Machka' diye yazan tabelalarımız, Entivi, Sienbisi, Eyçbibi diye anılan televizyon istasyonlarımız var.
Merak ediyorum, aklımız ne zaman başımıza gelecek?
Türkçenin güzel bir yanı da demokrat bir dil olması, dişil-eril-eşya arasında ayrım yapmamasıdır. Arapça ve ispanyolca'daki el, İngilizce'deki the, fransızcadaki dişil la, eril le, almancadaki dişil der,eril die,nötr das gibi harfi tarifler Türkçe'de yoktur. Cümle yapısındaki esneklik ve vurgulamalarla hiç bir eksiklik hissedilmemektedir. Üç batı dilinde ç sesi vermek için ch,tsch;ş sesi vermek için sh,ch,tch kullanıldığı gibi c harfini bazen k,bazen de s diye okursunuz.Türkçe ise yazıldığı gibi okunur.
Yukarıda da söylediğim gibi Atatürkün Türkçe'mize en büyük armağanı harf devrimidir. Bu günün Türkiyesinde böyle bir devrimin yapılamayacağına aklınız kesiyorsa, Atatürkün dehasına ve büyüklüğüne bir kere daha iman edersiniz.Türkçe fonetiğe hiç uymayan Arap elifbası bu devrimle atılmış, Lâtin esaslı yeni Türk abecesi dilimize uyarlanmıştır.
Arap yazısı steno gibidir; eskiler çabuk not tutmak gerektiğinde yeni yazı yerine Arap yazısını tercih ederlerdi. Ancak,Ankarayı ankrh, maydonozu midenuvhz yazacaksınız. İngiltere ve İskandinavya sözcüklerini karıştıracak,bir türlü doğru yazıp okuyamıyacaksınız. Nitekim bir üniversite profesörümüz eski bir fermandan onu bir buçuğa verile cümlesini evvelâ un ile pirinç verile diye okumuş ve yayınlamıştır. Nokta,virgül de birer harf olduğundan noktalama işaretleri kullanamazsınız. Cümle aralarına gül veya yıldız koyabilirsiniz. Ancak cümle ve özel isim başlarında da küçük harf kullanacaksınız. Çünkü büyük harf yok
Son Osmanlı edip ve yazarlarından Şinasi, noktalama işaretlerini bu yazıya uydurma çalışmaları yapmışsa da,yaptığı çalışma tutmamıştır.
Tuz, düz sözcükleri, ol, öl, evvel sözcükleri, gül, gel, kel sözcükleri, de aynı şekilde yazılıyordu. Eski yazı döneminde, Ercüment Ekrem Talu, bir gazete makalesinde: 'alim alim gül alim, gül dibine gel alim... Türküsünü yazdığı için mahkûm olmuştur. Çünkü yazdığı türküde Kel Ali lâkabı ile maruf, Bakan Ali Çetinkayayı kast ediyor, türküdeki gül ve geli kel diye okuyabiliyordunuz.
Mesleğim dışında,hariçten gazel okumak bahasına da olsa yazı yazma hevesimi hoş görün. Dil konusunda yazabileceklerm bu kadar
Her ne kadar sürç-ü lisan ettiysek affola. Bazı konularda beni aydınlatan Y.Müh. Atılay Arsana da teşekkürler
ellerinize sağlık çok güzel olmuş ben lise öğrencisi olarak çok beğendim bende sizin gibi Türkçe'nin yok olmasını istemiyorum bunun içinde elimden geleni yapmaya hazırım bu site için de çok teşekkürler...
işte ödevimi buldum
yaşasın türkçe performans ödevimi buldum ama bu kelimeler arasında degişik işaretler var onlar ne anlama geliyor??? yinede tebrik ediyorum. TÜRK DEMEK TÜRKÇE DEMEK TÜRKÇE GİDERSE TÜRKİYE GİDER .İLİNE DİLİNDE KÜLTÜRÜNE SAHİP ÇIK. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
gerçekten süper olmuş türkçemizi korumalıyız
çok güzel bir türkçemiz var kesinlikle türkçe dünyada en önemli dildir.TÜRKİYE/KONYA SAMET 6-A SÜLEYMAN ÇELEBİ İ.Ö.O
çok güzel olmuş