18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Nevruz Bayramı (!)

Bir iki yıldır ‘’Bahar Bayramı’’ anlayışında kutlanmaya başlayan Nevruz, bu yıl yine teröre vesile yapıldı. Şenliğin, tatil günü olan Pazar’a alınması teklifi, ‘’O gün bayram değil’’ bahânesiyle Valilikçe yasaklandı. Yönetim, bu yılki kutlamalarda şiddet eyleminin hâkim olacağına dair bir istihbârat mı aldı acaba, bilmiyoruz. Çünkü bu sudan sebeple yasaklamanın başka bir izahı yok. Nitekim yine Kandil’den gelen bir emirle şiddete başvurdular. Yine lumpen gençleri, çoluk çocuğu ortalığa saldılar.

Ne var ki halklar arasına kin ve nefret tohumları serpmek için ellerinden geleni ardına koymayan çirkin politikacıların tahrik ettiği güruhunyaptığı tahrîbat, özellikle ağaç kökleme ve ağaç yakma vandalizmi, her halde aklıselim sahibi Kürt kardeşlerimizi de üzmüştür. İstanbul’da ağaç yetiştirmek için didinen, doğa dostu değerli Kürt ve Zaza dostlarım vardır.

**********

İnsanoğlu, kendini bildi bileli, doğa olayları içinde hemhâl olmuştur. Daha dünyanın yuvarlaklığının ve güneşin etrafında döndüğümüzün bilinmediği tarihlerde bile o zamanın gözlemcileri, gece-gündüz eşitliğinin farkına varmışlardı. Arap kaynaklarında ‘’Tesâvi-i leyl ünehar’’, İngilizcede ‘’Equinox’’ olarak anılan bu günler, güneş ışınlarının 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde Ekvatora dik düşmesi ile senede iki kez oluşur. O günlerin öğle saatinde gölgeler sıfırdır. 21 Mart, Kuzey Yarımkürede ilkbaharın, Güney Yarımkürede sonbaharın başlangıcıdır. 23 Eylül ise bu oluşumun tersidir. Keza Kuzey Kutup noktasında 6 aylık gecenin, Güney Kutup noktasında 6 aylık gündüzün başlangıcı olduğu gibi. Yine, 21 Marttan sonra Kuzey Yarımküresinde gündüzler, Güney Yarımküresinde geceler uzamaya başlar. ‘’Canım, hepimizin bildiği şeyleri burada tekrarlamanın ne âlemi var’’ derseniz, ben de size ‘’Bilim bunları söylerken, bu güne ulusal vasıf atfederek politik araç olarak kullanmanın ne âlemi var’’ diye sorarım.

İnsanlığın, çok eski tarihlerde bu doğa olayının farkına varışından sonra, Nevruz hakkındaki ilk belgeye Mîlâttan iki yüzyıl sonra ve Pers İmparatorluğu kayıtlarında rastlıyoruz. 21 Marta rastlayan günün, yeni yılın ve ilkbaharın başlangıç günü olduğu ve o gün törenler düzenlendiği, bulunmuş olan bir Pers takviminde ifade edilmektedir. Ancak bu tarihin evvelinde de, yâni Mîlâttan önceki dönemde de yine Pers İmparatorluğunda, Nevruz kutlamalarını Cemşid Şâhın başlattığı, şairlerin o gün Şâha ‘’Nevrûziye’’ olarak, Yenibahara ait kasîdeler takdim ettikleri bilgisi vardır.

Nevruz, Farsçada, Nev = Yeni, Ruz = Gün, yâni Yenigün anlamında olup ‘’Nooruz’’ olarak okunur. Bu terim, Farsçadan Türkçeye ‘’nevruz’’, Azerice ve Türkmenceye ‘’nowruz’’, Kürtçeye ‘’newroz’’, Kazakçaya ‘’naurız’’, Kırgızcaya ‘’nooruz’’, Tatarcaya ‘’navrez’’ olarak geçmiştir. Bu sözcüklerin hepsi de aynı kapıya çıkar ve aslının Farsça olduğu gerçeğini değiştirmez. Nevruzun en realist deyimi, İngilizcede: ‘’ThePersiannewyear’sday’’dir. Ne var ki sözcüğün Farsça olması ve yeni yıl gününün Perslere mâl edilmesi, kutlamaların sadece İran’da yapılacağı anlamına gelmez.

Ne var ki insanlık tarihinde, nevruzun bir doğa olayı ve baharın müjdecisi bir gün olduğunu bir kenara iterek onu kutsallaştırmak, doğaüstü söylenceler yaratmak, bu söylencelerden hareketle ulusal kimlik kazandırma çabalarına girişmek ve politika malzemesi olarak kullanmak, hiç de bilimsel gerçeklere uymuyor.

İsterseniz bu güne ait söylencelere bir göz atalım:

Maya uygarlığında dikilitaş ve piramitler, ekinoksu belirleyecek konumda inşa edilmiştir.

Antik Yunan’da Dionisos kutlamaları ekinoksa denk gelirdi.

Musevîlikte nevruz, kırlangıcın gagasında getirdiği suyu Hz. Süleyman’ın önüne serptiği ve Hz. Süleyman’ın da kuşa hediye verdiği gündür.

Kürtler, nevruzu ‘’Demirci Kawa’’ söylencesi ile ilişkilendirirler. Söylence, Firdevsî’nin Şehname’sinde ‘’KavehAhangar’’ adıyla yer alır. Nevruz ateşi, bu söylencedeki demirin eritilmesini remzeder. Kürt düşünürü Musa Anter merhum, İngilizce bir yayınında Kürtlerin 31 Ağustos günü kutladıkları bayramın, Arap takvimine geçildikten sonra Mart ayına kaydığını realist bir dille ifade eder. (www.xs4all.nl/~tank/kurdish/htdocs/cult/anter.html)

Türklerin söylencesi de yine, Orta Asya’ya, Ergenekon’dan çıkış için demir dağın eritilmesine dayanır. Çin kaynakları, M.Ö. III’üncü yüzyılda Göktürklerin bahar şenlikleri düzenlediğini, halkın nevâlelerini alarak kırlarda piknik yaptıklarını yazar. Bu şenliklerin Nevruz’a rastladığı tahmin edilir.

Velhâsıl bütün bu söylenceler, nevruzun determinist (gerekirci) bir doğa olayı olduğu bilimsel gerçeği yanında, ancak tebessümle dinlenebilecek ulusal mitolojik değerlerdir.

Evet, ‘’Nevruz Bayramı’’, Orta Doğu’da İran, Kürt ve Azeri halklarının; Orta Asya’da Türkmen, Özbek, Kazak, Kırgız Türk halklarının müşterek bayramıdır. Araplar, bu oluşuma iltifat etmemişlerdir. Keza biz Anadolu Türklerinde de bu bayramın kutlandığını zannetmiyorum. Çünkü biz, yüzümüzü Doğuya değil, Batıya çevirmiş bir ulusuz. Sadece Atatürk’ün, Mustafa Kemal Paşa olduğu 1922 yılında Ankara’da ve Nevruz kutlamasında çekildiği ifade edilen bir grup fotoğrafı vardır. Millî Mücadele döneminde çekilen fotoğrafın, Atatürk’ün Kürtlerle yaptığı bir hasbıhalde çekilmiş olması ihtimâl dâhilindedir. O dönemde önem verdiği ve arabasına aldığı Kürdistan Mebusu Diyap Ağa fotoğrafta bulunmadığına göre bu bir tören fotoğrafı değildir.

Çünkü ben, geçmiş yıllarda tüm Türkiye illerini dolaşan, çalışan ve çevreyi çok iyi tanıyan bir İstanbullu olarak, ne İstanbul’da, ne Ege’de, ne Akdeniz’de, ne İç Anadolu’da, ne de Trakya’da, Nevruz Bayramının kutlandığına tanık olmadım. Bizim bahar bayramı olarak bilgimiz, bir zamanlar 1 Mayısın resmî bahar bayramı olması ve de o günden bir gece evvel, sicilli komünistlerin polislerce teker teker ve neden gösterilmeden evlerinden toplanıp nezarete tıkıldığı gün olmasından ileriye gitmezdi. Bir de genellikle Roman kardeşlerimizin kutladığı, hanımlarımızın bir gece evvelden gül dallarına niyetlerini astığı, Anadolu halkının piknik yaptığı 6 Mayıs Hıdrellez gününü geleneksel Bahar Bayramı olarak bilirdik.

Son yıllarda ne hikmetse, Orta Asya Ergenekon söylencesine dayanarak, örs üzerinde demir döğme, ateş üzerinden atlama törenleri yaparak, Nevruz Bayramının sadece Kürtlerin bayramı olmadığı imajını yaratma gayreti içine girdik. Ne gerek vardı? Hele koskoca bakanların, koskoca vâlilerin, üç beş tahta ile tutuşturulan ateş üzerinden atlamalarını televizyonlarda gördükçe ne diyeceğimi bilemiyorum.

Yâhu! Bırakın, Kürt toplumu kendi bayramlarını istedikleri günde, istedikleri yerde, istedikleri şekilde kutlasınlar. Size ne oluyor? Herkesin bayramı kendine.


yerguvenc@gmail.com

Yayın Tarihi : 25 Mart 2012 Pazar 11:20:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Metin Akyüz IP: 78.166.11.xxx Tarih : 31.03.2012 00:52:08

ELDE VAR SIFIR:

Kürtlerin amacı Nevruzu kutlamak değil karanlık emellerine argüman yapmak ve gündemde kalarak seslerini duyurmaktır.Her kuş sürüsü ayrı ayrı uçacakmış, kendini kuş olarak görenler ayrı ayrı uçabilirler, uçsunlar   birader, bizden uzak,allaha yakın olsunlar, kalmaları için ısrarcı değiliz.Ancak yüzyıllar boyunca kardeşce beraber yaşamış bir milletiz. bunların beyni yıkandıktan sonra havalara girdiler, havalarda uçmaya başladılar, lafım hepsine değil aklıselim kürtlerin sayısı küçümsenmeyecek kadar fazla, onun içindir ki sözüm kendini bilen PKK nin tavır ve eylemlerini benimsemeyen kürtlerin nevruz bayramlarını kutluyorum. Gün gelecek onlarda anlayacaklar havanda su döğdüklerini, rüzgar kayadan ne alabilirki, bir zaman eser rüzgar ve zamanı geldiğinde esinti biter. Yazık  binlerce şehit kanına yazık aradan 35 sene geçmesine rağmen gelinen nokta sıfıra sıfır, elde var sıfır.


sevgi bulut IP: 90.209.195.xxx Tarih : 27.03.2012 20:56:30

selam newroz bir bahar bayramidir dini bayram deyildir herkes kutlasin diye genelikle pazara getirmeye calisirlar  siz yazinizda bazi konulari nalamadiginizi yaziyorsunuz devlet ve hukumetler zaman zaman kurtlere guclerini sergilemek icin boyle keyfi uygulamalar yapiyor  demek istiyorlarki biz istemesek bir kus bile ucmaz   kurtlerde inadina kanatlarini kestiyiniz halde ucmaya calisiyor cunki kurtlerde oyrendi artik her kus kendi surusuyle ucar ve ucmali