18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Taksim Meydanı konusuna devam

Geçen haftaki yazımda Taksim Meydanında yapılacak yeni proje düzenlemesi konusundaki düşüncelerimi ifade etmeye çalışmıştım. Bu defa, konuyu biraz daha açmak gerektiğini hissettim. 7 Şubat 2012 tarihli Sabah gazetesinde Hıncal Uluç aynı konuya değinen fikirlerini ‘’Başbakana Açık Mektup’’ başlığı ile yayınladı. Sayın Uluç, meydan düzenleme projesini hatalı buluyor ve Başbakan’a ‘’projeyi durdurun’’ diyor. Avrupa’nın önemli meydanlarını sıraladıktan sonra ‘’bu meydanları oyalım diyen çıktı mı’’ diye soruyor ve ‘’bir uluslararası proje yarışması açılmasını’’ öneriyor.

Evet, Avrupa’nın bazı önemlimeydanları üzerinde trafik vardır. Ancak bu meydanlar, ana arterlerin düğüm noktasında yer alan, kavşak tipi meydanlardır. Taksim Meydanı, kavşak-meydan özelliğinde değildir. Ben de sizlere, kavşak özelliği olmayıp sadece yayalara hizmet eden, Roma’daki Navona Meydanı, Venedik’teki San Marco Meydanı gibi örnekler verebilirim. Bu gibi meydanlar, içinden araba ile geçip gidiliveren meydanlar değil, mimari değeri olan, halkla beraber yaşayan meydanlardır. Niçin bizim de trafikten arındırılmış, halkın yaşamına hizmet eden bir meydanımız olmasın? Trafiğin alt kota alınması,yeni bir icat değil, halka hizmet eden meydanlarda uygulanmaya başlanan bir sistemdir. Örneğin, Paris’teki Defans Meydanı, altından raylı ve motorlu taşıtların geçtiği, üstü sadece yayalar için düzenlenmiş modern bir meydandır.

Sayın Uluç, her halde kendisi de meydanın bu günkü düzensizliğinden ve trafik keşmekeşinden şikâyetçi ki uygar bir meydana kavuşmamız için uluslararası proje yarışması açılmasını öneriyor. Kültür ve deneyimi tartışılmaz, değerli bir gazetecinin, ideale yakın bir projenin elde edilebilmesi için, iyi bir jüri denetiminde proje yarışması açılması konusunu dile getirmesi takdire şayan bir temennidir.

Ne var ki Taksim Meydanının düzenlenmesi için 1987 yılında davetiyeli ve uluslararası bir proje yarışması açılmış ve sonuçlandırılmıştır. Bu arada ‘’Nâzım planı kesinleşmemişkentte, meydan düzenlenmesi gibigeneli etkileyecek detay uygulamalara geçilemez’’, ‘’Proje ile yandaş ve partizan rantlaşmanın yolu açılacak’’ gibi bugün de benzerlerini işittiğimiz sloganlar atılmıştı.

’Uluslararası Taksim Meydanı Düzenleme Mimari Proje Yarışması’’ ANAP Hükümeti döneminde, Bedrettin Dalan’ın başkanlığında ‘’danışman jüri’’ ve seçilen ‘’aslî jüri’’ üyelerince değerlendirilmişti.

Jüri üyeleri:
İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehircilik Kürsüsü Profesörü Kemal Ahmet Aru başkanlığında,
Güzel Sanatlar Akademisi Profesörü Mehmet Çubuk,
Y. Müh. Mimar Doğan Tekeli,
Y. Mimar Kemal Kutlu ve
Y. Mimar Muammer Onat’tan oluşuyordu.

Yarışmada derece ve mansiyon alan mimarlar:
1’inci ödül: Vedat-HakanDalokay,
2’nci ödül:Behruz Çinici, Brown-Root, Orhan Berk,
3’üncü ödül: Necati-Mine İnceoğlu, Hasan Şener,
1’inci mansiyon: Mete Ünal,
2’nci mansiyon: Barbaros Sağdıç,
3’üncü mansiyon: Fatma Aren, Yaprak Karlıdağ,
4’üncü mansiyon: Hande-Esat Suher, Radi Birol,
5’inci mansiyon: Robert Godill, Celeste Brown,
6’ncı mansiyon: Charles Moore, Arthur Anderson ve beraber çalıştıklarıekip elemanlarından oluşuyordu.

Birincilik ödülünü alan Y. Müh. Mimar Vedat Dalokay, çok önemli eserlere imza atmış, ülkemizde ender yetişen mimarlardandır. Merhum, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasında dairesel kavşak projeleri, Hitit Anıtı ve sosyal çalışmalarıyla da ünlenmiştir.

Vedat Dalokay, projesinde ‘’İstanbul’un en önemli noktası’’ olarak nitelendirdiği Taksim Meydanı’nın ‘’Trafik kavşağı niteliğinden kurtarılıp, hakiki meydan kimliğine bürünmesi, yani yayalaşması’’ ilkesini benimsemiş ve ‘’Meydandaki araç ulaşımını bu alandan arındırarak meydan altında (alt kotta) çözmek’’ yoluna gitmiştir.

1939’da yıktırılmış bulunan Topçu Kışlası için ‘’Yıkılması affedilemez; kentsel belleğe darbedir’’ demekle yetinmiştir. (Bugünlerde, Topçu Kışlasının yeniden inşasına karşı çıkanlardan Gezi Parkının yok olacağını söyleyenler, Kışla ortasındaki 22 bin metrekarelik park alanını görmezdengeliyorlar).

Mimar Dalokay, meydanın ‘’Boğaz siluetiyle görsel ilişki sağlaması’’ amacıyla, Atatürk Kültür Merkezi yanında yer alan, Mete Caddesi üzerindeki apartmanların kaldırılması gerektiğini de projesinde belirtmiştir.

Demek oluyor ki, bir uluslararası yarışmada birinci olan proje, bugün uygulanmak istenen projeyi teyit ediyor.

Uygulanmak istenen yeni projedeMete Caddesi üzerinde yıkılması gereken apartmanların istimlâkine yer verilmemiştir. Bu yapıların kaldırılması ile yapılacak üst platform, Meydanı Boğaz manzarasına açacak, alt kotlarda yapılacak teraslamalarda kafe ve restoranlar, sanat galerileri, AKM ile bağlantılı salonlar ve otoparklar yer alabilecektir.

Maket fotoğrafından gördüğüm kadarı ile yayalaştırılacak meydan üzerinde, havuz, yeşil alan, oturma köşeleri gibihalkın yararına olacak elemanlar yer almamıştır. Bu gibi ayrıntıların uygulama projelerinde geliştirileceğini umuyorum.


yerguvenc@gmail.com
 

Yayın Tarihi : 10 Şubat 2012 Cuma 12:53:53
Güncelleme :16 Şubat 2012 Perşembe 00:28:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 10.02.2012 13:36:35

Bir evimiz olsun basimizi sokalimda  nasil olursa olsun bir ev olsun zihniyetinden cikmis bir evimiz olacaksa ev gibi ev olmali zihniyetine cagina girmis bir toplum ve zamanda yasiyoruz Bu yoldan cikarak taksim alaninda düzenlemelerinin iyi  güzel olacagi kanaatindeyim ama güzelin güzelide vardir bunun sonu yoktur bunun tartismalarini yapmak güzeldir ama engel olmak bunun daha güzeli vardir diye köstek olmak hic yapmamak her cikan bir güzellige sebeb bulmak yumurtaya kulp takmak gibi bir sey oluyor yapmaya kalkilan bir ise yapmak isteyen kisilere yapma hissini öldürüyor madem cok biliyorsun buyur sen yap diye bir lafimiz her yerde söyleniyor ( bu kisiyede bu laf söylnince ilk önce o bu isten kaciyor)ama bir is ortaya cikmiyor birakin yapilsin birakin bir cok kisi ekmegini yesin calissin nasibini alsin Kars heykel misali herkez heykeli yapti kismetini riskini aldi biri dedi olmadi yikin ne yapildi yikildi yine herkez kismetnii riskini aldi adam gibi yapilsin adam gibi yikilsin güzellik geldi simdilik kalsin bilmem kac yil sonraki nesil ister yiksin ister zamana göre yine yapsin bu zamana göre bu meydan bir seylerde yapilsin artik