18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Ulu Camiler

Ulu Cami ismi nereden geliyor? Bu camiler hakikaten ulu mudurlar? Evet, dönemlerinin en ulu camileriydiler. Ulu camiler, kent cemaatinin Cuma ve Bayram günlerinde kapalı mekânda namaz kılmalarına olanak verecek alanı karşılayabilen camilerdi. Bu tip camiler ihtiyaç arttıkça büyüyebilen, genişleyebilen plana sahiptiler. Bu nasıl gerçekleşir? Planlamanın fleksibilite (tam karşılığı olmasa da esneklik de diyebiliriz) özelliği sâyesinde gerçekleşir.

Kayseri Ulu Camii (Plan)

Bir dama tahtası düşünün. Tahtadaki her bir kare bir modüldür. Her bir modülün boyutu 7x7 veya 10x10 veya 12x12 metre olsun. Böylece 49 veya 100 veya 144 metrekare alan elde edersiniz. Modülün 4 köşesinde 5 veya 6 veya 8 metre boyunda ayak veya sütunlar vardır. Böylece bir hacim elde edersiniz. Modülleri yan yana ve alt alta dizerseniz ulu cami kitlesini elde edersiniz. Modülün boyutlarını ve adedini caminin istiab haddi tayin eder. Direkler ahşap veya kâgir fil ayağı veya mermer sütun şeklinde olabilir. Ayaklar birbirine ahşap kiriş veya kâgir kemerlerle bağlanır. Çatı örtüsü ahşap üzerine toprak, taş veya tuğla örgülü tonoz veya kubbe şeklinde olabilir. Kubbe kasnağı üzerindeki pencerelerden ışık alınabilir. Çevre duvarları kerpiç ve hımış olabildiği gibi genellikle taş veya tuğla örgülü de olabilir.

Beyşehir Eşrefoğlu Camii (İç görünüm)

Ulu camilere mimarlık tarihçileri tarafından yapılan en önemli eleştiri, iç mekânın direk ormanı veya sütun kalabalığı görüntüsü vermesidir. Evet, ulu camilerde merkezî tip camilerde olduğu gibi engelsiz görüş sağlayan geniş hacimler elde edemezsiniz. Bu eleştiriyi yapanlar, bilinçaltlarına yerleşmiş cami tipi olan, kilise (Ayasofya) ilhamlı ve merkezî sistemli selâtin camilerindeki geniş ve yüksek hacmi bu camilerde bulamadıkları için hayal kırıklığına uğrayanlardır. İslâm’ın tevazuunu ve kiliseden farklı özellikleri olduğunu düşünmezler. Hâlbuki kilisede takip edilmesi gereken teatral âyin, camide yoktur. Bir mümin, namazını tek başına da kılar. Toplu namazlar ona sadece güven ve birlik hissiverir. Namazın yönü Kıble’dir. Namaz kılan müminin önüne bir duvarın veya bir sütunun rastlaması bir şeyi değiştirmez. Çünkü Kıble yönü, onun için sınır tanımayan ve mâniaları aşan bir ışın gibidir. Ve de mihrapta müminin görmesi gereken bir tören, bir âyin yapılmamaktadır.

Beyşehir Eşrefoğlu Camii (Dış görünüm)

Ulu cami planları yatık dikdörtgen şeklindedir. İhtiyaç hâlinde sağına veya soluna yeni modüller eklenebilir (fleksibilite özelliği). Dikdörtgenin uzun kenarı Kıble yönüne bakar. Neden? Bu bir İslâmî gelenektir. Cemaat, namazda sınıf farkı gözetmeksizin yan yana ve saf hâlinde dizilirler. Ön safta yer almak her zaman daha makbûldür. Kiliselerde ve tiyatro salonlarında ise dikdörtgenin kısa kenarı sahne önündedir. Çünkü bakışlar sahneye yöneliktir ve sahneye iyi bir görüş sağlanmalıdır. Namaza duran için ise Kıble yönü kendi karşısındaki yöndür. Namaz mihraba, imama yönelik kılınmaz. Mihrap, sadece Kıble tarafını belirten bir işarettir.

Bitlis Ulu Camii (Plan ve dış görünüm) (Oktay Aslanapa çizimi)
 

Ulu cami tipi, İslâm dünyasında VIII’inci yüzyıldan XV’inci yüzyıla kadar uygulanmıştır. Arap Yarımadası, Kuzey Afrika, İspanya (Endülüs), Orta Asya, Anadolu gibi İslâm ülkelerinde bu tip camilere rastlarsınız. Yayvan ve fazla yüksek olmayan bu tip camiler, depremlerden hiçbir zaman zarar görmemişlerdir. Bu yüzyıllar arasında, fethedilen ülkelerde camiye çevrilen kiliselere ve kilise örneklerine göre yapılmış merkezî sistemde ve küresel kubbeli camilere de rastlayabilirsiniz.

Şam Emeviyye Camii (İç görünüm)
 

Şam, Emeviyye (Ümeyye) Camii en ünlü ulu camilerdendir. Yerinde Roma döneminin Jüpiter tapınağı vardı. Hıristiyanlığın kabulünden sonra yerine kilise inşa edildi. İslâm’ın 636 yılında Şam’ı fethetmesiyle kilisenin bir kısmı camiye tahsis edildi. 705 – 707 yıllarında kilise kısmen yıkılarak cami inşa edildi. Cami duvarları, Jüpiter tapınağı temelleri üzerine oturur. Mihrap, ilk olarak bu camide yer almıştır. Hanefî, Şafiî, Mâlikî, Hanbelî mezhepleri için dört ayrı mihrabı vardır. Şiiler Hz. Hüseyin’in öldürüldüğü yer olarak kabul edilen mahalle kafalarını sokar ve ağlarlar. Yatık dikdörtgen planlı, modüler sistemde ve Vizigot yapılarından devşirme bol sütunlu, tipik bir ulu camidir.

Şam Emeviyye Camii (Dış görünüm)
 

784 – 786 yıllarında inşa edilmiş Endülüs’deki Cordoba (Kurtuba) Camii çok geniş alana yayılmış bir ulu camidir. 178x125 metre ve dikdörtgen boyutlu, 22.500 metrekare alanı kaplayan yaygın, arzullah-ı vâsıa bir yapıdır. 1523 yılında katedral olarak tadil edildi.

Kahire El-Ezher Camii (Plan)

Kahire El-Ezher Camii (1200), yatık dikdörtgen ve modüler planla başlamış, daha sonra çevresineyapılan yeni modüllerle genişlemiş, fleksibilite özelliğine örnek teşkil eden bir ulu camidir.

Afyonkarahisar Ulu Camii (Dış görünüm)

XIII’üncü yüzyıl eseri Afyonkarahisar, Ankara Aslanhane (Ahi Şerafeddin), Beyşehir Eşrefoğlu Ulu Camileri ahşap direkli ulu camilerin üç örneğidir. Anadolu’da bu tip çok fazla sayıda ulu cami vardır.

Afyonkarahisar Ulu Camii (İç görünüm)

Afyonkarahisar Ulu Camiinde enine 9 modül, boyuna 6 modül, yâni 54 modül, 8 x 5 = 40 ahşap direk vardır. Tavan ahşap, dam toprak örtülü iken son yıllarda yapılan onarımla ahşap çatı ve çinko kaplama yapılmış, iç mekânda yapılan yağlı boya çirkin desenler caminin orijinalliğini bozmuştur.

Diyarbakır Ulu Camii, Roma dönemine ait devşirme taş malzeme ile inşa edilmiş tipik bir ulu camidir. Selçuklu, Artuklu, İnaloğulları, Osmanlı dönemlerindeki eklentilerle çok kültürü barındıran, eklektik bir eser olmuştur. Kare planlı minaresi ve diğer özellikleriyle Şam Emeviyye Camii’ne benzer ayrıntılar içerir.

Divriği Ulu Camii (Plan ve dış görünüm) (Albert Gabriel çizimi)
 

Mengücek Beyi tarafından inşa ettirilen Divriği Ulu Camii (1229), Selçuklu’nun avlulu plan tipinde, fevkalâde ilginç motifler içeren taş işçiliği ile öne çıkan çok değerli bir ulu camidir. 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmıştır. Ne var ki bu değerli yapı dabilinçsiz ve kötü onarımların kurbanı olmaktadır.

Bursa Ulu Camii (Plan ve dış görünüm)

Bursa Ulu Camii yapımına 1334 yılında başlanmışsa da 1399 yılında, yani 65 yılda bitirilebilmiştir. Düşünün ki Orhan Gazi’nin Bursa fethi inşaattan 8 yıl evvel, 1326 yılındadır. 1345’lerde Karesi Beyliği ilhak edilmiş, 1361’de Edirne’nin fethi tamamlanmış, 1389’da Kosova Savaşı’nda Murad Hüdavendigâr şehit düşmüş, 1396’da Yıldırım Bayezid Niğbolu’da Haçlıları gafil avlayıp mağlup etmişti. Ne var ki 1402 Ankara Meydan Savaşı Yıldırım’ın sonunu getirecek, Osmanlı yıllar yılı bunalıma girecektir. Bunca muhataralı ve Osmanlı maliyesinin henüz zenginleşemediği bir dönemde, yapının 65 yıl sürüncemede kalmasını doğal karşılamak gerekir.

Bursa Ulu Camii (İç şadırvan) (ilimhazinem.com)
 

Bu caminin bir özelliği de imaret, hamam, han yapıları ile ilk külliye fikrini gerçekleştirmiş olmasıdır. Bu gün de kentin en işlek ve merkezî bölgesidir. Ulu cami, 5 enine, 4 boyuna olmak üzere 20 modülden oluşur. 12 taşıyıcı sütun ve 20 küresel kubbesi vardır. Modüller yaklaşık 120’şer metrekare olup cami alanı 2400 metrekareyi bulur. Bazı internet bilgileri Bursa Ulu Camii’nin 5 bin metrekare kapalı alanı ile en büyük camimiz olduğunu, Süleymaniye ve Sultanahmet camilerinin alan büyüklüğünün avlularından ve külliyelerinden ileri geldiğini yazıyorsa da inanmayın, palavradır. (Süleymaniye Camii kapalı alanı 4 bin metrekaredir).

Edirne Üç Şerefeli Camii (Plan ve dış görünüm)

Edirne Üç Şerefeli Camii (1437 – 1447) merkezî plana geçiş döneminin başlangıcı ise de Osmanlı, enine dikdörtgen plandan henüz vazgeçememiştir. Çok önemli bir nokta: Bu camide ilk defa revaklı şadırvan avlusu yer almış bulunmaktadır. Ana cami mekânında 4 taşıyıcı sütun üzerinde bir merkezî kubbe, iki yanda daha küçük boyutta kubbeler, yatık dikdörtgen ulu cami karakterini yansıtmaktadır.

Kasımpaşa Piyale Paşa Camii (Mimar Sinan) (Dış görünüm)

Mimar Sinan’ı Bizans etkili ana kubbeli merkezî sistemin uygulayıcısı ve bu sistemin virtüözü olduğunu, yaptığı eserlerle Osmanlı klâsiğine ulaştığını biliyoruz. Ne var ki âhir ömründe Bizans’ın ve Rönesans’ın merkezî sisteminden kopmuş, Kasımpaşa’da yaptığı Piyale Paşa Camii’nde İslâm’ın kadim geleneği olan yatık dikdörtgen plana dönmüştür. Ana mekânda ortadaki iki sütun, ön sıradaki üç ve arka sıradaki üç küresel kubbeyi taşımaktadır. Yani camide 3 + 3 = 6 kubbe bulunmaktadır.

Evet, selâtin camilerindeki engelsiz açıklıkları, yükseklikleri, muhteşem kubbeleri, velhasıl haşmetli görünümlerini ulu cami tipi camilerde göremezsiniz. Esasen günümüzde de Osmanlı klâsik cami prototipi, dokunulmazlığını ilân etmiş bulunmaktadır. Minare, kubbe, kemer gibi kadim elemanlar, dînî simgeler hâline gelmiş veya getirilmiştir.

Ne var ki biçimsellik İslâm’ın ruhunda yoktur, biçimsellik katedrallerin malıdır.


HÂMİŞ: Bazı e-posta ithamlarına yanıt vermem gerekiyor. Ben mimarlık tarihçisi değilim. Bilimsel çalışma da yapmıyorum. Sadece bir meraklı mimarım. Ne var ki yazılarımda mimarlık tarihinde yazılanları tekrar etmiyorum. Mimarlık tarihi kitaplarında rastlayamayacağınız bazı ilginç konuları dile getiriyorum.


yerguvenc@gmail.com

Yayın Tarihi : 9 Eylül 2012 Pazar 23:16:06
Güncelleme :10 Eylül 2012 Pazartesi 00:09:25


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yasar ertas IP: 94.135.148.xxx Tarih : 13.09.2012 20:01:41

ulu camiler:  ulu camileri ve normal camileri tamamlayan ulu kocaman bahcelerinin ve bu bahcelerinde peyzaj düzenlemesinin araba park yerlerinin vs. olmayisi ulu camileri tacsiz bir kiral a benzetmekteyim  hele hele istanbulda bazi cami avlulari var bu havlunun köseciginde kala kalmis ayaklari nerdeyse yolda mezarlar var  sahsen  bu mezar tasinin yaninda yabanci bir kisiye bu cami ulu cami derken celiski bende var oluyor yabancida ise bambaska düsünce olusuyor


Yılmaz Ergüvenç IP: 188.56.218.xxx Tarih : 10.09.2012 11:35:21

Gece yazdığım yazıyı sabahleyin okudum. Edirne Üç Şerefeli Camii'nde dört taşıyıcı sütun değil, iki taşıyıcı fil ayağı vardır. Düzeltir ve özür dilerim.